Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Valilikten Demir Çelik Lisesi Açıklaması

Gündem Yayın: 06.12.2022 12:10
Valilikten Demir Çelik Lisesi Açıklaması

Karabük’te Demir Çelik Lisesi dahil 5 okulun yıkılması ve 8 okulda da güçlendirme kararı verilmesinin ardından özellikle Demir  Çelik Lisesinin yıkılması kararı sonrasında sosyal medyadan gösterilen tepkiler üzerine Karabük Valiliği tarafından açıklama yapıldı.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bazı sosyal medya hesaplarında Karabük Demir Çelik Anadolu Lisesi ile ilgili yapılan paylaşımlar ile üzerine bir basın açıklaması yapılması ihtiyacı hasıl olmuştur.

Bakanlığımızca öğrencilerimizin daha dayanaklı ve sağlıklı fiziki ortamlarda eğitim öğretim faaliyetlerine ulaşımını sağlamak amacıyla yeni okul yapımının yanı sıra mevcut okullarımızın durumları ile ilgili depremsellik analizleri yaptırılarak dayanaklılık durumları tespit edilmektedir.

Bu kapsamda ilimizde bulunan bütün okullar gözden geçirilmektedir. Bu zamana kadar gerçekleştirilen depremsellik analizleri sonucunda güçlendirme maliyeti, maliyet oranı ve bina yaşları dikkate alındığında 8 okul binasının kullanılmasının uygun olmayacağı sonucuna varılarak yıkım kararı verilmiş ve söz konusu okullar ivedilikle boşaltılmıştır.

Demir Çelik İşletmeleri tarafından 1940 yılında özel ilkokul olarak yapılan, sonrasında bünyesinde ortaokul ve lise de açılan ve 1954-1955 eğitim öğretim yılında Bakanlığımıza devredilen, İlimizin en eski ve köklü okulları arasında yer alan ve binlerce Karabüklünün eğitim aldığı 3 bloktan oluşan Demir Çelik Anadolu Lisesi’nin A Bloğunda yapılan depremsellik analizi sonucu yıkım kararı verilmiştir.

Bu sonuca göre öğrencilerimiz 2000 yılında yapımı tamamlanan Demir Çelik Anadolu Lisesi C Blokta eğitim öğretime devam etmektedir.Yıkım kararı verilen ve boşaltılan okulların yerine daha donanımlı ve fiziksel imkânları bakımından modern ve günümüz şartlarına uygun, güncel deprem yönetmeliğine göre standartları yüksek, donanım olarak da öğrencilerimizin gerek akademik gerekse sosyal ve kültürel ihtiyaçları gözetilmek suretiyle teknolojik altyapıları da güçlü okul binaları yapılması konusunda Bakanlığımız nezdinde çalışmalar devam etmektedir.

Ayrıca statik ve mimari gerekçeler ile beton dayanımları dikkate alınarak bina güçlendirmesi kararı verilen okullarımızdan 8 tanesinde ise güçlendirme çalışmalarına başlanmış olup, inşaatların en kısa sürede tamamlanması için çalışmalar hızla devam etmekte ve titizlikle takip edilmektedir.Yıkım kararı verilen okullarımız ile güçlendirme çalışmalarına başlanan binalarımız ivedilikle boşaltılarak, öğrencilerimiz fiziki imkânları uygun ve yakın olan okullarımıza alınarak eğitim öğretim faaliyetlerinin sorunsuz devam etmesi sağlanmıştır. Ayrıca ihtiyaç durumuna göre öğrencilerimiz için taşıma yoluyla eğitime erişim imkânı da sunulmuştur.” (Nurettin Acar)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

YOK ÖYLE UMUTLARI YİTİRİP KARANLIKLARDA SAVRULMAK

Manşet Yayın: 19.05.2024 15:19
YOK ÖYLE UMUTLARI YİTİRİP KARANLIKLARDA SAVRULMAK

Bakınız üstat Nazım Hikmet ne diyor..

“Yok öyle umutları yitirip

Karanlıkta savrulmak.

Unutma; aynı gökyüzü altında,

Bir direniştir yaşamak.

 

İtilaf Devletleri’nin işgaline karşı Türk Kurtuluş Savaşı’nın başladığı gündür 19 Mayıs 1919

 

Umutları yitirip, karanlıkta savrulsa idik, bugün dini ve milli bayramlarımızı coşku ile, özgürce, gururla kutlayabilir miydik?

 

İnancın, azmin, kararlılığın, mücadelenin en güzel örneğidir kurtuluş savaşımız.

Gerçek bir liderin milletiyle nasıl bütünleştiğinin en güzel destanıdır.

 

Bakınız Aziz Atatürk o günlerde de en umutsuz bir anda nasıl kararlılıkla öne atılıyor.

“Bazı arkadaşların yoksulluk içinde bu büyük dâvanın başarılamayacağını zannederek, memleketlerine dönmek arzusunda olduklarını duydum. Arkadaşlar! Ben sizleri bu millî dâvaya silâh zoruyla davet etmedim, görüyorsunuz ki sizi burada tutmak için de silâhım yoktur. Dilediğiniz gibi memleketlerinize dönebilirsiniz. Fakat şunu biliniz ki, bütün arkadaşlarım beni yalnız bırakıp gitseler, ben bu Meclis-i Âli’de tek başıma kalsam da, mücadeleye ahdettim. Düşman adım adım her tarafı işgal ederek Ankara’ya kadar gelecek olursa, ben bir elime silâhımı, bir elime de Türk bayrağını alıp Elma Dağı’na çıkacağım. Burada tek başıma son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu mukaddes bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım. Bu bayrak kanımı sindire sindire emerken, ben de milletim uğruna hayata veda edeceğim. Huzurunuzda buna and içiyorum.”

 

Keskin bir zeka, kararlı bir duruş, ölümü göze alacak kadar vatanına, milletine adanmışlık. Böyle bir gücün önünde kim durabilir?

 

Etrafımız ateş çemberi. Emperyal eşkiyalar, kan emici vampirler bugün de iş başında. İşte, Gazze’de savunmasız masum insanları dünyanın gözü önünde acımasızca katlediyorlar.

Artık daha cesaretliler, niyetlerini de gizlemiyorlar. Bizimle ilgili planlarını biliyoruz.

İçimizdeki işbirlikçi uşaklarını da biliyoruz.

 

İçimizdeki hainlere rağmen, damarlarında asil kan taşıyan milyonlarca vatan evladı istiklalimizin ve Cumhuriyetimizin en büyük  garantisidir.

Tüm yurtta milyonlarca insan yine sokaklara sığmadı. 19 Mayısı muhteşem törenlerle, çoşkuyla  kutladık. Cumhuriyet düşmanlarına, vatan hainlerine,  topraklarımızda gözü olanlara bundan daha güzel bir yanıt olabilir mi?

 

Aziz Atatürk 1 asır önce ne güzel ifade etmiş;

“İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyaya emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten dahi elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerini siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

 

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen;

Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur!

 

“Yok öyle umutları yitirip

Karanlıkta savrulmak.

Unutma; aynı gökyüzü altında,

Bir direniştir yaşamak.”

 

Milli mücadelemizin başlangıcı olan 19 Mayıs 1919’un 105. yılı  kutlu olsun. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olsun. Aziz şehitlerimizin ve Atatürk’ümüzün ruhu şad olsun.