Karabük Postası tarafından
09 Ocak, 2023 15:22 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

TÜSAD Başkanı’ndan Hava Kirliliği Uyarısı

Karabük'te de yıllardır yaşanan hava kirliliğine bağlı olarak KOAH, alt solunum yolu enfeksiyonları, akciğer kanseri ve kardiyovasküler hastalıklarda artış yaşanırken, Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD)  Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Kurtuluş Aksu, hava kirliliğinin insan sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekti.  Hava kirliliğinin astım, KOAH, alt solunum yolu enfeksiyonları, akciğer kanseri ve kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle artmış erken ölüm riskine kadar uzanan etkilere işaret eden Aksu, dış hava kirliliğine uzun süre maruz kalınmaması gerektiği uyarısı yaptı. DIŞ HAVA KİRLİLİĞİNE UZUN SÜRE MARUZ KALMAMAK GEREKİYOR Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Kurtuluş Aksu, zararlı maddelerin havadaki varlığını gösteren hava kirliliğinin; kardiyovasküler hastalıklar, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, astım, alt solunum yolu enfeksiyonları ve akciğer kanseri nedeniyle erken ölüm riskini artırdığını belirtiyor. Hava kirliliğinin tüm astım alevlenmelerinin yüzde 15’inden sorumlu olduğunu belirten Aksu, solunum sağlığı açısından trafik yoğunluğunun ve endüstrinin neden olduğu dış hava kirliliğine uzun süre maruz kalmamak gerektiğini vurguluyor. SOLUNUM MUKOZASI ETKİLENİYOR Hava kirliliğini, insanlar için zararlı maddelerin havadaki varlığı olarak tanımlayan ve kardiyovasküler hastalıklar, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, astım, alt solunum yolu enfeksiyonları ve akciğer kanseri nedeniyle artmış erken ölüm riski ile ilişkili olduğunu hatırlatan Aksu, şu bilgileri aktardı: “Çevresel maruziyet bileşenleri arasında yer alan kirleticiler, mikroplar ve alerjenlerin sağlık üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu belirten Aksu, şu bilgiyi verdi: “Hava yolları vücudun ana savunma sınırlarından birini temsil ettiğinden, çevresel maruziyetler solunum mukozasının dengesini büyük ölçüde etkiliyor. Daha da önemlisi, iklim ve kentleşme çevresel maruziyet kompozisyonunu önemli ölçüde belirliyor. Alerjik rinit ve astım, birçok ortak patofizyolojik bağlantıyı paylaşır ve dünya çapında Batılılaşmış yaşam tarzındaki artışla birlikte artan prevalansları ile halihazırda en yaygın solunum hastalıkları arasındadır.” ASTIM ALEVLENMELERİNİ ARTIRIYOR Dünya genelinde yaklaşık 500 milyon insanın alerjik nezleden, 300 milyon kişinin de astımdan yakındığını, ülkemizde de erişkinlerde yüzde 10’a ulaşan bir astım sıklığı ve yüzde 20’lere ulaşan alerjik rinit sıklığı bulunduğunu belirten Aksu, çeşitli epidemiyolojik çalışmaların, trafik yoğunluğunun ve endüstrinin neden olduğu dış hava kirliliğine uzun süre maruz kalmanın solunum sağlığını olumsuz etkilediğini gösterdiğini vurguladı. Yapılan araştırmaların dış ortam kirliliği ile astım alevlenmeleri arasındaki ilişkiyi doğruladığını aktaran Aksu, 10 Avrupa kentinden verilerin analiz edildiği bir çalışmanın; hava kirliliğinin tüm astım alevlenmelerinin yüzde 15’inden sorumlu olduğunu gösterdiği bilgisini paylaştı. DÜNYANIN YÜZDE 90’I ETKİLENİYOR Hava kirliliğini gerçek bir küresel sorun haline getirenin sanayi devrimi olduğunu hatırlatan Aksu, şu bilgileri verdi: “Şu anda 3,5 milyarın üzerinde olan dünya çapındaki kentsel nüfusun 2050 yılına kadar 6,5 milyara çıkacağı tahmin ediliyor. Kentsel alanlarda partikül madde (PM) hava kirliliği için önemli bir halk sağlığı sorunu. Sanayi devriminin başlangıcından bu yana, Batı ülkeleri, çevresel riskleri önemli ölçüde etkileyen yoğun bir kentleşme süreci yaşadı. Batı ülkelerindeki bu eğilimi takiben, günümüzde düşük ve orta gelirli birçok ülke benzer süreçlerden geçiyor. Sonuç olarak, dünya nüfusunun yüzde 90’ından fazlası hava kalitesinin Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) tavsiyelerini karşılamadığı yerlerde yaşıyor.” 10 KİŞİDEN 9’U YÜKSEK DÜZEYDE KİRLİ HAVA SOLUYOR Avrupa Çevre Ajansı’nın “Avrupalı şehir sakinlerinin çoğunun, DSÖ tavsiyelerinin (sırasıyla yüzde 74 ve yüzde 42) üzerinde ince partikül madde (PM2.5) ve çapı ≤10 mm (PM10) olan partikül madde konsantrasyonlarına maruz kaldığı” yönündeki saptamasına dikkat çeken Aksu, şu değerlendirmeyi yaptı: “DSÖ’nün verileri, her 10 kişiden 9’unun yüksek düzeyde kirletici içeren hava soluduğunu gösteriyor. Hava kirliliğinin izlendiği kentsel alanlarda yaşayan insanların yüzde 80’inden fazlası, DSÖ kılavuz limitlerini aşan hava kirletici seviyelerine maruz kalıyor. Ayrıca, yaklaşık 3 milyar insan, yemek pişirmek ve evlerini ısıtmak için biyomass, gazyağı ve kömür kullanılması nedeniyle yüksek düzeyde ev içi hava kirliliğine maruz kalıyor ve yüksek oranda solunum bozukluklarına neden oluyor.”  (Nurettin Acar)

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
18 Ekim, 2025 12:58 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

9. Safran Festivali başladı

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Karabük'ün Safranbolu ilçesinde dünyanın en pahalı baharatı olarak bilinen safranın tanıtımı amacıyla düzenlenen 9. Safran Festivali, kortej yürüyüşüyle başladı.
Safranbolu Kaymakamlığı ve Safranbolu Belediyesi iş birliğinde düzenlenen festivalin açılışı, Şehitlik Anıtı'ndan başlayan kortej yürüyüşüyle start aldı. Yürüyüş, Kazdağlı mevkiinde sona erdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından program, açılış konuşmalarıyla devam etti. Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Safranbolu'nun her köşesinde tarihin, kültürün ve doğanın iç içe geçtiğini belirterek, kentin yaşayan bir açık hava müzesi olduğunu söyledi. Vali Yavuz, "Her adımda geçmişe dokunan, her köşesinde kültürü ve doğayı harmanlayan bu kadim kent, yaşayan bir açık hava müzesi. Dünya sahnesinde hak ettiği yeri aslında bundan yıllar önce UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girerek zaten duyurmuştur. Bu topraklar doğanın sunduğu bereketi, endemik bitki zenginliğini birleştirerek yalnızca mimarisiyle değil, aynı zamanda biyoçeşitliliğiyle de dünyanın dikkatini çekmektedir" diye konuştu.

"Yenice ıhlamur balı Avrupa Birliği'nin resmi gazetesinde ilana çıktı"
"Eşsiz hazinelerden biri olan Safranbolu safranı, Avrupa Birliği nezdinde ülkemizi temsil eden ilk baharat olma onuruyla kültürümüzün ve toprağımızın bereketini tüm dünyaya yansıtmaktadır" diyen Yavuz, "İnşallah safranı yalnız bırakmayacağız. Safrana yeni bir kardeş geliyor. Yenice ıhlamur balı, Avrupa Birliği'nin resmi gazetesinde ilana çıktı. Üç aylık sürecin tamamlanmasıyla birlikte Karabük, Türkiye'de 20'nci tescilli ürününü alarak bu sayıyı 2'ye çıkartacak. Şimdiden bu müjdeyi sizlerle paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullandı.
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay ise safranın nadir bulunan çok kıymetli bir bitki olduğuna dikkat çekti. Akay, "1 kilo safran için on binlerce çiçekten toplama yapılıyor. Bu bitki sağlık ve kimya sektörlerinde çok önemli katkılar sağlıyor. Burada üreticilerimizin emeği çok kıymetli. Özellikle kadın üreticilerimizin ve gençlerimizin bu üretime teşvik edilmesi büyük önem taşıyor" dedi.
Etkinlikte temsili Karabaşzade Cinci Hüseyin Efendi tarafından macun dağıtımı yapılarak, katılımcılara safranlı zerde tatlısı ikram edildi. Vatandaşların ilgi gösterdiği festival, çeşitli etkinlikler ve gösterilerle devam edecek.

Bizi sosyal medyadan takip edin