Nurettin Acar tarafından
07 Mayıs, 2020 09:17 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Site sakinleri iftar sonrası kan bağışında bulundu

Karabük'te bir site sakinleri, korona virüs (Covid-19) ve ramazan ayı dolayısıyla kan stoklarının kritik seviyeye düşmesi nedeniyle iftar sonrası kan bağışında bulundu. Bahçelievler Mahallesi'nde bulunan Şehriyar Sitesi sakinleri, iftar sonrası kan bağışında bulunmak istediklerini Türk Kızılayı Karabük Kan Bağışı Merkezine iletti. Kan Bağış Merkezi ekipleri iftar sonrası siteye giderek kan bağışı topladı. Türk Kızılayı Karabük Kan Bağışı Merkezi Doktoru Serkan Kahveci, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, Covid-19 salgını nedeniyle nisan ayında kan bağışının düştüğünü söyledi. Nisan ayını mevcut stoklarla geçirdiklerini, stokların kritik seviyelere düştüğünü ifade eden Kahveci, "Ramazan ayının da gelmesiyle bu iş sıkıntı oluşturmaya başladı. Biz ekiplerimizin sayısını artırdık, donelerimize telefonla çağrıda bulunuyoruz. Hastaneler hasta yakınlarını yönlendiriyorlar. Mahallede büyük bir siteden çağrı gelmesi bizi sevindirdi. İyi de bir kan bağışı aldık. Güzel bir etkinlik oldu, bu duyarlılığı biz bütün halkımızdan bekliyoruz. Ramazan ayında özellikle bir nevi bir hayrında hayrı. Bu sıkıntıyı el birliğiyle aşacağımızı düşünüyorum" dedi. Stokların kritik seviyeye indiğini bunun da bir anda dolmasını beklemediklerini aktaran Kahveci, "Şu anda hala tedbirler devam ediyor, insanlar sokağa çıkamıyor. Ramazan aylarında etkinlikle teravihler yapılamıyor. Bizim en çok gittiğimiz yerler buralardı. Şuanda sistemi döndürmeye çalışıyoruz. Hasta yakınları kendi hastaları için kan bağışında bulunmakta. Ramazanda boyunca bu şekilde idare edersek, ramazandan sonra normalleşme süreciyle kan bağışının daha da artacağını düşünüyorum" diye konuştu. SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMASI KAN VERMEYE ENGEL DEĞİL Sokağa çıkma kısıtlaması bulunanların da kan bağışında bulunabileceğini açıklayan Kahveci, şunları kaydetti: "Büyük illerde sokağa çıkma kısıtlaması var, 65 yaş üstü bizim kan verme potansiyelimizin dışında oluyor. 20 yaş altı bu kişiler kan vereceklerse, bunların kan verecekleri tespit edilirse bunlara sokağa çıkma yasağı yok, sokağa çıkıp kan verip, tekrar evlerine gelebiliyorlar. Sokağa çıkmamak onların kan vermelerine engel teşkil etmiyor." Site yöneticilerinden Alparslan Yardibi de site sakinleri olarak ortak bir kararla kan bağışında bulunmak istediklerini belirtti. Güzel bir etkinlik olduğunu vurgulayan Yardibi, "Sosyal sorumluluk projesi kapsamında gerekliliğimizi yerine getirdik. Mutluyuz, herkese de böyle bir şey organize etmelerini tavsiye ederiz" dedi. Site sakinlerinden Fahri Özay ise Covid-19 nedeniyle birçok yerde mağduriyet yaşandığını kaydetti. Kan bağışında da sıkıntılar yaşanması nedeniyle böyle bir etkinlik düzenlediklerini anlatan Özay, şu ifadelere yer verdi: "Sosyal sorumluluk projesi yapmak istedik. Kızılay'a başvurduk, başvuru sonucu elemanları gönderdik. Kan bağışı kampanyamıza yardımcı oldular. İnşallah yurt genelinde bizim yaptığımız gibi bu şekilde sosyal kampanya yaparlar." Site sakinlerinden Figen Us da site olarak kendilerinin de bir katkısı olmalarını istediklerini, ilk kez kan verdiğini ve çok mutlu olduğunu kaydetti. Site yöneticilerinden Zekeriya Aslan, Kızılay'ın kan stoklarında azalma olduğunu bu konuda vatandaşların da duyarlı olmalarını istedi. Düzenlenen kampanyaya yaklaşık 300 site sakinin katıldığı bildirildi.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Berkay Doğan tarafından
26 Haziran, 2025 14:02 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Öz Sağlık-İş, Kamu Çerçeve Protokolü’nü açıkladı

Hak-İş Konfederasyonu, aylardır süren Kamu Çerçeve Protokolü görüşmelerine ilişkin bir bildiri yayımlayarak, TÜHİS tarafından sunulan teklifin kabul edilemez olduğunu ve çalışanların taleplerinin karşılanması gerektiğini kamuoyuyla paylaştı.

Karabük’te Hak-İş Konfederasyonu kamu çerçeve protokolünü Öz Sağlık-İş Sendikası Şube Başkanı Damla Yılmaz Ekemen Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı.

Başkan Damla Yılmaz yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Bizler HAK-İŞ’li emekçiler olarak, aylar önce başlayan Kamu Çerçeve Protokolü sürecini umutla ve sabırla takip ettik. Bu sürecin, emeğimizin karşılığını alacağımız, geçim derdimize çare olacak bir toplu sözleşmeyle sonuçlanmasını bekledik.

HAK-İŞ olarak: Yevmiyeler arasındaki yürürlük süresinden kaynaklı farklılıkların giderilmesini,

Ücretlerde yaşanan gerilemenin telafi edilmesi için taban ücretin 1.800 TL’ye çıkarılmasını,

İşe yeni başlayanlarla tecrübeli işçiler arasında farklılık olması için kıdem zammının ücrete eklenmesini,  -Birinci yılın ilk altı ayı için ise %50 oranında zam yapılmasını talep ettik.

Ancak aradan uzun bir süre geçmesine rağmen, geldiğimiz noktada TÜHİS’in sunduğu teklif ne yazık ki bizleri hayal kırıklığına uğrattı. TÜHİS; birinci altı ay için %16’lık bir zam teklifi sundu. Ancak ilk beş ayda gerçekleşen enflasyon şimdiden %15’e ulaşmış durumda. Yani teklif edilen bu zam, daha cebimize girmeden neredeyse kaybolmuş durumda.

Bu nedenle, TÜHİS tarafından sunulan artış oranlarının, bizlerin içinde bulunduğu ekonomik koşulları ve geçim mücadelesini yansıtmadığını düşünüyoruz.

HAK-İŞ olarak bu teklifi bu haliyle müzakere etmeyi uygun bulmadığımızı açıkça ifade ettik.

Yüksek enflasyon, artan kira ve temel ihtiyaç fiyatları ortadayken;  Alım gücümüz her geçen gün düşerken;  Biz hâlâ aylardır sözleşmenin sonuçlanmasını bekliyoruz.  

Hükümet Yetkililerimiz tarafından yapılan açıklamalarda ülkemizin büyüdüğü, üretimin arttığı, zor dönemin geride kaldığı ifade ediliyor. Bu gelişmeler biz emekçilere umut veriyor, ancak bu olumlu tabloyu kendi hayatlarımızda yeterince hissedemiyoruz.

Bizler, emeğiyle geçinen insanlar olarak sadece adil bir ücret, insanca yaşam ve büyümeden hakkettiğimiz payı talep ediyoruz. Biz yeni ve daha kapsayıcı, taleplerimizi ve beklentilerimizi karşılayacak, mağduriyetlerimizi giderecek bir teklifin sunulmasını talep ediyoruz. Beklentimiz, çalışanı merkeze alan, geçim koşullarını gözeten adil bir teklifin ortaya konmasıdır.

HAK-İŞ’li emekçiler olarak bizler emeğimizin hakkını istiyoruz. Türkiye büyürken, emeğin payı küçülmesin diyoruz. Gelir adaletinin sağlanmasını ve toplu sözleşmenin bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz.

Yetkililer, sürecin devam ettiğini ve yeni bir teklif üzerinde çalışıldığını iletti. Yeni teklifin bir an önce verilmesini istiyoruz. Bizler ülkemizin birliği, refahı ve kalkınması için fedakârca çalışmaya devam edeceğiz. Ama bizler, HAK-İŞ’li emekçiler olarak bugün meydanlardan güçlü bir şekilde sesleniyoruz:  Bu süreç daha fazla uzamamalı! Kamu işçisinin iradesi dikkate alınmalı!  Sunulacak yeni teklif, emekçilerin beklentisini karşılamalıdır!

HAK-İŞ olarak her zaman müzakereden, uzlaşıdan, sorunları masada çözmekten yanayız. Ülkemizin sorunlarına yenilerini eklemek, yeni kaos ve krizlerin yaşanmasını asla istemiyoruz. Ama unutulmasın ki Kamu Çerçeve Protokolündeki taleplerimiz ve beklentilerimiz karşılanmazsa, demokratik haklarımızı kullanmaktan da geri durmayacağımızı ifade ediyoruz. Refahımızı artırmayan, sorunlarımızı çözmeyen hiçbir teklife de evet demeyeceğiz. Genel Başkanımız Mahmut Arslan’ın dediği gibi: “İşçinin iradesi Kırmızı çizgimizdir.” Bu iradenin sonuna kadar takipçisi olacağız.

HAK-İŞ’li emekçiler olarak, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullar, yaşadığımız zorlu süreçler ve mağduriyetlerimiz göz önünde bulundurularak, Kamu Çerçeve Protokolü’nün bir an önce beklentilerimizi karşılayacak şekilde sonuçlandırılmasını beklediğimizi kamuoyuna duyuruyoruz. Yaşasın HAK-İŞ, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz."

Karabük’teki açıklamaya çok sayıda sendika üyesi ve sağlık çalışanı da katılarak destek verdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin