blank
Ramazan Öztürk tarafından
13 Mart, 2024 11:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safranbolu, Cittaslow ile Avrupalı Turiste Bir Adım Daha Yaklaştı

Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse; Avrupalı Turisti Safranbolu ile buluşturma hedefine Cittaslow ile bir adım daha yaklaştıklarını söyledi.

Basın mensupları ile iftar programında bir araya gelen Safranbolu Belediye başkanı Elif Köse,  İftar programı sonrası, Safranbolu’nun Belediye tarafından yapılan girişimler ile Avrupa turizmini UNESCO Miras Kente taşıyacak Cittaslow (Sakin Şehir) hareketine dahil edilmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Başkan Köse “Avrupalı Turisti Safranbolu ile buluşturma hedefine Cittaslow ile bir adım daha yaklaştık. Safranbolu'muza hayırlı olsun” dedi. Kuruluş amacı; kentlerin kendi kimliklerine sahip çıkarak küreselleşme sonucu ortaya çıkan kentlerin birbirine benzemesine, aynılaşmasının önüne geçilmesi, kentlerin yönetilirken yerel yemeklerine, yöresel mimarisine, geleneklerine, göreneklerine, zanaatlarına, esnafına sahip çıkılması ve desteklenmesi, birliğin üye kentler için ortaya koyduğu kriterler vasıtasıyla sağlanmaya çalışılmak olan Cittaslow hareketine 4 Mart 2023 tarihinde Safranbolu Belediyesi tarafından yapılan başvuru onaylandı ve Safranbolu kent ölçeğinde korunan hem UNESCO hem de Cittaslow’a dahil olan tek kent olma unvanı kazandı. İftar programının ardından konu hakkında açıklamalarda bulunan Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse şu ifadeleri kullandı; “Cittaslow Uluslararası Birliği'ne üye olmak isteyen kentler, birliğin belirlediği 7 kriter çerçevesinde projeler geliştirmesi bu projeleri belgeleyerek bir başvuru dosyası haline getirmesi gerekmektedir. Bu kriterler Çevre politikaları, altyapı politikaları, kentsel yaşam kalitesi politikaları, tarım, turizm, esnaf ve sanatkarlara dair politikalar, misafirperverlik, farkındalık ve eğitim için planlar, sosyal uyum, ortaklıklar…Safranbolu adına yaptığımız başvuru sonrasında Cittaslow hareketi Ulusal Koordinatörleri Bülent Köstem ve Candaş Balta Safranbolu’ya gelerek incelemelerde bulundu. Bir kentin Cittaslow olması için Cittaslow felsefesine uygun hareket etmesi, nüfusunun 50.000 altında olması ve birliğe sunduğu başvuru dosyası üzerinden tarihi çarşı bölgesi adına yaptığımız başvurumuz yapılan değerlendirmelerde geçer puan aldı. Bizler tüm kriterleri yerine getirirken tarihi çarşı bölgemiz ile Cittaslow ağına başvurduk. Bülent Böstem ve Candaş Balta Beyler de stratejik planlama ofisindeki arkadaşlarımızın rehberliğinde Safranbolu’muzu yerinde değerlendirdiler. Ve İzmir’e memnun döndüler. 2023 yazında başladığımız bu çalışmalar geçtiğimiz günlerdeki sertifika davet mektubu ile sona yaklaştı. 23 Mart’ta Brüksel’de yapılacak olan sertifika törenine giderek bu gururu Safranbolu’muza ve ülkemize kazandırmış olacağız. Süreç içinde bizlere yol gösteren Bülent Böstem ve Candaş Balta’ya, projeye gönüllü danışmanlık yapan Candan Bal’a, dosyamızın İngilizce çevirilerini gönüllü bir şekilde üstlenen İngilizce mütercim tercüman Ferda Kütükçüoğlu’na teşekkür ederim. Göreve geldiğimizden itibaren Safranbolu adına en büyük hedeflerimizden birisi nitelikli turistleri ağırlamak ve Avrupalı turistleri Safranbolu ile buluşturmaktı. Bu ideale bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Safranbolu'muza hayırlı olsun.’’ (Ramazan Öztürk) blank
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Fevzi Aydın tarafından
09 Eylül, 2025 13:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

SİYASETTE HAVA KAPALI…

DÜŞÜNCE VE GÖRÜŞ

Fevzi Aydın

İmparatorluktan Cumhuriyete geçen Türkiye, ikinci asrını yaşamakta.

Tek parti siyasetiyle başlayan Türk politikası, çok partili siyasete geçerken, demokrasi yolunu seçmişti.

İkinci asrını yaşayan Türk politikası, zamanla ekonomiyle, siyaset terörüyle savaşmış, zamanla demokrasi kesintileriyle mücadele etmiş.

Tek partili dönemin sıkıntılarını, siyasetsizliğini her alanda eleştiren ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucularını da bu kapsamda değerlendiren muhafazakâr kesim, devamlı eleştirdiği tek parti siyasetine dönüş sevdasında.

 Günümüz siyasi iktidarı yeniden tek partili politikaya dönüş sinyali vermekte. 

Ana muhalefetin siyasetsizliği ve parti içi mücadelesi, çeyrek asra yaklaşan muhafazakâr-milliyetçi iktidara geniş siyaset alanı açtı.

Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Atatürk ve partisi CHP ile sol siyaset; yarım asra yaklaşan muhafazakâr-milliyetçi iktidara, geniş siyaset alanı açarken, istemeden de olsa destek vermeye devam ediyor.

Muhafazakâr-milliyetçi iktidarın, yarım asra yaklaşan iktidarına, CHP ana muhalefet olarak başladı ve hala aynı ana muhalefet olarak, siyasete devam ediyor.

Ana muhalefet, iktidarın siyasetini bozması gerekirken, Türkiye’de iktidar, ana muhalefetin siyaset yolunu, engelleyici bariyerlerle donatıyor.

Muhafazakâr-milliyetçi iktidarın, yarım asra yaklaşan siyasi gücü; ana muhalefet CHP liderlerinin, parti içi siyasi mücadele ve kurultaylardan, ülke siyasetine vakit ayıramadıklarından kaynaklanmakta.

İktidarın siyasetini ve sosyo-ekonomisini beğenmeyen seçmenler, ikaz olarak yerele yönetimlerde ana muhalefete yetki vermişti.

Yerel yönetimlerde ve TBMM’de güçlenen ana muhalefet ve diğer partiler, iktidarı her alanda sallamaya başlarken, iktidarın siyasi oyunlarını bozmaya başladı.

Ancak, ana muhalefet kurultaylara, parti içi savaşa devam ederken, iktidar, seçimlerde kaybettiği büyükşehirleri, iktidar gücüyle almaya başladı.

Rakamlarla sosyo-ekonomiyi yöneten TÜİK, iktidara ve ekonomi yönetimine engelsiz yol açmakta.

Halka, çalışma hayatı ve emekli kesime sırtını dönen iktidar, başta bankalar olmak üzere zincir marketler, sendikalar ve varlıklı kesimi desteklemeye devam ediyor.

Seçmenine ve halkına sırtını dönme cesaretini gösteren muhafazakâr-milliyetçi iktidar, siyaset ve iktidarını, bitmiş olan terörün, hapisteki uzantılarıyla, Terörsüz Türkiye programına bağlamış durumda…

 Terörle yarım asra yakın topyekûn mücadele eden Türkiye, terör odaklarını kurutmuş, elebaşlarını yargılayarak hapsetmişti. 

Terörden çok çeken, Türk halkı ve siyaseti, sosyo-ekonomik kayıplarını telafi etmeye çalışmakta.

Terörsüz Türkiye sloganıyla, hapisteki elebaşıyla, TBMM çatısı altında görüşme başlatılması, muhafazakâr-milliyetçi iktidarın, siyasi ömrünü uzatma oyunu olarak görülmekte.

Türkiye siyasetinde, hava kapalı ve yağmur bekleniyor.

Yağmur berekettir ama fırtınalı ve gör gürültülü hava, tayfun, sel baskınları ve heyelanlara yol açar.

Siyasette, fırtınalı ve gök gürültülü hava, hayra alamet olmayacak gibi görünüyor.

Düşünce ve Görüşlerin Işık Olması Dileğiyle…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.