Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
19 Ağustos, 2023 00:48 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Vali Taşbilek Gümüşhane’den gözyaşlarıyla uğurlandı

blank
Gümüşhane Valisi iken son kararname ile Vali-Mülkiye Başmüfettişi olarak atanan Vali Kamuran Taşbilek, kentten gözyaşları içerisinde uğurlandı.
27 Ekim 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2018/202 Sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Gümüşhane Valisi olarak atanan Vali Taşbilek, 10 Ağustos 2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Valiler Kararnamesi ile Vali-Mülkiye Başmüfettişi olarak atandı.
Hükümet Konağından uğurlanan Vali Taşbilek, bina girişinde kendisini bekleyen şehit ve gazi aileleriyle vedalaştıktan sonra merasim mangasını selamladı.
Valilik önünde oluşan uzun kuyrukta kendisini bekleyenlere tek tek sarılarak helallik alan Vali Taşbilek, gözyaşlarını tutamayan birtakım vatandaşları da teselli etmek zorunda kaldı.
Eşi Sibel Taşbilek’le başta şehit aileleri olmak üzere isteyen herkesle hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra aracına binen Vali Taşbilek, duygusal anlar yaşadıktan sonra kentten ayrıldı.
Bugün toplumsal medya hesabından bir de veda bildirisi yayımlayan Vali Taşbilek Gümüşhane’yi “Dağların koynuna saklanmış İnci tanesi, Gümüşhanevi Hazretlerinin gül kokusunu aldığımız mübarek diyar, hoşlar hoşu...” kelamlarıyla tanım etti.
Yaklaşık 5 yıl evvel Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takdir ve tensipleriyle Vali olarak atandığı kente verdiği kelam gereği Valiliğin kendisi için bir yükselme sıkıntısı değil bir yüklenme problemi olduğunu tabir eden Vali Taşbilek, “Valilik vazifesini yürütürken kahraman şehitlerimizin kıymetli emanetleri değerli şehit ailelerimiz, yiğit gazilerimiz, yetimlerimiz, öksüzlerimiz, yaşlılarımız, engellilerimiz, toplumumuzun dezavantajlı bölümleri bizim önceliğimiz oldu. Gönül kapılarınızı çalmaya, sıkıntılarınızla dertlenmeye, her türlü imkânı kullanarak mümkün olduğunca deva olmaya geldiğimiz bu hoş kentte, ben ve çok bedelli eşim, verdiğimiz kelama sonuna kadar bağlı kalarak, köylerinde, beldelerinde, ilçelerinde kısacası kentimizin her yerinde şehit ailelerimizin, gazilerimizin, yaşlılarımızın, engellilerimizin yanlarında olduk. Yetimlerimizin, öksüzlerimizin, devletimizin şefkatine teslim edilmiş yavrularımızın başını okşamak, hayatlarına dokunmak her daim önceliğimiz oldu. Valilik Makamım devletimizin istek kapısı bildik, herkese açık tuttuk. Kapı kapı, konut mesken dolaşarak milletimizin devletimizden razı olmasını hedefledik. Sevgi, merhamet ve adalet rehberimiz oldu. En kalbi hislerle arzı veda ederken Aziz milletimize bir vilayette en üst seviyede, Vali olarak, hizmet etme imkanını bahşeden Ulu Rabbimize sonsuz şükürlerimi tabir ediyorum. Takdir ve tensipleriyle bu hoş kente bizleri layık gören Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a en kalbi hürmetlerimi ve şükranlarımı arz ediyorum. Kentimizi emanet edeceğimiz pahalı meslektaşım Sayın Alper Tanrısever’e ve saygıdeğer ailesine Gümüşhane’nin güzel olmasını, hayırlar getirmesini diliyorum. Birlikte misyon yaptığım bütün mesai arkadaşlarıma, yuvamız olan bu kentin bütün hoş beşerlerine şükranlarımı sunuyorum. Her daim dualarımızda olacak hoş beşerler, pahalı dostlarımız, hepinizi Allah’a emanet ediyoruz. Kalın sağlıcakla” tabirlerini kullandı.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
23 Kasım, 2025 15:18 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

ÖNLEM ALMANIZ İÇİN BU FELAKETİN YAŞANMASI MI GEREKİYORDU?

İstanbul Fatihte, 4 kişilik bir aileyi hayattan koparan ihmaller zincirini günlerdir, TV lerden, üzüntüyle takip ediyoruz.

Otelde ehil olmayan kişiler tarafından yapılan ilaçlamadan mı? Sokak satıcılarının hijyen koşullarına uymadan sattıkları yiyeceklerden mi? Halen tam olarak netleşmedi.
Bu acı olayın ardından,
Tarım Bakanımız, tarım ilaçlarının artık beşeri ilaçlar gibi belirli miktarda ve sadece yetkili ziraat mühendislerinin reçetesiyle alınabileceğini açıklamış. Sn.Bakan, "Sokak Lezzetleri diye tabir edilen gıda satış yerlerini de mercek altına aldıklarını belirtmiş.

Bu önlemlerin alınması için, bir felaket mi yaşanması gerekiyordu?
Tarım ilaçlarının bu güne kadar reçetesiz satıldığını Sayın Bakanın açıklaması ile öğrenmiş olduk. Sokak satıcıları da mercek altına değilmiş. Bu acı olaydan sonra mercek altına alındıklarını yine Sayın Bakanın açıklamasından öğrendik.

  • Neden, felaketler yaşanmadan önlem almıyoruz?
  • Felaketleri öngörmek, önleyici faaliyetler geliştirmek çok mu zor?
  • Tarım ve Orman Bakanlığımız bünyesindeki Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğümüz ne için var?

T.C. Anayasası 56. madde bakınız ne diyor;
“Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimdeki sağlık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.”

Peki, Anayasada ifade edildiği şekliyle,
Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürebilmesi için ne yapıyor?

Yasal düzenlemeler en ince ayrıntısına kadar tanımlanmış. Bundan kuşkumuz yok.
Belli ki sıkıntı uygulamada.
Yasal düzenlemeler kadar, denetim mekanizmasının doğru işletilmesi de hayati derecede önemli.

TARIM İLAÇLARI ARTIK ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN YAZDIĞI REÇETELERLE ALINACAK MIŞ!

Peki, bu güne kadar tarım ilaçlarını kim satılıyordu? İlaç bayileri.
Çiftçi, ürününde bir hastalık meydana geldiğinde ilk başvurduğu yer neresi? ilaç bayisi. Bayinin tarım ilaçlarının nasıl kullanılması ile ilgili bir eğitimi var mı? Bildiğim kadarıyla yok.
Tarım ilacı satan bayiye koşan çiftçi bayiden kendisine yardımcı olmasını istiyor. İlaç bayileri bol miktarda ilaç satma eğilimi ile hem doktor hem de eczacı gibi davranarak çiftçiye istediği kadar ilaç veriyor. Çiftçi ilacın etkileri hakkında bilgi sahibi olmadığından sorunu hemen çözmek için ilacın dozuna ve yöntemine hiç dikkat etmiyor. Ne kadar fazla kullanırsa, etkisinin o oranda çok olacağını zannediyor.
İlaçlama firmaları da muhtemelen böcek ilaçlarını tarım ilacı satan bayilerden temin ediyorlar.

Hani şu Avrupa’ya ihraç ettiğimiz Tarım ürünleri normalin çok üzerinde ilaç kalıntıları nedeniyle geri gönderiliyor ya. Normalin 10 katı, 50 katı Pestisit maddesine rastladığı haberleri zaman zaman basından öğreniyoruz ya. İşte o "Pestisit" denen madde böcek ilacı. Kanserojen bileşenler içeriyor.

Dahiliye Uzmanı Prof.Dr.Osman Erk bir hesap yapmış. Kişi başına, 1 yılda 5-10 kg zararlı katkı maddesi tüketiyormuşuz. Bu da obezite, alerji ve kansere davetiye çıkarıyormuş.
Daha önce bir kaç kez yazılarımda bu tehlikeye dikkat çekmeye çalışmıştım.

Sadece sebze ve meyvelerde kullanılan tarım ilaçlarından mı?
Marketlerden satın aldığımız hazır gıdalardan da zehirleniyoruz.

  • MSG Çin tuzu Tam ismi Mono Sodyum Gulutomat E 621
  • Yüksek fruktozlu mısır şurubu * Aspartam E951
  • Suklaroz E 955
  • Potasyum bromat E 924
  • Trans yağ ( hidrojenin yağlar) * Benzoik asit BHA BHT
  • Emilgatör ve gıda boyaları…
    Bunlar en tehlikeliler.
    Soframıza gelen her şeyde zehir var. Hastalıklar, özellikle; kanser, neden bu kadar arttı? Obezite keza öyle. Genetiği değiştirilmiş ürünler, hormonlu gıdalar…
    Kim koruyacak bizi bunlardan?

Dünyanın gelişmiş ülkeleri çiftçilerini ilaç kullanımı konusunda çok sıkı kontrole tabi tutuluyorlar ve eğitiliyorlar. Bizde ise, gıda güvenliği, ihmal edilen, üzerinde yeterince durulmayan bir konu.

Tarım ilaçlarının satışı ile ilgili düzenlemeyi bile; bir aile yaşamdan koptuktan sonra daha yeni yapıyoruz. Sözün bittiği yerdeyiz.
"BAKAN" değil, gören, önlem alan olun!
Bu ülkede ölüm bu kadar ucuz olmamalı !

İlyas ERBAY

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.