Demokrasisi tıngır mıngır işleyen ülkelerde, insanlar hak arama ve talepte bulunma yetilerini de yitiriyorlar. Buna, en somut bizim ülkemizi örnek verebiliriz. Ülkemizde, ezilen kesimlerin "ağızları vardır, ancak dilleri yoktur". Bir yığın haksızlığa uğrasalar bile, seslerini çıkarmazlar, haklarını arama yolunda mücadele etmezler. Kaderci anlayışlarının da bunda etkisi vardır. Ama, asıl etki, insanların uyuşturulmaları ve baskı altına alınmalarında yatar. Türkiye'de geçinmek zordur. Hele hele çocuk okutmak hepsinden zordur. İşsizlik, pahalılık, belini büker insanların. Hayatın her alanında eşitsizliğin diz boyu olduğu ülkemizde, insanlar kaderlerine razı olurlar ve bir kenarda otururlar. Sosyal medyada gösterilen cılız tepkiler dışında, bunu yazgı olarak görür, büyük çoğunluk. Çünkü, bu ülkede insanların örgütlü olmalarının önüne bir set çekilmiştir. Göstermelik örgütler bulunsa da hak arama mücadelesini adam gibi yapan ve yılgın kitlelere öncülük yapanlar ortalarda yokturlar. Gıda enflasyonunda dünya birincisi olan ülkemizde insanlar yeterli beslenme olanağından da yoksundurlar. Ama, çıkıp da bir kelam etmezler. Çünkü, sindirilmişlerdir. Akaryakıt her gün zamlanır. Sesini çıkaran olmaz. Akaryakıta yapılan zam, piyasadaki her ürüne yansır ve fiyatların alabildiğine artmasına neden olur. Bir Allah'ın kulunun aklına gelip de tepki için "bir gün kontak kapatayım" demez. Çünkü, örgütüzdür. Örgütsüz toplumları yönetmek kolaydır. Eğitimde, sağlıkta, işe girmede, siyasette fırsat eşitliği yoktur. Parası olan çocuğunu en iyi özel okullarda okutur. Parası olan otel konforunda özel hastanelerde tedavisini olur. Dayısı olan işe rahatlıkla girer. Bol parası olan siyasi yaşamda yerini alır. Parası olmayanın çocuğu okuyamaz, parası olmayan ölsün mantığı artık resmiyet kazanmıştır. Arkası olmayan, eğitimli, liyakatli gençler hiçbir sınavı geçip, işe giremez. Günümüzde her şeyin paraya endekslenmesi, bilgili, birikimli ve yurtsever insanların siyasete girmesini önemli ölçüde etkiler. Kısacası, artık para her şeydir. Bütün bunların yanında, bu milletin ağzı vardır, dili yoktur. Sorunlarını haykıramaz. Soramaz, sorgulayamaz. Anayasanın eşitlik ilkesi uygulanmaz bu ülkede. Onun için bu ülkenin insanının üzerine bir hırka bir lokma felsefesi şıp diye oturur.