Samsun’da motosikletin çarptığı yaya hayatını kaybetti
Samsun’da motosiklet kazasında şoför ve yanındaki yolcuyla birlikte ağır yaralanan yaya, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Kaza, İlkadım ilçesi Liman Mahallesi Atatürk Bulvarı yan yoldaki bir otel yanında dün akşam saat 22.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye nazaran, Kemal Can Arslan (19) yönetimindeki 55 AKV 459 plakalı motosiklet, yaya Fahrettin Demir’e (37) çarptı. Kazada motosikletli Arslan ile yanındaki Taha Bozkurt Seldüz (19) ve yaya Fahrettin Demir ağır yaralandı. Çarpmanın tesiriyle motosikletin yakıt deposu yerinden çıkıp yola savruldu ve akaryakıt etrafa yayıldı. Yaralılardan motosiklet şoförü Kemal Can Arslan Gazi Devlet Hastanesi’ne, araçtaki yolcu Taha Bozkurt Seldüz özel bir hastaneye, yaya Fahrettin Demir ise Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralılardan yaya Fahrettin Demir hastanede yapılan müdahalelere karşın kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Demir’in cansız vücudu otopsi için Adli Tıp Kurumu Samsun Küme Başkanlığına gönderildi. Öteki yaralıların ise sıhhat durumlarının ciddiyetini koruduğu öğrenildi.
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Safranbolu’nun tarihî dokusu, kültürel mirası ve korunmuş mimarisiyle “Türkiye’nin İtalyası” olduğunu söyledi. Ortaylı, sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede ilçeye ilişkin gözlemlerini paylaştı.
Safranbolu’yu ilk kez 1964 yazında Turizm Dairesi Başkanı Mukadder Sezgin’in düzenlediği envanter çalışması kapsamında ziyaret ettiğini belirten Ortaylı, o dönem şehrin ortaçağ atmosferini andıran bir görünüme sahip olduğunu ifade etti. Cinci Hanı’nın o yıllarda tamirat görmemesine rağmen kullanıldığını hatırlatan Ortaylı, Kaymakamlığın Kale mevkiindeki hükümet konağında bulunduğunu, bu yapının daha sonra yandığını veya tahrip edildiğini söyledi.
“Safranbolu, sakinleri sayesinde bugünlere ulaştı” Safranbolu’nun mimari mirasını koruyabilmesinin en önemli sebebinin, halkının baba konaklarına sahip çıkması olduğunu vurgulayan Ortaylı, “Safranbolu Türkiye’nin İtalyasıdır. Sakinleri konaklarında oturmayı bir asalet ve görkem meselesi olarak görür. Bu nedenle ilçe bugüne kadar gelebilmiştir” dedi. Yalnızca vadinin üst kısmında yer alan Bağlar bölgesinin, Karabük’ün büyümesiyle birlikte konut ihtiyacını karşılamak adına tahrip olduğunu belirtti.
UNESCO tescili olumlu ve olumsuz sonuçlar getirdi Safranbolu’nun 17 Ağustos 1994’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmasının önemli bir kazanım olduğunu söyleyen Ortaylı, bu durumun aynı zamanda açgözlü yatırımları ve artan arsa-mesken fiyatlarını da beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Dericiliğin ve deri ticaretinin geçmişte Safranbolu’da çok güçlü olduğunu anımsatan Ortaylı, ilçenin uzun yıllar ekonomik olarak önemli bir merkez konumunda bulunduğunu ifade etti.
“Turistik yatırımlar şehrin ruhuna zarar verebilir” Safranbolu’da turizmin getirdiği tahribat riskine de değinen Ortaylı, turistik yatırımların çoğunlukla bölge dışından gelen kişiler tarafından yapıldığını ve bu yatırımcıların şehrin ruhunu anlamadığını belirtti. Avrupa ülkeleriyle farkın da burada ortaya çıktığını kaydeden Ortaylı, yerel aktörlerin eleştiriyi anlayabilmesinin önemli olduğunu söyledi.
Başkan Köse’ye övgü Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse’yi de değerlendirmesinde anan Ortaylı, Anadolu’da kadın belediye başkanlarının azlığına dikkat çekerek Köse’nin halkla iç içe bir yönetim tarzı izlediğini ifade etti. İlçede restorasyon çalışmalarının hassasiyetle yürütüldüğünü belirten Ortaylı, Safranbolu’nun korunarak gezilmesi gerektiğini vurguladı.
Ortaylı, “Safranbolu’yu fazla tahrip etmeden bol bol gezmeye çalışalım” ifadeleriyle paylaşımını tamamladı.