Ihlas Haber Ajansı tarafından
16 Mart, 2024 16:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Yapımı 8 saat sürüyor, hazır olunca kaleden davul çalınıyor

Çorum’un İskilip ilçesinde yüzyıllardır devam eden geleneği yaşatan vatandaşlar, fırınlarda 8 saatte pişirdikleri keşkekle iftar sofralarını lezzetlendiriyor.
İskilip ilçesinde 8 saatte pişen keşkek iftar sofralarının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. İskilip’in her mahallesinde bulunan keşkek fırınları yüzyıllardır devam eden geleneğe şahitlik etmeye devam ederken, iftar saatinde fırınlarda yoğunluk yaşanıyor. UNESCO’nun Müşahhas Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan keşkeğin 8 saatlik lezzet yolculuğu iftar sofralarında sonlanıyor.

Fırınlarda yoğunluk oluşuyor
İskilip Belediye Başkanı Ali Sülük’ün girişimleri ile marka tescili alan ve ilçenin özgün yemeklerinden olan keşkek, meşhur İskilip dolmasından sonra kentin en uzun pişen ikinci yöresel yemeği olma özelliğini taşıyor. Keşkeğin yoğun ilgi görmesi en çok fırın sahiplerinin yüzünün güldürüyor. Yılda bir ay çalışan keşkek fırınları, bu ayı en karlı şekilde kapatmak için her türlü imkanı müşterilerine sağlamaya çalışıyor.

Keşkekler hazır olunca kaleden davul çalınıyor
Sabah saatlerinde vatandaşlar tarafından keşkek çömlekleri fırınlara getiriliyor. Her bir çömleğin üzerinde karışmaması için işaretler bulunuyor. Keşkekler hazır olduğunda ise davulcular İskilip Kalesi’nde davul-zurna çalıyor. Davul-zurna sesini duyan vatandaşlar keşkek fırınlarına giderek çömleklerini alıyor.

“Keşkek bizim kırmızı çizgimiz”
Keşkek’in İskilip için olmazsa olmaz olduğunu dile getiren Recep Bodur, “Yani bizim kırmızı çizgimizdir. Ramazan ayında keşkek, tarhana çorbası, salata bu üçlüden İskilipliler bir ay boyunca ayrılmaz. Sabah saatlerinde keşkekler fırına verilir. Akşam da İskilip Kalesi’nden davul çalınır. Davul sesini duyan keşkeğin fırından çıktığını anlar ve fırına gelerek keşkeklerimizi alırız” dedi.
Ramazan keşkeğinin bir gelenek olduğunu dile getiren Bodur, “İnşallah bu gelenek kaybolmaz. Gelecekte de çocuklarımız bu geleneği yaşatır. Güzel bir gelenek inşallah devam eder. Bayanlar uğraşmıyor. Hazır bir yemek” ifadelerini kullandı.

“Keşkek, iftar sofralarının vazgeçilmezi”
Keşkeğin iftar sofralarının vazgeçilmezi olduğunu dile getiren fırıncı esnaflarından Ahmet Kula ise, “Ramazan ayı boyunca bütün mahallelerde keşkek yapılır. Sabah getirilen keşkek çömleklerini vatandaşlar akşam nare sesiyle birlikte gelerek fırınlar açılır insanlar keşkeklerini alır ve evine gider” diye konuştu.

blank
İsmail AKCA tarafından
11 Nisan, 2025 23:18 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Eğitim Kenti Karabük Vizyonu..!

Bir zamanlar Karabük’ün en köklü mahallelerinden biri olan Öğlebeli Mahallesi, bugünlerde sessiz bir çığlık atıyor. Bu çığlık, artık kapanma noktasına gelen ve 1-2-3-4. sınıfların adeta bir arada eğitim gördüğü okulda..!

Konuyu daha önce gündeme getirmiştik lakin yetkililer tarafından geçiştirilerek üzeri kapatılmıştı.

21. Yüzyılda şehrin göbeğinde birleştirilmiş sınıf uygulaması!

Tam da “Eğitim Kenti Karabük” vizyonuna uygun değil mi?

Yaşanan son olay, ne yazık ki bu çığlığı bambaşka bir boyuta taşıdı:

Bir veli, bir anne baba, ipe sapa gelmez iddialarla çocuğunu emanet ettiği okulun müdür yardımcısına saldırdı. Günlerdir okulda adeta terör estiren bu aile ile ilgili kulağımıza gelen bilgiler çok ürkütücü boyutlarda. Müdür Yardımcısına fiziki şiddet uygulayan şahsın psikolojik raporu olduğu ve cezai ehliyetinin bulunmadığı, bunu da ulu orta bağırarak “benim raporum var kimse bana dokunamaz, istediğime istediğimi yaparım” şeklinde kendine silah edindiği söyleniyor. Eğer gerçekten böyleyse acilen araştırılıp müdahale edilmesi gereken bir durum zira bu durumda okulda kimsenin can güvenliği yok demektir.

Aslında Öğlebeli İlkokulu'nda yaşananlar Türkiye’de eğitim sisteminin geldiği noktanın bir göstergesi.

Eğitimde fırsat eşitliği gibi kavramların içinin boş olduğunun bir kanıtı. Daha önce ülkemizin birçok yerinde şahit olduğumuz bu şiddet olayları ise eğitimdeki çöküşün, öğretmenlik mesleğinin düşürüldüğü durumun fiziksel bir temsili haline geldi.

Bu olay, sadece Öğlebeli için değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki eğitim sistemimiz için bir uyarı niteliğinde. Sorunları görmezden gelmek yerine, eğitimde daha modern ve kapsayıcı çözümlerle geleceğimizi koruma vakti. Öğlebeli'nin sesi, aslında hepimizin sesi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.