Avatarı
Mustafa AKAY tarafından
06 Temmuz, 2023 09:59 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:12
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

AYRANIMIZ YOK İÇMEYE

Yarı feodal ve geri kalmış bir ülke olmamıza karşın, teknolojinin nimetlerinden yararlanmasını iyi biliyoruz. Eskiden elektrik ve otomobil başta olmak üzere her şeye “gavur icadı” diye karşı çıkan gericilerimiz bile teknolojinin nimetlerinden en iyi bir biçimde yararlanıyorlar. Üretmeyen, daha doğrusu üretemeyen bir ülkede vahşi kapitalizmin tüketim hastalığından kurtulmak mümkün olmuyor, olamıyor. Asgari ücretin 8500 lira olduğu ülkemizde, bazı alanlarda tam anlamıyla bir tüketim çılgınlığı yaşanıyor. Bunun en somut örneği, cep telefonu. Türkiye, kendi cep telefonunu üretemiyor. Yani yerli bir markamız yok. Hep dışarıdan alıyoruz. Cep telefonu kullanımının her geçen gün yaygınlaşması cep telefonunda dışalımı (ithalat) katlayarak büyütüyor. Şimdiye kadar cep telefonu alımı için milyarlarca dolar ödeme yapıyoruz. 85 milyonluk nüfusumuz, neredeyse 85 milyon cep telefonu abonemiz var. Bir ailede kaç kişi yaşıyorsa o evde o kadar cep telefonu kullanılıyor. Hatta, iki, üç telefon kullanan bile bulunuyor. Ve Türkiye üretmiyor. Kesinlikle teknolojik yeniliklere ve kullanımına karşı değiliz. Cari açığı sürekli büyüyen, çocuklarına eğitimde fırsat eşitliğini sunamamış, açlıkla pençeleşen milyonlarca insanı olan, işsizliği her yıl artarak süren, eğitimlilerin yurt dışına gitme kuyruğuna girdiği mutsuz insanların ülkesinde bunun bir hovardalık olduğunu söylemek istiyoruz sadece. Televizyon ve gazetelerde cep telefonu reklamlarının bolluğu bu alanda bir kaymak olduğunu gösteriyor. Ballı kaymaktan yararlanmak isteyen firmalar da reklamlarla yurttaşı etkilemenin yolunu buluyorlar. Etkili de oluyorlar. Modellerin sürekli değiştirilmesi, albenili reklamlarla halkın beynine kazınıyor ve biraz da öykünmeyle insanlarımız telefonlarını beğenmez duruma geliyorlar. Bir aymazlık, bir savurganlık almış başını gidiyor. Bu işten birileri kazanıyor. Ama, Türkiye kaybediyor. Özelleştirme adı altında tam anlamıyla bir yabancılaşma sürecinde olan güzel ülkemiz kan yitiriyor. Ülkenin bütün değerleri yok pahasına satılırken, üretim alanları devreden çıkarılıyor ve bir ithalat cenneti yaratılıyor. Bir eli yağda bir eli balda olanların işleri iş. Tuzu kurular için fark eden bir şey yok. Ama, sabahleyin evden kahvaltı yapmadan çıkan, doğru dürüst süt içemeyen, et yiyemeyen, hatta yumurtaya bile hasret insanımız cep telefonu için her şeyini vermeye hazır durumda. Türkiye üretmiyor. Üretemiyor. Ürettirilmiyor. Ama, ülkenin kalkınmışlık kriteri neredeyse cep telefonu ile bağlantılı. Hani, Türkiye'nin çağ atladığını söyleyen abiler, durumdan yakınan gençlere " çıkar cebinden telefonunu" diyorlar ya! İşte, gelişmişliğimizin altında yatan giz bu. Otobüse binin herkesin elinde cep telefonu. Oynayanlar mı ararsınız, mesajlaşanlar mı? Ama, okuyan yok. Elinde bir gazete olan insan gördüğünüzde şaşırıyorsunuz. Kısacası, “ayranı yok içmeye” tabiri sanki bizim için söylenmiş. Ayranı olmayıp da Mercedes’le bir yerlere giden ülkenin insanlarının iyi bir araştırma konusu yapılması gerekir diye düşünüyoruz.

Yazarın Kaleminden

Namaz Vakitleri

Karabuk
20
Haziran Cuma
1446 HİCRİ Zilhicce 24
Öğle Vakti
Şuanki vakit
Öğle
  İmsak
03:08
  Güneş
05:10
  Öğle
12:56
İkindi vaktine kalan süre
 
  İkindi
16:56
  Akşam
20:33
  Yatsı
22:25

Öne Çıkan Haberler

blank
Haberde İnsan

Karabük’ten Çaycuma’ya gazete sevgisiyle köprü kuruyor

blank
Eskipazar

Karabük’te İUP Kapsamında 121 Geçici İşçi Alınacak

blank
Karabük

CHP’li Akay, 55 Metrelik Listeyi TBMM Kürsünde Açtı

blank
Karabük

Milletvekilleri Üniversite Konusunda Neden Sessiz?

blank
Safranbolu

SAFRANBOLU’DA ÇİFTE STANDART İDDİASI!