Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Uzmanlar aileleri uyarıyor: “Bebek ve çocuklara yönelik ev kazalarına dikkat” 

Gündem Yayın: 22.09.2018 14:12
Yazar:
Uzmanlar aileleri uyarıyor: “Bebek ve çocuklara yönelik ev kazalarına dikkat” 

Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Recep Akdur, bebek ve çocuk yaralanma ve ölümlerinin çok önemli bir bölümünün önlenebilen kazalara bağlı olduğuna dikkat çekerek, aileleri ev kazaları konusunda uyardı. Bebek ve çocuklara yönelik ev kazalarının ölümcül sonuçlara da yol açtığını belirten Akdur, ailelerin çok dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı.
Akdur, “Aileler alacakları önlemlerle, yaralanma ve ölümle sonuçlanan ev kazalarına yönelik, bebek ve çocuklarının güvenliğini büyük ölçüde sağlayabilirler. Ailelerin, bebek veya çocuğun bakımını üstlenen kişilerin çok ama çok dikkatli olmaları gerekiyor. Düşmeler, boğulma, zehirlenme, elektrik çarpması, yanık ve yangınlar, ateşli silahla yaralanma, bebek ve çocuklar için ev ortamında görülen çok önemli kazalardır. Ev ortamı, bebek ve çocukların sağlıklarını ve yaşamlarını tehdit eden bir çok riski de barındırmaktadır. Bu nedenle ailelerin ev içinde mümkün olan bütün önlemleri almaları gerekiyor.” diye konuştu.
Çocuk acil servislerine yapılan başvurularda, bebek ve çocukların düşmeleri sonucu oluşan travmaların önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Prof. Dr. Recep Akdur, ailelere şu uyarılarda bulundu:
“Evinize göz atmanız bunun nedenini ortaya çıkaracaktır. Mobilyalar, ev eşyaları, pencere, merdiven ve balkonlar, bebek ve çocuklar için risk faktörlerinin başında yer alıyor. Sandalye ve diğer tüm mobilyaların pencerelerden uzakta olması, pencerelere takılacak parmaklıklar, emekleyen ve yeni yürümeye başlayan bebeklerin ve küçük çocukların merdivenlerden uzak tutulması, bebeğin ve küçük çocuğun uyuduğu veya bulunduğu yatağın kenarlarının mutlaka korumalı olması, yerlerin kaygan olmaması, düşmelere karşı alınabilecek önlemlerden bazılarıdır. Dolap veya büyük televizyonların bebek ve çocukların üzerine düşmemesi için de dikkatli olunmalı, önlemler alınmalıdır. Ortamı veya odayı havalandırmak için açılan cam veya balkon kapılarına çok dikkat edilmeli.
Emekleyen bebeği veya çocuğu olanlara ‘aman dikkat’ diyorum. Bir anda, açık cam veya balkondan sarkabilirler ve Allah Korusun ama aşağıya düşebilirler. Lütfen çok dikkatli olalım. Emekleyen bebeğin veya çocuğun, camı açık odada veya balkonda bir an bile olsa yalnız bırakılması ölümcül sonuçlara yol açar. Evin dış kapısının yani sokak kapısının varsa çocuk kilitini mutlaka kilitleyelim, çocuk kiliti yoksa üst demirini mutlaka kapalı tutalım. Üç yaş altındaki çocukların solunum yolları çok dar olduğu için, bebek ve çocuklar ağızlarına aldıkları cisimlerden dolayı boğulma riskiyle karşı karşıya kalabiliyorlar. Kuruyemişler, şeker, toplu iğne, mücevher, düğme, boncuk, tespih, tüm küçük cisimler bebek ve çocukların ulaşamayacağı yerlerde bulundurulmalıdır. Bebeklere veya yastıklarına takılan altın ve altını tutan iğneler de risk taşımaktadır. Oyuncaklar, bebek ve çocuğun yaşına uygun olmalı, sivrilen veya parçalanmaya hazır hale gelen oyuncaklara dikkat edilmeli, oyuncaklar düzenli olarak kontrol edilmelidir. Bıçak, çakı, makas, kesici aletler, tornavida, çivi ve ucu sivri tüm malzemeler, matkap, çekiç gibi aletler, bebek ve çocukların ulaşamayacağı yerlerde olmalı, bu konuya çok dikkat edilmelidir. Bebekler az bir suda bile boğulabilirler. İçi su dolu küvet, leğen veya kovalar bile bebekler için çok büyük tehlikelere yol açabilir. Bu yüzden küvet, leğen ve kovalar boş tutulmalı, bebek ve çocuklar yıkanırken kapı veya telefona yanıt vermek için onlar bir an bile olsa yalnız bırakılmamalı. Çocuklar su kenarlarında oynarken onlara mutlaka eşlik edilmeli, yalnız bırakılmamalıdır.”
“Benim bebeğime veya çocuğuma bir şey olmaz demeyin”
Evde bulunan bütün ilaçların, evde hasta olan bir kişi varsa ona ait tedavi malzemelerinin, tüm kimyasal ve temizlik maddelerinin bebek ve çocukların kesinlikle ulaşamayacağı yerlerde ve orijinal kaplarında saklanması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Recep Akdur, bebek ve çocuklara tanıdık gelen su, süt, ayran, kola veya yoğurt kaplarının bu maddelerin saklanması amacıyla kesinlikle kullanılmaması gerektiğini vurguladı. Çocuk acil servislerine yapılan başvuruların önemli bir bölümünün yanıklar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Recep Akdur, “Yanan bir soba veya ocak, bebek ve çocuklar için çok önemli riskler de taşıyor. Ocakların iç kısımları yani duvara yakın bölümleri kullanılmalı, özelikle yanan tavaların sapları ocakların iç tarafına gelecek şekilde olmalı. Küçük tüp veya küçük fırınlar bebek veya çocukların ulaşamayacağı yerlerde bulunmalı ve kullanılmalı. Birkaç saniye bile olsa bebek veya çocuğun yanına bırakılan çok sıcak çaydanlık veya sıcak tencere, kaynar su, sıcak çay, sıcak ütü, kibrit veya çakmak çok büyük kaza ve yangınlara yol açabilmektedir. Bebek veya küçük çocuğumuz kucağımızdayken aynı anda sıcak bir şeyler içmek de risk taşıyor. Evde açıkta bulunan elektrik kabloları, prizler, yıpranmış elektrikli cihazlar da bebek ve çocuklar için çok riskli.
Fişe takılı duran elektrik süpürgeleri, bebek ve çocuklar için çok riskli. Elektrik süpürgeleri asla fişe takılı durmamalı, bebek ve çocuklar, temizlik yapılırken fişe takılı duran elektrik süpürgesiyle aynı ortamda bir an bile olsa yalnız bırakılmamalı. Aileler bu konularda çok dikkatli olmalılar. Ateşli silahlar bebek veya çocukların yanında asla temizlenmemeli, emniyeti sürekli kapalı tutulmalı ve boş olarak bebek ve çocukların kesinlikle ulaşamayacağı kilitli bir yerde saklanmalıdır.” İfadelerine yer verdi.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ LİGİNDEKİ YERİMİZ !

Manşet Yayın: 05.05.2024 13:36
DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ LİGİNDEKİ YERİMİZ !

Birleşmiş Milletler tarafından 1993’te ilan edilen
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü 31 yıldır tüm dünyada kutlanan çok özel bir gün.

Anayasamızın 26. maddesinde, “Herkesin özgürce ifade ve baskı özgürlüğüne sahip olduğu” belirtiliyor. Aynı yasanın 28. maddesine göre ise, “Herkesin, özgürce görüş ve düşüncelerini ifade etme, yayınlanma ve yayımlanma hakkına sahiptir.” ifadesi yer alıyor.
Bu iki maddeden güç alarak, hasbelkader bende yazmaya gayret ediyorum. Son 1 yılda 3 yerel gazetede, 360 kadar makalem ve köşe yazım yer aldı.

Bakalım, yeni anayasada Bu iki madde aynen korunacak mı? yoksa değişikliğe mi uğrayacak?

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü her yıl Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi yayınlıyor. Açıkladıkları Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 ülke içinde 158. olmuşuz. Keratalar yine hakkımızı yemişler! Bu sıra ile çok vahim kategorisine girmişiz. Bu kategoride 36 ülke var. Sudan, Pakistan, Yemen ve Filistin bizden daha iyi durumda.

Durun hemen üzülmeyin! 2023 yılına göre 6 basamak daha yukarıdayız. Ayrıca, Rusya Azerbaycan, Suudi Arabistan ve Çin den de daha iyi durumdayız!

Norveç bu yılda ilk sıradaki yerini korumuş. İlk 5 ülke sırasıyla, Norveç, Danimarka, İsveç, Hollanda ve Finlandiya
Son 5 ülke ise; İran, Kuzey Kore, Afganistan, Suriye ve Eritre.
Çok şükür son 5 te, bunların arasında değiliz!
Sondan 22. yiz. Büyük başarı!

Gazeteci kökenli CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer Nisan ayında 10 gazetecinin gözaltına alındığını, bunlardan 3 ünün tutuklandığını açıklamış. Yine Nisan ayında gazeteciler 676 kez hakim önüne çıkarak haberlerini savunmak zorunda kalmış.

Bu sınır tanımayan gazeteciler de halt etmişler! Son 15 yılda bine yakın gazeteci tutuklandı.16 gazeteci yaptıkları haberler nedeniyle hâlâ cezaevinde tutuluyor diye ülkemiz 158. sıraya layık görülür mü? Bizim ilk 10 da olmamız lazım!

Madem sınır tanımıyorsunuz sıkıysa gelin ulan Türkiye’ye Neden hakkımızı yediniz? Açıklayında bilelim!

Şaka bir yana, sıralamadaki yerimiz gerçekten utanç verici. . Ne dersiniz? Yeni Anayasadan sonra son sıralardan kurtulabilir miyiz? Yoksa, dibe demir mi atarız?

İlyas Erbay