01 Ağustos, 2024 10:27 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:10
A+A-
Bu Yazıyı Paylaş
veya linki kopyala
BAKALIM KARABÜKE NE ZAMAN SIRA GELECEK ?
BAKALIM KARABÜKE NE ZAMAN SIRA GELECEK ?
Türkiye’de, beldeleri de dahil edersek, yaklaşık 1400 belediye var. Bir ikisi hariç hepsi borçlu. Belediyelerimizin toplam borcu 56 milyar lira. Bu rakama gecikme faizi dahil mi? Belli değil. (Aslında rakam da net değil. 80 milyar diyen de var) Tahsil edilemeyen vergilerinde 1 trilyon 141 milyar lira olduğu söyleniyor. Tıpkı SGK gibi, Maliye Bakanlığının müfettişleri, vergi denetim elemanları da bu büyük paranın tahsilini gerçekleştirememiş.
"Tencere dibin kara seninki benden kara"
Elinizi kolunuzu bağlayan mı vardı? Talimat almadan görevinizi yapamıyor musunuz?
Ne âlâ memleket değil mi?
Ayrıca, belediyelerin borcu bugünün meselesi değilki. Geçmişten günümüze hep borç içindeler. Yeni farketmiş gibi gündeme getirmenin amacı ne?
Peki, bu güne kadar neden tahsil etmediniz? Belediyelerin borçlarını yeni mi farkediyorsunuz?
SGK borcunu istememiş, tahsil etme yoluna gitmemiş! Belediyelerde kulağının üzerine yatmış. Borç gecikme faiziyle birlikte sürekli artmış. SGK talimatı alıp, şimdi harekete geçiyor. Belediyelerden alacağını tahsil etme yoluna gidecekmiş.
Talimat sonrası ilk haciz Mersin Belediyesine gitmiş bile. Medyaya düşen haberlere göre Başkan Seçer hesaplarına haciz konduğunu açıkladı. Ankara Yenimahalle belediyesine de ihtar gönderilmiş.
1 Nisan 2024 tarihi itibariyle Karabük Belediyesi'nin borcu yaklaşık 624 milyon TL. idi. Bunun ne kadarı SGK borcu bilmiyorum.
Bakalım, Karabük'e ne zaman sıra gelecek?
Belediyelerin toplam borcu; tahakkuk ettiği halde toplanamayan vergilerin % 5'i bile değil. % 95 i bırakıp, % 5 in derdine düşmek yada dikkatleri belediyelerin üzerine çekmek düşündürücü.
Haa, bu arada; tahsil edilemeyen 1 trilyon 141 milyarlık vergilerin içinde affedilen vergi borçları da var!
Belediyelere sıra gelene kadar, vergilerin neden tahsil edilmediğini, neden affedildiğini bir yetkili çıkıp şu millete bir açıklasa da öğrensek.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da 31 Aralık 2023 tarihinde sona eren 92. Hesap Dönemi Bilançosu'nda 818,2 milyar TL zarar açıklamıştı. Bütün belediyelerin borcu bu paranın % 7 si. Merkez bankasının 818.2 milyar zararı Kur Korumalı Mevduat hesabının da etkisiyle oluşmuştu.
Hiç vergi vermeyen, ülkenin devasa şirketlerinin isimleri internet ortamında dolaşıyor.
Nedir bunların ayrıcalıkları?
Bunlara neden göz yumuldu?
Son dönemde yaşadığımız ekonomik krizinde etkisiyle, belediye gelirleri yüzde 25/30 civarında bir artış kaydederken, giderlerin yüzde 100 ün çok üzerinde arttığını görüyoruz. Bu durum, ister istemez hizmetlerin aksamasına neden oluyor. Bu fark ancak girişimci belediyecilik yöntemi ile ortadan kaldırılabilir.
Son bir kaç yıldır belediyelerin borçları, ekonomik krizler nedeniyle daha da arttı.
Kent yönetiminde önemli bir role sahip olan, görev ve sorumluluk alanı her geçen gün genişleyen belediye yönetimlerinin üstlendikleri hizmetleri etkin bir şekilde yerine getirebilmeleri için, görevleriyle orantılı gelir kaynaklarına ve
mali açıdan özerk bir yapıya kavuşturulmaları büyük önem arz ediyor.
Belediyelerimizi borç yükünden nasıl kurtarırız?. Hangi yasal düzenlemelerle belediye gelirlerini artırırız? Hizmet kalitesini nasıl yükseltiriz? gibi sorulara yanıt aramak yerine, borçları nasıl tahsil ederiz yaklaşımı biraz insafsızlık. "Tencere dibin kara, seninki benden kara" misali
Belediyelerin gelir kalemleri kısıtlı. Parti gözetmeksizin hepsi borçlu.
Son dönemlerde, çıkarılan yasalarla; belediye gelir ve yetkilerinin kısıtlandığına şahit oluyoruz. Geçtiğimiz aylarda, yanlış hatırlamıyorsam, yeni bir torba yasa ile, bazı illerde, atık su ve katı atık tesislerinin Kültür ve Turizm Bakanlığına devri gündeme gelmişti. Sonuç ne oldu bilmiyorum.
Belediye borçları kısa, orta ve uzun vadeli olarak üçe ayrılıyor. Buna da bakmak lazım. Borcunu gününde ödeyip, çarkı döndürebiliyorsa sorun yok.
Belediyelerin gelir kalemleri 2464 sayili kanun ile belirlenmiş. Belediyeler kendilerine verilen görevleri yerine getirmek için öz gelirlere gerek duyuyorlar. Belediyelerin öz gelirleri içinde en istikrarlı gelir kalemi emlak vergisidir. Emlak vergisi ilgili belediyelerce tarh, tahakkuk ve tahsil edilen vergilerdendir. Gelir kalemleri arasında; harçlar, vergiler, su paraları ve kiralar önemli bir yer tutar. Bu kalemler yeterli gelmediği için neredeyse tüm belediyelerimiz büyük borç yükü altında.
Belediyelerin gelirleri ve harcamaları sayıştay tarafından düzenli olarak denetleniyor. Devletin belediye gelir ve yetkilerini kısıtlamak yerine bazı vergilerden pay vermesi gerektiğini düşünüyorum. Mesela Motorlu Taşıtlar vergisinden kayıtlı araç sayısına göre belli bir oranda pay verilebilir. Bu belediyelerimizin elini çok rahatlatacaktır.
Ne dersiniz bu mümkün mü?
İlyas Erbay