Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

TÜRKÜN VARLIĞI BU KÖHNE ALEME YENİ UFUKLAR AÇACAK !

Manşet Yayın: 01.11.2023 11:08
TÜRKÜN VARLIĞI BU KÖHNE ALEME YENİ UFUKLAR AÇACAK !

Bireylerin olduğu gibi, ülkelerin de karakterleri vardır. O karakter   ülkeyi yönetenlerin şahsında tezahür eder.

Katili başa getirirsen, katil devlet olarak anılırsın! Bu damgayı bir kez yersen kolay kolay da silemezsin.

Güvenilir ahlaklı insanları seçersen, güven duyulan bir ülke olursun.

Bu örnekler hırsızı, arsızı, hokkabazı seçersen diye uzar gider…

 

İsraile neden “Katil Devlet” diyoruz? Bu ülkeyi İsrail halkının  seçip başa getirdiği gözü dönmüş bir cani yönetiyor. O’nun şahsında tüm İsrail katil damgasını yiyor.

“Ama İsrail de bu soykırımı onaylamayan çok sayıda Yahudi var” dediğinizi duyar gibiyim. Bunun hiç bir önemi yok! Bir katile oy verip başa getirdiysen, geçmiş olsun. Ülke olarak bu damgayı yersin. Oy verip başa getirdiysen sonuçtan sorumlusun.

Sadece İsrail değil,

ABD de katil devlettir. Sömürgeci batı ülkeleri de.

 

Zordur asil millet olmak. Asil milletin damarlarında, Atatürk’ün dediği gibi asil kan dolaşır. Dünyanın en merhametli ordusu Türk ordusudur. Şanlı tarihimiz bunun en güzel örnekleriyle doludur.

Sınır ötesi operasyonlarımızda, sivil halka zarar vermemek için kılı kırk yarıyoruz. Aksi halde, bu konuda, açığımızı yada zaafiyetimizi yakalamak için pusuda bekleyen batı, sivillerin göreceği en küçük zararda bizi tefe koyardı.

 

Mustafa Kemal Atatürk Asil Türk Milleti söylemini işte bu yüzden sık sık vurgulamıştır? “Dünyanın sükun bulmasının yolu Türk birliği ile mümkün olacaktır” demiştir. Bugünleri işaret eden ne büyük bir öngörü değil mi ?

 

Bu konudaki kendi söylemi aynen şudur;

 

“Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk’ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, işte o zaman görülecek.”

 

Ben damarında Asil Kanın aktığı Irkım, Benden bahseder destanım, ağıtım. Ben Taa iliklerime kadar Türk Oğlu Türküm!

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Eğitimciler, “Eğitimde Şiddeti” Protesto Eti

Manşet Yayın: 10.05.2024 14:27
Eğitimciler, “Eğitimde Şiddeti” Protesto Eti

Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen, son günlerde eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını protesto ederek, Belediye eski banası önünde Basın açıklaması yaptı.

Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen 1 Nolu Karabük Şube Başkanı Zeki Öz burada yaptığı basın açıklamasında eğitimdeki şiddete dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddet olaylarını protesto etmek; şiddeti önleyecek, failleri cezalandıracak ve mağdurlara hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılması talebiyle bir araya gelmiş bulunmaktayız.

Son olarak İstanbul/Eyüpsultan’da eski bir öğrenci okul müdürü İbrahim Oktugan’a silahla saldırıda bulunmuş, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan okul müdürümüz maalesef vefat etmiştir. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz. Kısa bir süre önce de Karabük’te bir eğitim çalışanı arkadaşımız şiddetin mağduru olmuştu.Şiddet Yıllardır, kanayan bir yara hâline gelmiştir.  Tedbir alınması artık bir zorunluluktur. Zamanında sesimize kulak verilseydi, gereken önlemler  alınmış olsaydı belki de bugün başka şeyler konuşacaktık. Ancak ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geç kalınmıştır. Genel Başkanımız Ali Yalçın, Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in daveti üzerine bakanlıkta bir görüşme gerçekleştirmiş, görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yapılmıştır. Sayın bakanın davetini ve eğitimcilere şiddeti önlemek üzere yapılacağı ifade edilen çalışmaları önemli ve kıymetli görüyoruz.

UST MANSET2egitimciler2 2 jpg

Ankara’da TBMM önünde yaptığımız çağrıyı bugün burada bizlerde yapıyoruz: Artık ölümle sonuçlanmaya başlayan saldırıların son bulması için gereken adımlar ivedilikle atılmalıdır. Eğitimcilere yönelik şiddeti önleme yasası artık çıkarılmalıdır .Öğretmen, memur, hizmetli, şef şube müdürü demeden tüm eğitim çalışanlarına kamu görevlilerine yönelen şiddeti bir defa daha lanetliyoruz.

Bugüne kadar kamu görevlilerine yönelik gerçekleştirilen tüm şiddet olaylarında tepkimizi en sert şekilde ortaya koyduk. Sendika olarak, geçen yıl hayata geçirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesi sırasında ısrarlı talebimize rağmen şiddetin önlenmesine dönük gerekli düzenlemeler yapılmadı.

Şiddete karşı yasal düzenleme artık elzemdir. Bunun bir an evvel hayata geçmesinin takipçisi olacağız.

Eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını önleyecek, caydırıcı olacak, failleri cezalandıracak ve mağdur eğitim çalışanlarına hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılmasının sağlanması için bugün (10 Mayıs) iş bırakma eylemi gerçekleştiriyor. İş bırakma eylemiyle eş zamanlı olarak, 1 hafta sürecek (10-17 Mayıs tarihleri arasında) dilekçe kampanyamızı da başlatmış bulunuyoruz.

Son birkaç yılda yaşanan hadiselere bakıldığında görülecektir ki, şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, ne yazık ki yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiştir.  Eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesini sekteye uğratacak boyuta ulaşmıştır. Bugün yaşadığımız acılar, dünün ihmal ve umursamazlığının neticesidir. Yarın yaşanmasını istemediğimiz acılar da bugünkü ilgisizliğin sonucu olmamalıdır.

Şiddetin, eğitimi tehdit eder boyuta ulaşması, geleceğimizi tehlikeye sokacak boyuta varması, acil ve köklü çözüm bulmayı zaruri hâle getirmektedir.

Devlet, kasıtlı şekilde ölüme, yaralanmaya ve zarara sebebiyet verilmesini önlemekle mükelleftir. Devletin görevi caydırıcı yasal zemini ve idari şartları tesis ederek yaşam hakkını korumaktır. Hak ihlallerini önleyici, bastırıcı ve cezalandırıcı bir infaz mekanizması, hukuk devleti olmanın gereği olduğunu bugün burada bir kere daha hatırlatmak istiyoruz.

Bu doğrultuda, eğitim çalışanlarına karşı eğitim ve öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir.

Eğitim çalışanları olarak, şiddete karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayana, çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemelerin acilen yapılmasını istiyor ve bekliyoruz.

Şiddetin önlenmesi bağlamında başta dezavantajlı okullar olmak üzere güvenlik görevlisi çalıştırılması artı bir zorunluluktur. Görevi başında fiziki ya da psikolojik şiddette maruz kalan eğitim çalışanlarını koruyacak bir yasa acil olarak çıkarılmalıdır. Asılsız iddialarla öğretmen ve diğer eğitim çalışanlarına iftira sosyal medya yoluyla bunları yayan, gerçekle ilgisi olmayan CİMER başvurusu yaparak çalışanların moral ve motivasyonunu bozan şahıslarla ilgili ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Yapanın yanına kar kaldığı bir anlayış asla kabul edilemez.

En büyük gayesi bu güzel ülkenin çocuklarını milletini ve memleketini seven insani değerleri esas alan bir anlayışla yetiştirmek için mücadele eden öğretmenlerimize karşı yapılan bu ve benzeri çirkin davranışı şiddetle kınıyoruz. Eğitim Bir Sen olarak bu tür vahim olaylara duyarsız kalmayacağız”