blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
02 Eylül, 2024 20:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Uzmanından okula yeni başlayan çocukların ailelerine öneriler

İlk kez okula başlayan çocukların okula uyum sürecinde ebeveynlere önerilerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Enise Öziç, “Okula ve sınıfına alışması 1-2 hafta sürebilir. Acele etmeyin. Zamanla okul ortamının güvenli olduğunu hissetmeye başlayacaktır. Eğer bu alışma evresi 3 haftayı geçerse uzman desteğini devreye alın” dedi.
Liv Sağlıklı Yaşam Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Enise Öziç, 1. sınıfa başlayan öğrencilerin ebeveynlerine tavsiyelerde bulundu. Çocukların öğretmeniyle ilişkileri konusunda önerilerde bulunan Uzm. Klnk. Psk. Öziç, “Öğretmeniyle bağ kurmasını destekleyin; iletişimde olun, öğretmenini tanıması konusunda yardımcı olun. Okula ve sınıfına alışması 1-2 hafta sürebilir. Acele etmeyin. Zamanla okul ortamının güvenli olduğunu hissetmeye başlayacaktır. Eğer bu alışma evresi 3 haftayı geçerse, uzman desteğini devreye alın. Sizin kaygınızın çocuğunuzu etkileyeceğini unutmayın. Bazen sadece sizden dolayı kaygılı olacaklar. Ben hissettirmiyorum diye düşünmeyin. Çocuklar her şeyi çok iyi hisseder. Böyle bir sorununuz varsa sosyal çevrenizden destek alın ya da uzman desteğine başvurun” diye konuştu.

“Ayrılık kaygısı olan çocuklarda süreç daha zordur”
Ayrılık kaygısı yaşayan çocukların alışma evrelerinin diğer çocuklara göre daha uzun süreceğini söyleyen Uzm. Klnk. Psk. Öziç, “Ona zaman verin. Bırakıp kaçmak, kandırarak gitmek gibi durumlardan kaçının. Alışma evresini kolaylaştırmak adına Audrey Penn’in Avucundaki Öpücük gibi kitaplar tam da bu çocuklarımıza göre, bu kaynağı birlikte okuyabilirsiniz. Kitaplar ve hikâyeler çocukları ve bence yetişkinleri dahi sakinleştirip belirsizliği ortadan kaldırabilir, duygu yönetimini kolaylaştırabilir. Okul kaygısını konu almış hikâye ve kitaplardan bol bol faydalanın. Kimse ile asla kıyaslamayın. Her çocuğun hızı farklıdır. Kimseyi ona sürekli örnek göstermeyin. Onun yerine ‘bak düne göre çok daha iyisin biliyor musun’ şeklinde onu kendindeki pozitif davranış değişimlerini hatırlatın” dedi.

“Çocuğunuzu destekleyin”
Çocuklara kendi kendine yalnız olduğu zamanlarda kullanabileceği bir egzersiz öğretebileceğimizi söyleyen Uzm. Klnk. Psk. Öziç, şu bilgileri paylaştı:
“Bu konuda bir baş etme stratejisi olan güvenli yer egzersizi kullanılabilir. Bir kağıt ve boya kalemleri ile rahat resim çizeceği bir masaya geçin. Ona şu yönergeyi verin; ‘Herkesin kendini güvende ve huzurlu hissettiği bir yer ya da durum vardır. Sen de kendini güvende huzurlu hissettiğin bir yerin resmini çizmeye ne dersin, bu yer gerçek bir yer de olabilir hayali bir yer de’ şeklinde düşünmesine izin verin. İstediği kişiyi ve istediği nesneleri oraya alabilir. İstediği gibi de çizebilir. Onu biraz desteklemek isterseniz, zorlandığını fark ederseniz ona sevdiği nesneleri, kişileri, durumları hatırlatabilirsiniz. Çizme işlemi bittiğinde şu yönergeyi iletin; ‘Çok güzel, eline sağlık, peki bu güvenli alanına eklemek istediğin herhangi bir şey var mı?’ Varsa eklesin, yoksa şu soruları her birinin cevabını aldıkça sırayla sorun; bu resme bakmak sana hangi duyguyu veriyor şu an? Peki, bu duyguları şu anda bedeninde nerede hissediyorsun? Hadi gel, bu resmi aklında tut, sana hissettirdiği bu duyguları ve bedenindeki bu hisleri fark et ve kendine kelebek dokunuşlarını yap. 3-5 set dokunuş yaptıktan sonra durup şu an nasıl olduğunu sorun. Şu an bu resme bakmak nasıl hissettiriyor? Neler fark ediyorsun buna odaklan, diyerek bir set daha yapın. Pozitif geribildirim birkaç kez alana kadar devam edin. (Eğer güvenli yerini düşünürken negatif bildirim yaparsa da şu yönerge ile güçlendirin; peki burayı daha güvenli hale getirmek için neye ihtiyacın var? Buraya başka ne eklemek istersin ?” Sonra diğer adımlar ile aynı yönergeleri takip edin.) Ve sonra bu güvenli yere bir ipucu kelime bulmasını isteyin.”
Uzm. Klnk. Psk. Öziç, “Yönergeniz şu olsun; ‘Hangi kelime ile bu yeri hatırlamak istersin?’ Bulduğu ipucu kelimeyi içinden tekrar ettirerek bir set daha yapıp ona bu güzel baş etme kaynağını kendini iyi hissetmediği her zaman yapabileceğini iletin. Kendinize bile bu çalışmayı yapabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Haziran, 2025 12:15 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Aman dikkat! ‘Bu bal adami uzatur’

Rize’de mecnun balın denetimsiz tüketimine dikkat çekmek isteyen esnafın bal kavanozuna yazdığı ‘Adami uzatur’ sözleri görenlerin ilgisini çekti.
Genellikle Karadeniz bölgesinde, bilhassa de Türkiye’nin doğu Karadeniz bulunan ve "orman gülü" olarak literatüre geçmiş komar çiçeğinden üretilen meczup balın sağımına başlandı.
Halüsinojenik ve toksik özellikler taşıyan mecnun bal yararlarının yanı sıra denetimsiz tüketimi halinde ziyanlı da olabiliyor. Küçük dozlarda tüketildiğinde kısa müddetli sersemlik, düşük tansiyon, baş dönmesi üzere tesirler oluşturan meczup bal yüksek dozlarda önemli zehirlenmelere yol açabildiği üzere ölümcül de olabiliyor. Bilimsel olarak önerilen bir tedavi prosedürü olmayan mecnun bal klasik bir anlayışla düşük tansiyon, mide rahatsızlıkları ve cinsel gücü artırmak üzere emellerle kullanılıyor. Dozu ayarlanmadığı taktirde ise mide bulantısı, kusma, bayılma, kalp ritim bozuklukları üzere rahatsızlıklara yol açıyor.

Deli bala esprili satış
Deli balın bu özelliklerinden yola çıkan Rizeli esnaf ise işe espri katmak istedi. 21 yıldır balcılık yapan Ali İhsan Yazıcı, meczup bal kavanozunun üzerinde olayın ciddiyetini anlatabilmek için ‘Adami uzatur. Reçetesiz satılır’ tabirlerini yer aldığı bir not astı.
Görenlerin uzatma terimini uzunluk zannettiği yazının içeriği ise herkesi hem güldürdü hem de düşündürdü. Zira Rize ağzı ile yazılan bu yazı ‘Bayıltır’ hatta ‘Öldürür’ manası taşıdığını öğrenen herkes olayın ciddiyetini daha yeterli anlamış oldu.

"Deli bal kahvaltıda tüketlmez"
Deli balın kahvaltı ve olağan tüketim için uygun olmadığını lisana getiren Yazıcı "Bu balımız meczup baldır, yaban gülüdür sözlükteki ismi. Bu balın bir özelliği var, tansiyonu direkt sıfıra indiriyor yani şuurlu tüketilmesi lazım. Çok yüksek bölümlerde yaylalarda olur, kullanırken biraz dikkatli olmak gerekiyor. Bu bal ilaçlık olarak tüketiliyor. Kahvaltıda biraz ağırdır yani kahvaltılık değildir. Çok özel, nadide bulunmayan bir baldır. Tansiyon hastalarına öneriyoruz. Direkt tansiyonu sıfıra indirebilir. O yüzden biraz tüketirken dikkatli olmak gerekiyor" tabirlerini kullandı.
Deli balın sıhhat hassasiyetini espri ile anlatmak istediklerine vurgu yapan Yazıcı "Uzatır da ki mecazımız ise Rize’de ‘2.80 adamı uzatır’ diye bir tabirimiz var. Ona nazire olarak onu yazdık. Bayıltır cinsinden bir manası vardır. Merak ediyorlar nasıl uzatıyor diye, bizde diyoruz ‘Ye de görürsün nasıl uzanıyorsun’ diye. Genelde uzunluk uzatır diye lanse ediyorlar işin doğrusu da bizde bir espri katmak istedik balımıza" biçiminde konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin