Ramazan Öztürk tarafından
18 Temmuz, 2024 10:50 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Topluluk Önünde Konuşmaktan Utanmak

Topluluk önünde konuşmak, birçok insan için  endişe kaynağı olabilir. Bunun sebebi Sosyal anksiyete bozukluğu, kişinin sosyal ortamlarda veya performans gösterdiği durumlarda aşırı bir endişe ve korku hissetmesidir.
İnsanlar, başkaları karşısında yeterince iyi bir performans sergileyememe endişesi taşıyor. Bu endişe, bireylerin kendilerine olan güvenini zayıflatarak konuşma esnasında daha fazla stres yaşamalarına sebep olabiliyor. Geçmişte kötü bir konuşma deneyimi yaşayanlar ise gelecekteki konuşmaları daha da korkutucu bulabiliyor ve bu durum, kişinin özgüvenini olumsuz etkileyebiliyor.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sosyal medya gibi platformlar, insanların sürekli olarak kendilerini başkalarıyla karşılaştırmalarına yol açarak ekstra stres yaratıyor. Bu durum da topluluk önünde konuşma korkusunu artırabiliyor. Topluluk önünde konuşma korkusunun etkileri ise oldukça geniş çapta hissediliyor. İş dünyasında, etkili bir şekilde konuşma yeteneğine sahip olmak sıklıkla kritik bir başarı faktörü olarak kabul ediliyor. Bu beceriyi geliştiremeyenler iş görüşmelerinde veya sunum yaparken dezavantaj yaşayabiliyor. Aynı zamanda, kişilerarası iletişimde zorluk çekenler, arkadaşlık veya romantik ilişkilerde güçlük çekebiliyor ve sosyal etkileşimlerini sınırlayabiliyorlar. Bu durum da genel özgüven eksikliği ve kişisel gelişimde gerilemeye yol açabiliyor. Ancak, bu korkunun üstesinden gelmek mümkün. Profesyonel yardım almak, konuşma pratiği yapmak, rahatlama tekniklerini öğrenmek ve olumlu düşünce alışkanlıkları geliştirmek gibi yöntemlerle bireyler, topluluk önünde konuşma korkusunu aşabilirler.  (Simge AYKAN)
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Nisan, 2025 12:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Gümüşhane’nin yer altı sarayı Karaca Mağarası ziyaretçilerini bekliyor

Gümüşhane’de bulunan ve kentin "yer altı sarayı" olarak nitelendirilen dünyaca ünlü damlataşı Karaca Mağarası yeni turizm döneminde ziyaretçilerini bekliyor.
Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sonları içerisinde yer alan, sarkıt, dikit ve damlataşı biçimlerinin en ağır, en hoş, en görkemli ve görenleri büyüleyici örneklerine sahip Karaca Mağarası, oluşumların yoğunluğu bakımından Türkiye ve dünyanın en güçlü mağaralarından birisi olarak kabul ediliyor.
Yoğun sarkıt, dikit ve damlataşı formlarıyla dünyanın sayılı damlataşı mağaralarından birisi olarak kabul edilen ve "Gümüşhane’nin yer altı sarayı" olarak nitelendirilen 150 milyon yıl yaşındaki Karaca Mağarası Ramazan Bayramı ile birlikte ziyaretçilere kapılarını açtı.
Uzmanlar tarafından teneffüs yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan alternatif tedavi usullerinden birisi olan ve tuz terapisi olarak da isimlendirilen ’Halo Terapi’ye Türkiye’de uygun olan az sayıdaki mağaralardan birisi olarak bilinen Karaca Mağarası içerisinde yapılan yenileme çalışmalarıyla birlikte yeni dönemde ziyaretçilerini bekliyor.

"Başka bir dünyaya gelmiş üzere hissettim"
Karaca Mağarası’nın büyüleyici bir görüntüye sahip olduğunu söyleyen Mihra Sungur, "Bayram tatili dönüşünde Gümüşhane’ye yolumuz düştü ve Karaca Mağarası’na geldik. Sarkıt, dikit ve sütunlardan oluşuyor. Büyüleyici bir mağaraya sahip. Bunun yanında astım hastalarına da uygun geldiği söyleniyor ben ailemle geldim sizin de yolunuz düşerse kesinlikle gelin. Öteki bir dünyaya gelmiş üzereyim buranın havası beni çok etkiledi 15 derece sabit bir sıcaklığı var. Yazın geldiğinizde serin, kışın ise sıcak oluyor. Bunu burada deneyimlemek çok hoştu dışarısı bu kadar soğukken şu an ılık bir havanın içerisindeyiz" dedi.

"Misafirlerimizi birinci olarak buraya getiriyoruz"
Doğal hoşluk bakımından Karaca Mağarası’nın Türkiye’nin en hoş noktalarından birisi olduğunu söz eden Ahmet Meydan, "Gümüşhane’mizin çok hoş bedellerinden birisi burası. Konuklarımız geldiği vakit onlara kesinlikle burayı gösteriyoruz, gezdiriyoruz. Doğal hoşluğu bakımından Türkiye’de birinci sıralardadır diye düşünüyorum. Herkese gelip görmesini tavsiye ediyorum. Birinci gördüğümüz vakit çok bir şey canlanmıyor aklımızda lakin oluşum süreçlerini öğrenince insan tuhaf hissediyor. Bu kadar şeyin bu kadar uzun vakit içinde oluşması sahiden şaşırtan. Bu türlü bir yerin memleketimizde olması da bizi ayrıyeten memnun ediyor" tabirlerini kullandı.
Karaca Mağarası’nın Türkiye’nin başka mağaralarından çok daha farklı bir hoşlukta olduğunu belirten Onur Latife da, "Karaca Mağarası bölgemizdeki istisnai hoşluklardan bir tanesi. Yapay hoşluklar her yerde var fakat Karaca Mağarası büsbütün doğal. Biraz geç bulundu keşke daha erken keşfedilseydi. Herkesin görmesini tavsiye ederim damlacıklardan oluşan bir mağara. Başka mağaralardan çok daha farklı içeriye girdiğiniz vakit başka bir atmosferle karşılaşıyorsunuz insan resmen büyüleniyor" diye konuştu.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.