Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Safranbolu Belediyespor’da birlik ve beraberlik yemeği

Spor Yayın: 18.07.2018 09:22
Yazar:
Safranbolu Belediyespor’da birlik ve beraberlik yemeği

2018-2019 Sezonunda  Safranbolu’yu Bölgesel Amatör Ligde temsil edecek olan Safranbolu Belediyespor lige hızlı giriyor

  1. Lige yükselmenin son adımı olan BAL Liginde başarıyı yakalamak, takıma destek sağlamak için düzenlenen yemeğe Karabük ve Safranbolu’dan protokol üyeleri ve iş insanları katıldı.

Safranbolu Kaymakamı ve Belediye Başkanı Dr. Fatih Ürkmezer’in ev sahipliğinde düzenlenen destek yemeğine;  Karabük Valisi Kemal Çeber, Kulüp Başkanı Mehmet Koca, İlçe Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürü İsmail Özcan, Ak Parti İlçe Başkanı Ali Kaya, MHP İlçe Başkanı Celal Tokatlı ile Kardemir A.Ş. İnsan Kaynakları Koordinatörü Sait Aygün, Orhan Esen, Çağrı Güleç, Cengiz Ünal, Behrem Baykara, Nurettin Bahçeci, Ahmet Şahin, Berke Uzuner, Mehmet Kalem, Sebati Keskin, Âdem Karataş, Özlem Urgancıoğlu, Özcan Doğrugönül ve Kulüp Yönetimi katıldı.

Sohbet havasında geçen yemek sonrası, Kulüp Başkanı Mehmet Koca ve hemen ardından Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürü İsmail Özcan Safranbolu Belediye Spor ve BAL Ligindeki hedefleri hakkında bilgiler verdi.

Özellikle gençleri ve çocukları spora yönlendirmek adına önemli proje ve yatırımlara imza attıklarını ifade eden  Safranbolu Kaymakamı ve Belediye Başkanı Dr. Fatih Ürkmezer,  sporda alt yapıya çok önem verdiklerini, bu nedenle alt yapıda eğitim gören çocukların sayısının bir yılda 12’den 114’e çıktığını hatırlatırken, sporun tüm branşlarında faaliyetlerin yoğun bir şekilde devam ettiğini, bununla birlikte Yaz Spor Okullarında da 750 çocuğun eğitim gördüğünü belirtti.

Safranbolu’nun özellikle son bir yılda sportif faaliyetler ve başarı anlamında bölgede başı çektiğini ifade eden Safranbolu Kaymakamı ve Belediye Başkanı Dr. Fatih Ürkmezer, “Bu, spora, sporcuya ve alt yapıya verilen önem ile gerçekleşmiştir. Son olarak geçtiğimiz günlerde Spor Toto Teşkilatı ile imzalanan protokol çerçevesinde 5 adet spor kompleksini daha çok yakında Safranbolu’muza kazandıracağız. İnşallah ilçemizi alt yapıdan yetişecek gençlerimiz ile sportif alanda çok daha yukarılara taşıyacağız” dedi.

BELEDİYESPOR FUTBOL ARACILIĞI İLE TANITIMA DA KATKI SAĞLAYACAK

Futbol takımının da oldukça başarılı bir sezon geçirdiğini ifade eden Ürkmezer; “ İlçemize Şampiyonluk sevincini yaşatan futbolcularımızı, teknik heyetimizi ve Kulüp Yönetimini bir kez daha tebrik ediyorum. Biz Safranbolu ve Karabük’ün alt yapısından yetişen gençlerin takımda yer almasını istiyoruz. Ancak BAL Ligi amatöre göre çok daha zorlu bir lig. Tecrübeli futbolculara da ihtiyacımız olacak. Bu nedenle taşın altına hepimizin elini koyması gerekiyor diye düşünüyorum. Ben bu vesile ile davetimize icabet ederek yanımızda olan Sayın Valimiz başta olmak üzere tüm İş İnsanlarımıza ve Safranbolulu vatandaşlarımıza şimdiden teşekkür ediyor, ilçemizin futbol aracılığı ile tanıtımına da büyük katkı sağlayacağına inandığım takımımıza Bal Liginde başarılar diliyorum” diye konuştu.

Karabük Valisi Kemal Çeber ise, “Öncelikle grubunu şampiyon olarak tamamlayarak Bölgesel Amatör Lige Yükselen Belediye Sporu, Sayın Kaymakamımızı ve Kulüp Başkanımızı kutluyorum. Başkanımızdan aldığım bilgiler doğrultusunda takım 3. Ligi hedefliyor. Hedef büyük olduğunda desteğinde o oranda büyük olması gerekiyor. Safranbolu’yu dolayısı ile Karabük’ümüzü başarı ile temsil edeceğine inandığım Safranbolu Belediye Sporun her zaman yanında olacağımı belirtmek istiyorum” dedi.

Konuşmaların ardından sırası ile söz alan Safranbolu ve Karabüklü iş insanları da Belediyespora destek sözü verdiler.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

KIBRIS KONUSUNDA UNUTULANLAR… ‘’Vicdan hatırlatır, tarih unutmaz…’’

Manşet Yayın: 06.05.2024 09:00 |Güncelleme:05.05.2024 13:40
Yazar:
KIBRIS KONUSUNDA UNUTULANLAR… ‘’Vicdan hatırlatır, tarih unutmaz…’’

Ne de çabuk geçiyor yıllar…

Kıbrıs konusu Türkiye’nin gündemine gireli 75 yıl, Türk ordusu Kıbrıs’a gireli 50 yıl olmuş. Yıllar geçti ama hiç değişmedi Kıbrıs… Adanın her yanı tarihi gerçekleriyle yaşıyor.

Her şey aynı…

Adada yaşayanlar, adanın sahilleri, adanın sıcaklığı, doğasının güzellikleri, insanlarının adalı halleri hep aynı. Ama değişmeyen tek şey; orada yaşayan insanların geleceğini değiştirme gayretleri…

Aslında bu gayretler 50’li yıllardan beri var. Bu gayretlerin başrol oyuncuları da Rum-Yunan ikilisi…

Sanki o küçücük adada sadece kendileri yaşıyorcasına hiç vazgeçmediler! Ada bizimdir dediler, adanın asıl sahibi Kıbrıs Türk Halkına adayı dar ettiler.

Tarih, özellikle Rumların adalı Türklere uyguladıkları nice mezalimlerle doludur…  Günümüzde hala Kıbrıs Türk Halkına uygulanan yaşam ambargoları bunun en çarpıcı örneğidir.

Rum-Yunan ikilisinin adayı ele geçirme oyunu 20 Temmuz 1974’te Türkiye tarafından bozulunca; işte o tarihten sonra bu oyunu dünyanın neredeyse her yerinde oynamaya başladılar. BM, AB, ABD, İngiltere ve aklınıza gelebilecek her platform onlar için Kıbrıs’ı ele geçirme sahnesi oldu. Hala olmaya devam ediyor.

Aslında bu oyun sahnesinde sergilenen ne varsa hepsinin başında ‘Kıbrıs Müzakeresi’ başlığı var! Ama bu başlığın içinde de talepler hep aynı:

  • Türkiye’nin ada üzerindeki garantörlüğü kabul edilemez,
  • Türk askeri adayı derhal terk etmelidir.
  • 1974’te Güneye göç eden Rumlara terk ettikleri ev, arazi ve malları verilmelidir,
  • Türklerin elinde bulunan toprakların önemli bir bölümü Rum tarafına verilmelidir,
  • Güneye göçen Rumlardan 200 bin kadarı yeniden kuzeye yerleşmelidir,
  • Adaya yerleşen Türkiyeli göçmenler adayı terk etmelidir.
  • Kıbrıs Türklerine azınlık haklarından bir fazlası dahi verilemez,
  • Adanın Yönetim şekli ‘’Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’’ olmalıdır,
  • Adada tek egemenlik, tek halk, tek kimlik geçerli olmalıdır…

İşte Rum-Yunan ikilisinin hiç değişmeyen talepleri özet olarak budur. Rum kesiminde hangi politikacı yönetime gelirse gelsin. Yukarıda sıraladığım bu taleplerden asla vazgeçemez. Çünkü bu talepler, Rum kilisesinin, Rum Ulusal Konseyinin değişmez kırmızıçizgileridir.

Pekiyi, Rum-Yunan ikilisinin bu talepleri karşısında Türk tarafı ne yapmıştır? Buna bir bakalım:

1968 yılından beri süregelen müzakerelerde hep iyi çocuk biz olalım da bu konu bir an önce çözülsün politikası yıllarca uygulanmış. Hatta bir ara Annan denen bir tuzak planla neredeyse adadaki tüm kazanımlarımızı kaybedeceğimiz sırada; yine Rumların bu plana hayır demesiyle ada elimizden kayıp gitmemiştir.

Sonraki yıllarda KKTC’yi yöneten Talat ve Akıncı dönemlerindeki verelim kurtulalım, Rumlarla iç içe yaşayalım gayretlerine rağmen; gerek Kıbrıs Türk Halkı, gerekse özellikle Türkiye hem müzakerelerde, hem de uluslararası platformlardaki tüm dayatmalara direnerek adayı bu ikiliye teslim etmemişlerdir.

Günümüze gelindiğinde artık ne Türkiye, ne de adada kurulan son Türk devleti KKTC’nin yönetimi; iki ayrı devlet, iki ayrı egemenlik, iki ayrı yönetim, iki ayrı halk gerçeği kabul edilmeden müzakere masasına gelmeyeceklerini net bir şekilde açıklamışlardır.

Son birkaç aydan beri BM gözetiminde Kıbrıs konusunda yeniden müzakerelerin başlaması için türlü gayretler sarf edilmektedir. Ama gelin görün ki, her defasında Türkiye’nin AB müzakerelerinin başlaması için konuyla hiç alakası olmayan Kıbrıs konusunu çözün dayatması ülkemizin önüne koyulmaktadır. Böylesi bir iki yüz yüzlülük görülmüş müdür?

Yazımın girişinde de belirttiğim gibi adada aslında değişen hiçbir şey yoktur. Değişen sadece zaman, o zamana sığan gerçeklerdir.

Adanın güneyinde Rumlar, kuzeyinde Türkler yaşamakta. Bu insanlar yaşam mücadelesi için her gün işlerine gidip gelmektedirler.

Rumların en büyük avantajı; haksız, hukuksuz kabul edildikleri AB üyeliği ile tüm dünyanın adanın yasal hükümeti olarak GKR yönetimini tanımış olmalarıdır.

Türklerin ise en büyük dezavantajı; yaşadıkları devleti Türkiye’den başka hiçbir devletin tanımamış olması, taşıdıkları kimliğin Türkiye hariç hiçbir ülke tarafından kabul görmemesidir.

Bundan önce kaleme almış olduğum, ‘’Kıbrıs Konusu Kabuk Bağladı’’ başlıklı yazımda bahsettiğim gerçekler hiç değişmemiş, hala geçerlidir. Bu yazımda belirtmiş olduğum hususlar ise Kıbrıs konusunda unutulanları yeniden hatırlatmak içindir.

Unutulmasın ki:

‘’Vicdan unutmaz, tarih hatırlatır…’’

 

Atilla Çilingir

www.atillacilingir.com

06 Mayıs 2024

 

 

 

 

Paylaş: