blank
Ramazan Öztürk tarafından
06 Kasım, 2024 15:58 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 4dk
Yorum Sayısı: 0

Türkiye’nin İlk Sağlık Bilimleri Festivali Başladı

Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Karabük Üniversitesi’nde düzenlenen Sağlık Bilimleri Festivalinin açılış konuşmasında, sağlık alanındaki yenilikçi çalışmaların ve toplum sağlığını destekleyen projelerin önemini dikkat çekti.  Vali Yavuz, “Bugün burada buluşmamız, sadece bir etkinlik değil, insanlığın en kutsal hakkı olan sağlığı daha ileriye taşımak adına gösterilen kolektif bir çabanın ürünüdür.” dedi.

Karabük Üniversitesi tarafından Türkiye Yüzyılı Vizyonu doğrultusunda başlatılan, Türkiye’nin ilk Sağlık Bilimleri Festivali (SAĞLIKFEST)   Karabük Üniversitesi’nin 15 Temmuz Konferans Salonu’nda düzenlenen açılış etkinliği ile başladı.

Sağlık Bilimleri Festivali’nin açılışına; Vali Mustafa Yavuz, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, Cumhuriyet Başsavcısı Selçuk Akman, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, Baro Başkanı Av. Emrah Köklü, Üniversite Rektörleri, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler yer aldı.

Açılışta, Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi’nin yönetiminde “Müzikle Terapi Konseri” gerçekleştirildi.

“TÜRKİYE’NİN SAĞLIK ALANINDA LİDER OLMASINI HEDEFLİYORUZ”

Konserin ardından konuşan Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, Karabük Üniversitesi öncülüğünde hayata geçirilen Türkiye’nin ilk Sağlık Bilimleri Festivali’nin önemine değinerek, “Bugün bizim için çok önemli bir gün. Emek verdiğimiz, üzerinde çalıştığımız bu festivali gerçekleştirmek büyük bir gurur kaynağıdır. Festivalin hayata geçirilmesinde büyük çaba sarf eden tüm katılımcılara teşekkür ederim. Bu festival sadece bir etkinlik değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin ve aziz milletimizin daha güçlü ve sağlıklı bir gelecek adına büyük bir adımıdır. Amacımız, Türkiye’yi sağlık alanında dünya lideri yapmak ve bu hayali birlikte gerçeğe dönüştürmektir” dedi.

Prof. Dr. Fatih Kırışık, Karabük Üniversitesi’nin birçok alanda önemli başarılar kazandığını belirterek, Mühendislik Fakültesi’ndeki büyük yükselişine dikkat çekti.  Rektör Kırışık, Mühendislik Fakültesi’nin 2023 Yılı’nda 24. sıradan 13. sıraya yükseldiğini, Makine Mühendisliği Bölümü’nün ise Türkiye’de 5. sıraya çıkarak, ODTÜ ve İTÜ gibi prestijli üniversiteler ile aynı sıralarda yer aldığını belirterek,  Karabük Üniversitesi’nin ulusal ve uluslararası alanda kazandığı ödüller ve projeleri ile üniversitenin gücünü sahaya yansıttığını ifade etti.

Festivalde Türkiye’nin dört bir yanından 1203 proje başvurusu alındığını belirten Rektör Kırışık, sağlık alanındaki yenilikçi çözümler üreten bu projelerin, Türkiye’nin sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için önemli bir adım olacağını söyledi.

“SAĞLIK, İNSANLIĞIN ORTAK DEĞERİDİR”

Karabük Valisi Mustafa Yavuz ise yaptığı konuşmada; “Bugün burada buluşuyor olmamızın maksadı, sadece bir etkinlik değil bilakis, insanlığın en kutsal hakkı olan sağlığı daha ileriye taşımak adına gösterilen kolektif bir çabanın ürünü içindir.  İnsanın en temel ve evrensel hakkı olan sağlık, zamanın ve mekanın ötesinde dili, dini, ırkı ne olursa olsun, her insan için aynı anlamı taşımaktadır. Sadece bireysel bir mesele olmanın ötesinde, insanlığın ortak geleceği için evrensel bilinç ve iş birliği ile güçlendirilmesi gereken bir alan olan sağlık; insana verilen değer ve onu yaşatma arzusunun bir parçasıdır.

Bu bağlamda; medeniyetimizin özünü oluşturan “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.” anlayışına sahip bir milletin fertleri olarak, yüzyıllardır, devlet ve toplumun gücü, bireyin sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesine bağlı kılınmıştır.

Öyle ki, devletin en güçlü olduğu zamanlarda bile, sağlıklı bireylerin olmadığı bir toplumda, toplumsal huzur ve refahın sağlanmasının mümkün olamayacağı gerçeği, göz ardı edilmemiştir.

Bu bilinç ile Karabük Üniversitemiz, sağlık bilimleri alanında hayata geçirdiği bu yenilikçi festival ve attığı öncü adımlarla, şehrimizin ve bölgemizin geleceğine yön vermeyi sürdürmektedir.

Bugün burada gerçekleştirdiğimiz gibi, sağlık bilimlerinde ilerlemeyi hedefleyen festivallerin, sadece bilgi paylaşımını değil, toplum sağlığını da destekleyen projeler geliştirmeyi amaçlaması, son derece kıymetlidir.

Sevgili Gençler,

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, ülkemizin daha sağlıklı yarınlarına iz bırakmaya hazırlanan sizler ile bir araya gelmekten ve azminize şahitlik etmekten gurur duyuyoruz.

Sizler burada ürettiğiniz fikirlerle, gerçekleştirdiğiniz projelerle, yalnızca bugünün değil; geleceğin de temel taşlarını örmektesiniz.

Her birinizin emeği, bilgisi ve katkısı, daha sağlıklı bir Türkiye, daha güçlü bir millet inşa etmede, vazgeçilmez bir yapı taşı olmaktadır.

Milletimizin dirliğine, birliğine ve sağlığına sunacağınız her kıymetli katkıda, daima yanınızda ve destekçiniz olmaya devam edeceğiz.

Yolunuz bilimle aydınlansın, başarılarınız daim olsun.” dedi.

Konuşmasında üniversitenin akademisyenlerine de seslenen Vali Yavuz, “Sizler, disiplinler arası çalışmalarınızla, araştırma, proje ve akademik yayınlarınızla, toplumsal dönüşümde kilit bir rol oynamaktasınız.

Şüphesiz; gösterdiğiniz ortak çaba, sahip olduğunuz yüksek idealler ve titiz çalışmalarınız, daha sağlıklı bir Türkiye ve daha güçlü bir toplum için, gerekliliktir.

Sağlığın, bireysel bir mesele olmanın ötesine geçtiği; toplumsal sorumluluğun, dayanışmanın ve kolektif bilincin gücüyle daha da anlam kazandığı bu süreçte; Medeniyetimizin derin köklerinden süzülüp gelen bir bilgelik, bizlere “bir olmanın, iri olmanın ve diri olmanın” değerini hatırlatmaktadır. Bu ülkenin sağlık alanında gösterdiği gelişme yolculuğunda, her birinizin emeği ve katkısına, ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Birlikte daha sağlıklı ve daha mutlu bir Türkiye inşa etmek için çıktığımız Türkiye Yüzyılı’nda, SAĞLIKFEST’in ilham verici bir başlangıç olacağına yürekten inanıyorum.

SAĞLIKFEST’in hayata geçirilmesi adına, bu önemli organizasyona destek veren tüm kurum ve kuruluşlarımıza, Üniversitemizin değerli Rektörü ve çalışma ekibine, emeği geçen akademisyenlerimize, fikirleriyle geleceğe ışık tutan tüm katılımcılara teşekkürlerimi sunuyorum.

Sağlık alanında yenilikçi yaklaşımlarla, dünya sahnesinde yer alacak bir Türkiye hayalini hep birlikte gerçeğe dönüştürme dileklerimle, hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” dedi. Açılış konuşmalarının ardından, festivalin açılış kurdelası Vali Mustafa Yavuz, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık ve İl Protokolü tarafından kesildi.

Haber videosu için TIKLAYINIZ!

blank
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Ocak, 2025 20:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Bu sanatın tarihi M.Ö. 4 binli yıllara dayanıyor

Tarihi M.Ö 4 binli yıllarına kadar dayanan Kaytan dokumacılık unutulmaya yüz tutmuş el sanatları ortasında yerini alsa da, günümüzde düzenlenen kurslar sayesinde yaşatılmaya çalışılıyor.

Kaytan (Çarpana) dokuma, M.Ö 4 bin yıllarında günümüze kadar gelen dokuma tekniği olurken, Anadolu’da çok eski bir gelenek olarak sürdürülüyor. Çarpana dokumalar, başka dokumalar üzere bilhassa turistlerin ağır olduğu yerlerde ilgi görürken, üretimin eski dokumalarla çok benzerlik göstermemesi ilginin az olmasına neden oluyor. Çarpana genelde, sepet, çuval, heybelerde sap olarak hayvanların koşum gruplarında (süslemede), bayan giysilerinde (baş süslemesinde, çocuk kundağı, beşik v.s) erkek giysilerinde (barutluk, fişek çantası, kılıç askısı v.s) günümüzde ise mesken aksesuarlarında, giysi aksesuarlarında kullanılıyor.

Trabzon’da Ortahisar Halk Eğitim Merkezi bünyesinde Alacahan’da faaliyet gösteren ‘Kaytan’ dokuma kurslarına gençler de ilgi göstermesi dikkat çekti.

Ortahisar Halk Eğitim Merkezi Kaytan dokuma usta öğreticisi Aslı Kurnaz, Kaytan dokumanın tarihinin milattan önceye dayandığını belirterek “Kaytan dokuma çok eski yıllara dayanıyor. Tarihi M.Ö 4 binli yıllarına kadar gidiyor. Günümüzde Trabzon’un Şalpazarı, Tonya ve Düzköy’de kaytan dokuma hala devam etmekte. Kaytan, Türkiye’nin birçok yerinde dokunuyor lakin metotlarımız farklı olup çıkan sonuç birebirdir ikisi de iptir. Kartlarla dokunan, tezgâhlarda dokunanlar var. Daha evvelce toprağa çakılı dokunurmuş biz de sınıf ortamında tezgâhlarda dokuyoruz. Evvelden yük ipi, sepet bağı, nesil bağı olarak kullanılıyordu. Artık biz bunlarla çanta sapları, bileklikler, kolyeler, küpeler, masa örtüleri kemer üzere bir çok eserlere uyguladık. Kaytan dokuma unutulmaya yüz tutmuş dokumaların ortasında içinde yer alıyor. Kurslarımıza bu yıl bayağı talep var. Ortalarında 18 yaşında olan kursiyerler bile var” dedi.

Kursiyerlerden 18 yaşındaki Ceren Buyruk, kaytan öğrenmenin kendisi için eğlenceli olduğunu söz ederek “Yaz mevsiminden beri kursa geliyorum. Benim için eğlenceli güzel” tabirlerini kullanırken, Yıldız Erten ise ” Emekli memurum. Kursa yeni başladım. Kaytan öğrenerek kendimi rahatlatıyorum” diye konuştu.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.