blank
Fikret Gökçe tarafından
18 Nisan, 2020 07:03 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:12
A+ A-

121 VEKİL NEREDEYDİ ?

Büyük devrimci Deniz GEZMİŞ ve arkadaşlarının idam edilmesine dair karar da TBMM’de bugünlerde yapılan bir oylama sırasında alınmıştı. 24 Nisan 1972 günü yapılan oylamada CHP’nin 144 milletvekilinden 28’i Gezmiş ve arkadaşlarının asılarak idam edilmeleri lehine oy verirken, 47’si hayır diyor ikisi çekimser kalıyor ve 67’si oylamaya katılmıyordu. Bu evet diyenler arasında Kemal SATIR (Adana), Ali İhsan GÖĞÜŞ (Gaziantep), M. Kemal Çilesiz (Giresun), İsmail Hakkı ARAR  (İstanbul), Ali Rıza UZUNER (Trabzon) ve Ahmet GÜNER (Zonguldak) gibi bu tavırları nedeniyle bugün bile hala bağışlanamayan ve isimleri saygıdan yoksun bir şekilde hatırlanan vekiller de bulunuyordu. TBMM’nin B : 77, O : 1 , 24. 4. 1972  tarihli tutanağında : “Deniz GEZMİŞ, Yusuf ASLAN ve Hüseyin İNAN’ın ölüm cezalarının yerine getirilmesine dair kanun tasarısı verilen oyların sonucu kabul edilmiştir” yazıyor ve oylama sonucu şu şekilde açıklanıyordu. Üye Sayısı :           450                                        Kabul Edenler : 273 Oy Verenler :        323                                         Reddedenler :     48 Katılmayanlar :     118                                         Çekimserler :       2 Açık Üyelikler :        9 Necmettin ERBAKAN ve Osman BÖLÜKBAŞI oylamaya katılmadı. Hiçbir cinayete karışmayan sadece ABD emperyalizmine karşı olan ve tam bağımsız Türkiye sevdası peşinde koşan bu üç devrimcinin idam edilmelerine evet diyen bu 28 milletvekilinin yarattığı utanç bir yana 67’sinin oylamaya katılmayarak sergilediği sorumsuzluk aradan geçen bunca yıla karşın hala unutulmadı. Bu olaydan tam 48 yıl sonra bugünlerde yine bir Nisan günü TBMM’nde biz CHP’lileri üzüntüye sevk eden bir başka sorumsuzluk daha yaşandı. Apar topar meclise getirilen ve bilindik tartışmalarla hızlıca geçirilip gece yarısı iktidar partilerinin oylarıyla kabul edilen infaz yasası uyarınca aralarında hırsızın, katilin, uyuşturucu, kaçakçılık, görevi kötüye kullanma, taciz, tecavüz ve rüşvet suçlularının da bulunduğu  90 bin dolayında mahkum tahliye edildi. Korona salgını can almaya devam ederken, vatani hizmet süreleri dolan askerlerin terhisi dahi ertelenirken toplumda yeni bir endişe ve korku yaratan bu gelişmenin oylandığı sırada ana muhalefet partisinin 1972 yılındaki 144 milletvekiline yakın sayıdaki 139 milletvekilinden sadece 18’inin oturuma katılarak red oyu vermesi, böylesine kritik günlerden geçtiğimiz bu süreçte doğrusu hiç bize yakışmadı. Neredeydi bu 121 milletvekili, çok mu önemli işleri vardı ?  Ya da Cumhurbaşkanlığı seçimi gecesi yaşanan “ADAM KAZANDI” anlayışının  yarattığı bir KEPENK İNDİRME eylemi miydi bu ? Bir futbol takımının en zayıf rakibiyle maç yaparken dahi 18-21 kişilik kadrosuyla, son düdük çalana kadar yedekleri bile kulübeden ayrılmazken nereye tüymüştü bu 121 kişi ? Keşke hiç katılmasaydınız oylamaya, belki bunun bir anlamı olabilirdi. Böyle davranmaya hakkınız yok, bizi ve partimizi bu durumlara düşürmeye hakkınız yok beyler. Cumhuriyeti kuran ve kurulduğundan beri ayakta kalan tek siyasi kuruluş olan partimize, Atatürk’ün fırkasına zarar vermeye hakkınız yok. Ama benim bunları yazmaya ve konuşmaya, bu eleştiriyi yapmaya hakkım var. Çünkü; çocukluğumdan beri CHP’liyim ve 3 Kasım 2002 ile 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde partimin isteği doğrultusunda Karabük Aday Adayı olmuş bir kişiyim. Bu yüzden hakkım var. Geçmişine bakın, mecliste 30 milletvekiliyle muhalefetin kralını yapan partinizin tarihine bakın. 1954 genel seçimlerinde yüzde 35.11 oranında oy alan CHP ancak 31 milletvekili çıkarabilmiş, Demokrat Parti ise, yüzde 58.63 ile 503 sandalye kazanmıştı. Bu seçimlerden dört yıl öncesine kadar Cumhurbaşkanı olan Rahmetli İsmet İNÖNÜ otuz  milletvekiliyle DP’nin sert ve antidemokratik iktidar anlayışına karşı boyun eğmemiş, teslimiyet içine girmemişti. İktidarın saldırıları ve uyguladığı şiddet politikası İsmet Paşa’yı yıldıramamış ve  O’nu demokratik kurallara uygun muhalefet anlayışından uzaklaştıramamıştı. Bu konuda İbrahim ŞAHİN’in Tarih ve Günce, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Dergisi’nde yer alan  İKTİDAR-MUHALEFET İLİŞKİLERİ ÇERÇEVESİNDE İNÖNÜ VE MENDERES’İN SİYASET DİLİ  başlıklı yazısında anlatılan meclis görüşmesi uygun bir örnek olacaktır sanıyorum. Bu yazıda verilen bir önergenin  15 Kasım 1954’te görüşülmesi sırasında parlamento tarihimizin en ilginç polemiklerinden biri anlatılıyor; İnönü; Halkçı gazetenin 8 Kasım’daki yayınından dolayı mahkemeye verildiğini  belirtmiş, ayrıca Kırşehir’in ilçe yapılması ve muhtarlık seçimleri öncesi muhaliflere ve CHP’li muhtarlara baskı yapıldığını eleştirmiş ve bu konuda bir konuşma yapmıştır. ( 1954 seçimlerinde Osman BÖLÜKBAŞI’nın CKMP’si Kırşehir’den dört, Hürriyet Partisi’de Burdur’dan dört milletvekili çıkarmış, bu sonuç üzerine Kırşehir ilçe yapılarak Nevşehir’e bağlanmıştır ) İnönü’nün ardından söz alan Menderes’in üslubu yine çok serttir. Menderes; “İsmet İnönü, vicdanlarınızın huzurunda kâh melekane, peygamberane bir üslup ile, kah profesyonel bir caninin soğukkanlılığı ile..” diyerek başlamış, fakat Menderes’in bu sözleri meclisi karıştırmıştır. Meclis sıralarından “sözünü geri al” sesleri yükselmiştir. Buna karşılık Menderes, “şimdiden şiddet gösterecek olursanız ilerde söyleyeceklerime hiç tahammül edemezsiniz” diyerek karşılık vermiş ve konuşmasına devam etmiştir. Menderes’in ardından yeniden söz alan İsmet İnönü, “Başvekil benim konuşmama cevap verdi. Cani, yalancı, milli jurnalci, bunun gibi sözler kullandı. Ben eminim ki kem söz sahibinindir, atasözü hatırınızdadır. Bütün bu sözleri Büyük Meclis huzurunda, Büyük Meclise karşı hürmet duygusuna uygun bulmadım. Kendisini bu mevzuda takib edemem. Yetişme tarzım ve Büyük Meclise saygım Mecliste böyle konuşmama manidir” diyerek kendisine yönelen eleştirileri cevaplamıştır. Verdiğim bu örneğin yaşadığımız süreçle benzerlikler içerdiğini fark ettiğinizi düşünüyorum. İşte bu yüzden Sayın Vekiller, temsil ettiğiniz kitleye ve sahip olduğu siyasi duruşa yakışan tavrı gösterin ve Cumhuriyet’le yaşıt, Büyük Atatürk’ün Partisi’nin mensubu olduğunuzu unutmayın. Fikret GÖKÇE Kıbrıs Gazisi-Mak.Müh.