Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Türkiye bayramda lokuma doyacak

Kültür Sanat Yayın: 06.04.2024 20:24
İhlas Haber Ajansı

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve “evleriyle dünyaca ünlü” Karabük’ün Safranbolu ilçesinde, Ramazan Bayramı’nda 300 ton lokum üretimi hedefleniyor.

3 bin yıllık tarihi geçmişe sahip Safranbolu’da, Türk kent kültürünün bugüne kadar bozulmadan gelen en önemli lezzetlerinden birisi olan lokumun safranlı başta olmak üzere; damla sakızlı, fındıklı, güllü, çifte kavrulmuş, çikolatalı, sade ve fıstıklı gibi 50 çeşidiyle ilçeye gelen misafirlere sunuluyor.

Kilosu çeşitlerine göre 180 lira ile 900 lira arasında satılan Safranbolu lokumlarının en önemli özelliği diğer lokumlara göre hafif, katkısız olması ve boğazı yakmaması.

Ramazan Bayramı süresince 300 ton lokumun üretilmesi hedeflenirken, Safranbolu’ya gelen yerli ve yabancı turistler lokuma doyacak.

Lokum üreticisi Erdinç Sezer, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, kış mevsiminden sonra gelen böyle bir tatilin Safranbolu halkı ve esnafı olarak kendilerini mutlu ettiğini ifade etti.

9 günlük tatilin böyle bir mevsime denk gelmesinin kendileri için büyük bir avantaj olduğunu ifade eden Sezer, “Ege ve Akdeniz’de gidemeyecek insanlar hem memleketlerine gelecekler ya da işte Safranbolu gibi kültürel turizmin ön planda olduğu yerleri tercih edeceklerdir. Bu da zaten otellerin rezervasyonlarından rezervasyonların dolmuş olmasına rağmen hala gelen taleplerden de yoğun bir bayram dönemi geçireceğimizin göstergesi. Yaklaşık 9 günlük tatilin 5 günü, 6 gününde Safranbolu yüzde 100 doluluğa ulaşmış durumda. Arkadaşlardan otelci arkadaşlardan aldığımız veriler onu gösteriyor. Çok hareketli, yoğun belki rekorların kırılabileceği; insan anlamında, gelen misafirlerin sayısı anlamında rekorların kırılabileceği bir bayram dönemine giriyoruz” dedi.

“30 tonluk bir lokum ürettik”

Tüm hazırlıklarının tamam olduğunu vurgulayan Sezer, “Artık gelecek olan misafirlerimizi, şehir dışında yaşayan hemşehrilerimizi Safranbolu’ya bekliyoruz. Hem Safranbolu’daki mağazalarımızda satılmak üzere hem de şehir dışındaki bazı satış noktalarına ulaştırılmak üzere yaklaşık 30 tonluk bir lokum üretimi yaptık. Biz bu yıl firmamızın 82’inci yılı ve 82’inci Şeker Bayramı’nı kutlayacağız. Bizim için böyle de bir ayrı önemi var. Yaklaşık 30 ton gibi bir üretimimiz oldu, hala da devam ediyoruz bayram süresince yine çalışmaya da devam edeceğiz” diye konuştu.

Yaklaşık 50 çeşit ürünleri olduğunu aktaran Sezer, şunları kaydetti:

“Bütün keselere herkesin kesesine uygun fiyatlandırmalarımız var. Lokum fiyatları 180 liradan başlayıp 900 liraya kadar gidiyor. Bunun için de çerez oranı çok büyük etki ediyor. Sade lokumlardan, bol fıstıklı yüzde 50 oranına sahip ürünlere kadar geniş bir ürün yelpazemiz var.

“Herhangi bir katkı maddesi yok”

Safranbolu lokumunun raf ömrünün kısa olduğunu anlatan Sezer, “En fazla üç ay tavsiye ediyoruz. Çünkü içerisinde herhangi bir katkı maddesi yoktur. Günlük ve taze üretim yapılır. O yüzden raf ömrü kısadır. Bu da her zaman söyleriz, bir dezavantaj değil, bizim için bir avantajdır. Taze ürün, hemen tüketilmelidir. Lafta beklemeden insanlar hemen tadına varmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

En çok rağbet gören safranlı ve çifte kavrulmuş lokum olduğunu vurgulayan Sezer, “Bu iki çeşidimiz çok ciddi talep görüyor. Bunun haricinde yeni ürettiğimiz safranlı yaz helvamız, iki senedir tezgahta ama bu sene üretime sunduğumuz, ürün gamımıza yeni eklediğimiz şeker ilavesi olmayan, hurma suyuyla tatlandırılmış tahin helvamız var. Onu da bu yıl müşterimizin müşterimizin beğenisine sunduk” dedi.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Samsun’da aşı reddinde yüzde 300 artış

Sağlık Yayın: 02.05.2024 00:48
İhlas Haber Ajansı
Samsun’da aşı reddinde yüzde 300 artış

Samsun İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Uras, Samsun’da son 5 yılda aşı reddi sayısının yüzde 300 artış gösterdiğine dikkat çekerek, “Bu konuda tereddüt yaşayan tüm anne-babalara destek vermeye hazırız” dedi.

“24-30 Nisan Dünya Aşı Haftası” kapsamında Samsun’daki genel durum ve aşı süreçleri hakkında açıklamalarda bulunan İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Uras, “Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1974 yılında başlatılan ve coğrafi konumu veya sosyoekonomik durumu ne olursa olsun, her çocuğun, hayat kurtaran aşılara eşit erişimini sağlamayı amaçlayan genişletilmiş bağışıklama programı geçtiğimiz 50 yılda büyük başarılar elde etti. İnsanlık tarihinde büyük salgınlara ve ölümlere neden olan çiçek, difteri gibi pek çok hastalık günümüzde aşılama sayesinde ortadan kalktı. 1998 yılından beri ülkemizde aşılama programı sayesinde çocuk felci hastalığı görülmüyor. Yenidoğan tetanosu da Türkiye’de elimine edilmiş hastalıklar arasına 2009 yılında girdi. Bu büyük başarılar, aşılamanın gücünü ve etkinliği en iyi gösteren veriler. Her çocuk için yaşamsal bir destek olan aşılamanın, çocukların sağlıklı yaşam hakkının bir parçası olduğu bilinciyle hareket eden Sağlık Bakanlığımız da bu anlamda etkin bir aşılama süreci yürütmektedir. Ülkemizde uluslararası referans laboratuvarlarında test edilerek teslim alınan aşılar, kullanım öncesi ‘Ulusal Referans Laboratuvarlarımızda’ da test edilmekte ve tüm kontrolleri yapılmaktadır. Tüm bu başarılı verilere, uluslararası ve ulusal bazda Sağlık Bakanlığımız denetiminde yapılan kontrollere rağmen, maalesef son yıllarda hem dünyada hem ülkemizde hem şehrimizde artan aşı reddi vakaları, 50 yıldır sürdürülen çabaların önümüzdeki yıllarda boşa gitmesine yol açabilir. Bunun önlenmesi, çocuklarımızın çeşitli bulaşıcı hastalıklardan korunması için, aşılama sürecinin ailelerin de desteğiyle güçlendirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

Aşı reddinde yüzde 300 artış

Samsun’da son 5 yılda aşı reddi sayısının yüzde 300 arttığını açıklayan Dr. Uras, “Son 12 yılda aşı reddi sayısı ilimizde sadece ’1’ iken, 2023 yılı itibarıyla bu rakam 886’ya ulaşmıştır. 2024 yılı sonuna kadar rakamın bin 400’ü geçeceği öngörülmektedir. Samsun’da sadece son 5 yılda aşı reddi sayısı yüzde 300 artış göstermiştir. 2014 -2018 yılları arasında şehrimizde sadece tek bir kızamık vakası görülmüşken, 2020-2024 yılları arasında Mart ayı itibariyle kızamık sayısı 46’ya yükselmiştir. Bu veriler hepimiz için uyarıcı olmalıdır. Rakamlardaki artış henüz endişe verici boyuta çok uzaksa da, bu tablo özellikle aşı süreçlerinde önemli bir yeri olan ailelerimize büyük görevler yüklemektedir. Bilinçli davranılması, geçmiş yıllarda pek çok insanın ölümüne yol açan bulaşıcı hastalıkları kontrol altına alıp, bazılarını tamamen yok edilmesiyle başarısı dünya çapında kanıtlanan aşılama programı karşıtı çabalara destek verilmemesi büyük önem taşımaktadır. Kimi vatandaşlarımız doğru kaynaklardan alınmayan, yanıltıcı, tıbbi içeriği hatalı bilgilerle en kıymetlileri olan çocuklarının aşılanması konusunda tereddüt yaşıyor olabilirler. Biz Sağlık Müdürlüğü olarak en ufak bir tereddüde bile pay bırakmak; kızamık gibi kontrol altına alınmış hastalıklardan çocuklarımızı yeniden kaybetmek istemiyoruz. Sağlık Müdürlüğü olarak bu konuda tereddüt yaşayan tüm anne-babalara bilgilendirme yaparak destek vermeye hazırız. Bize sosyal medya adreslerimizden rahatlıkla ulaşabilirler. Ekiplerimiz tarafından onlara mutlaka dönüş yapılacaktır. El birliğiyle aşı reddine dur diyelim, çocuklarımızın çözümü bulunmuş, artık yeryüzünde görülmeyen hastalıklarla yeniden yüz yüze gelmesine izin vermeyelim” ifadelerini kullandı.