blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
23 Temmuz, 2024 12:15 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Sıcak ve nemli hava ile birlikte çöp kokusu hayatlarını çileye dönüştürdü

Trabzon’un Araklı ilçesi Taşönü Mahallesi’ndeki katı atık entegre ve bertaraf tesisinde dereye bırakıldığı iddia edilen atık su çevre sakinlerini isyan ettirdi. Dereye bırakılan atık suyun sıcak hava ve nem ile birlikte çevreye çok kötü kokular yaydığını belirten çevre sakinleri sorunun bir an önce çözülmesini bekliyor.
Bölgede geçtiğimiz günlerde yağan yağış ile birlikte Yanbolu deresi üzerinde yoğun çöpler dikkat çekerken konuyla ilgili konuşan Taşönü Mahallesi Muhtarı Burhan Çebi, "Çöp tesisinden dolayı defalarca ikaz edilmesine rağmen hala arıtma suyunu dereye bırakıyorlar. Bu suyun verilmesi bazen gece oluyor bazen gündüz oluyor ama sonuçtu bu durum var. Zaten bu suyun Yanbolu deresinden aşağı, Yeşilyalı’ya kadar inmesinin sebebi bu atık sularıdır. Burası için mesire alanı demiştiler, koku olmayacak demiştiler. Verilen sözler yerine getirilmedi. Benim köyümün nüfusu şu anda 550-600. Yan köylerimiz de var, onlar da çok yakın mesafedeler zaten, onları da sayarsak bu rakam 3000 kişiyi bile bulabilir. Yeşilçe’de, Arsin’in köylerinde, Araklı’nın köylerinde zaman zaman Araklı merkeze kadar bile bu koku iniyor" dedi.
Bu atık sularının Yanbolu Deresi ile birlikte denize ulaştığını ve denizin de kirletildiğini belirten Çebi "Yanbolu Deresi bitimindeki denize girenler çeşitli enfeksiyon hastalıkları geçiriyor. Ben bu durumu buna bağlıyorum. Bizim çocukluğumuz bu derelerde geçti, biz bugüne kadar hiç böyle şeyler duymamıştık. Denizden hiçbir zaman mikrop kapıldığını duymadık biz. Maalesef bu atıktan dolayı, bu şeyler yaşanmaya başlandı burada. Hep müracaatlar yapıldı, benden daha önceki muhtarlar da, buranın ileri gelen kişileri de müracaat etmişti. Ama hiçbir sonuç elde edilemedi. Yetkililer düzelecek diyorlar ama bir şeyin düzeldiği yok burada. Bana en son 3 ay demiştiler, şu an 5’inci aya girdik; bir ara koku çok kısa bir süre kesildi gibi oldu ama şu an telefonlarım susmuyor. Köy halkı bu durumdan rahatsız, yan köylerden dahil beni arıyorlar çok kötü koku var diye. Biz bunu diye diye bıktık, usandık. Sonuçta hiçbir devlet kurumu kesinlikle buraya doğru düzgün gelip bakmıyor. Rüzgar çok olduğu zaman koku burada yayılıyor. Biraz yağmur olduğunda ve sis oluştuğunda burayı koku sarıyor. Vatandaş arıyor beni penceremi açamıyorum diyor, yan köyler aynı şekilde. Artık buna bir ’Dur’ demeleri lazım" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Haziran, 2025 22:22 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Karabük’te zarar tespiti yaptı

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Karabük’te zirai dondan etkilenen meyve bahçelerinde incelemelerde bulundu.

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, beraberinde Karabük Ziraat Odası Başkanı Hasan Benlioğlu ve ilçe oda başkanları ile birlikte Karabük’te zirai don nedeniyle zarar gören meyve bahçelerini inceledi.
Afetin şiddetinin de giderek arttığına dikkat çeken Bayraktar, "Eksi 25-30 dereceleri gören tek ısı değerleriyle karşı karşıya kaldık. Buna hiçbir ürünün dayanması mümkün değildi. Hiçbir ürünümüz de zaten dayanmadı. Şimdi tabii mevsim kaymaları yaşıyoruz. Kışın kar yağışı bekledik Türkiye'de birçok bölgemizde Karabük de dahil olmak üzere kışın yeterli yağışları alamadık. Yeterli kar yağışı olmadı. İlkbaharda yağışlarını bekledik. Fakat ilkbahar yağışlarını beklerken ilkbahar ayında kışı yaşadık kar yağışıyla karşı karşıya kaldık. Arkasından gelen don hadisesi maalesef başta meyve olmak üzere birçok ürünümüze de zarar verdi. Tabii zarar gören illerimizden bir tanesi de Karabük ilimiz. Türkiye genelinde 65 ilimizde zarar söz konusu. Karabük ilimizde de yine ceviz, badem, elma, kiraz, vişne gibi ürünlerimiz ve bunun yanında diğer meyvelerimiz de yüzde yüzlere oranlarda zarar gördü. Allah böyle bir afeti bir daha göstermesin. Bu gerçekten tarihimizin en büyük afeti. Biliyorsunuz birkaç sene evvel bir deprem yaşadık. Bu da tarımda yaşadığımız bir deprem gibi bir afet. Şimdi burada tabii özellikle böyle bir afet karşısında üreticilerimiz örgütlerini yanında görmek istiyor" dedi.

"Destekleri üreticimize veremezsek bu afet bir miktar daha göç oluşturabilir"
Bayraktar, "Tarihin en büyük afeti karşısında gerekli desteklerin bu manada çiftçimize verilmesi fevkalade önemli. Çiftçilerimiz özellikle bankalara borçlu olarak üretim yapıyorlar. Tarım Kredi Kooperatiflerine borçlu olarak üretim yapıyorlar. Oralardan aynı ve nakdi kredi kullanıyorlar. Şimdi çiftçilerimizin böyle bir süreçte özellikle bazı bahçelerimizde ağaçlarımız ciddi zarar gördü. Çiftçimizin borçlarının birkaç yıla ertelenmesi önem arz ediyor. Çünkü çiftçimiz böyle büyük bir afetle karşı karşıya kaldı ki bu borçları ödeyebilme kabiliyetini kaybetti. Zarar gören bahçelerimizin daha fazla bakıma ihtiyacı var. Yani bahçelerinde kalabilmesi için ve bu özellikle zarar gören bahçelere tabii daha fazla masraf etmesi de gerekiyor. Daha çok bakım yapması gerekiyor. Onun için nakde ihtiyacı var. Biz bu destekleri üreticimize veremezsek bu afet bir miktar daha göç oluşturabilir. O zaman ne olur? Üretici olan çiftçi şehre gittiğinde tüketici oluyor. Peki çiftçimiz tüketici olursa üretimi kimle yapacağız? Yani tüketicileri nasıl besleyeceğiz? Üreticiyi şimdi desteklemezsek tüketici haline getirirsek ne yapıyoruz? Tüketenin oranını arttırıyoruz, sayısını arttırıyoruz ama üreten azalıyor burada. Üretim ayağı yani üretimdeki arzdaki Allah muhafaza azalma ülkenin gıda güvenliğini sağlama noktasında ciddi problemlerle karşı karşıya kalmamıza sebebiyet verebilir. Yani göçü önleme noktasında da destek istiyoruz" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin