blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
19 Ekim, 2019 13:18 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 28.12.2023 11:59
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safran Festivali’nde Safranlı Macun İzdihamı

Safranbolu ilçesinde, 3’üncü Safran Festivali başladı. Hamamın çatısından safranlı macun atılırken, ilçe sakinleri de macun alabilmek için birbiriyle yarıştı.

Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı’nca bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Safran Festivali, Babasultan Mahallesi mevkisinde, bando eşliğindeki kortej yürüyüşüyle başladı. Dar sokaklardaki yürüyüş, turistler tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Kazdağlı Meydanı’nda son bulan yürüyüşün ardından saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı okundu. Daha sonra bir konuşma yapan Karabük Valisi Fuat Gürel,  “Safranbolu’ya gelince akla hemen Safran gelir, çünkü bu şehre ismini veren bitki Safran bitkisi böyle bir bitkinin görülmesi çok önemli. İlimizde maalesef safran ekiminin giderek azaldığını üzülerek görüyoruz. Arkadaşlarımızın ifadesiyle 30 dönüm arazide 20 kiloya yakın belki daha az Safran elde edildiğini ifade ediyorlar. Ama şehrimizde belki 500 kilodan daha fazla Safran kullanılıyor buda başka ülkelerden ilimize, şehrimize gelen ürünlerden elde ediliyor. Safranbolu’daki safran bitkisi belki de dünyanın en değerli Safran bitkilerinden bir tanesi, kalite olarak en değerlisi, fakat meşakatli bir bitki. Muhtemelen ondandır ki çiftçilerimiz bu bitkiyi ekmekte biraz zorlanıyorlar. Safran aynı zamanda Safranbolu demek, böyle bir değerli kentin atalarımızdan bize bırakılan, geçmiş ve günümüz yöneticileri vasıtasıyla geleceğe taşınan bu şehrin, Safran bitkisiyle taçlandırılması gerekir, bu bitkinin hiçbir zaman unutulmaması gerekir. Arkadaşlarımızın gayretli bir şekilde bu işe gönül verdiğini biliyorum ama belki çiftçilerimizle olan iletişimimizi biraz daha artırıp bu bitkinin biraz daha attırılması, yaygınlaştırılması gerekir. Gerçekten önemli ve değerli bir bitki, bu bitki kaldığı sürece Safranbolu’da değerini devam ettirecektir. Dünyanın sayılı kentlerinden bir tanesindeyiz. Safran hasadı aynı zamanda bir turizm çeşididir. Bitki hasadı o yörede bulunan bitkilerin misafirlere hasat ettirilmesi, o ortamı paylaştırılması bir turizm çeşididir. Bunu da bu şekilde Safran bitkisinin hem yetiştirilmesi hem de gelen misafirlerle beraber hasat edilmesi gerçekten çok önemli. İnşallah önümüzdeki süreçte bu bitkinin önemi ve ekimi biraz daha artar. Kültür Turizm Vakfı Yönetim Kurulu Başkanına ve üyeleri başta olmak üzere destek veren Kaymakamlığımıza, Belediye Başkanlığımıza ve diğer kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum. Bunlar gönül işidir birilerin üstlenmesi ve devam ettirilmesi gerekir” dedi.

Halk oyunları gösterisinin ardından 1640- 1648 yıllarında ‘kazasker’ olan ‘Safranbolulu Cinci Hoca’nın yaptırdığı hamamın çatısından temsili ‘Cinci Hoca’, safranlı macun attı. Aşağıda bekleyen ilçe sakinleri ise macun alabilmek için birbiriyle yarıştı.

blank
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
21 Ocak, 2025 20:45 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Bartın’da 65 günlük bebeğin hastanede şüpheli ölümü

Bartın’da 65 günlük bebek, baygın olarak kaldırıldığı hastanede öldü. Savcılığın kuşkulu vefat olarak değerlendirdiği olayda tabirine başvurulan aile bebeğin teneffüs rahatsızlığı bulunduğunu söz etti.

Bartın Kemerköprü Mahallesi’nde yaşayan maden emekçisi Hüseyin Y. ile K.Y., çiftinin 65 günlük Hüseyin Asaf bebek, tıkanarak soluk alamaması sonucu, çağrılan 112 ambulansı ile baygın bir halde Bartın Bayan Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne kaldırıldı. Yapılan müdahalelere karşın Asaf bebek, kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Soluk borusunu mama yada diğer cisim kaçarak teneffüs yapamadığı düşünülen Asaf bebeğin mevti isimli olay olarak değerlendirildi. Bartın Cumhuriyet Savcılığı tarafından kuşkulu bulunan Asaf bebeğin vefatı ile ilgili soruşturma başlatıldı.

Bartın Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Takımları tarafından ailenin yaşadığı meskende inceleme yapılırken, anne K.Y. ve baba Hüseyin Y.’nin de tabirine başvuruldu.

Anne K.Y., bebeğinin rahatsızlığı bulunduğunu olay günü de apansız kötüleştiğini belirterek, süt yada mama nedeniyle tıkanma ihtimalinin olmadığı kaydetti. Maden emekçisi olarak Amasra’da çalıştığını belirten baba Hüseyin Y.’de olay günü kendisinin konutta olmadığını, eğitim nedeniyle Zonguldak’ta bulunduğunu vurguladı. Acı olayı sonradan haber aldığını belirten Hüseyin Y., “Eşim gebe olduğu devirde de bebeğimizin ıstırapları vardı. Doğduktan sonra da daima denetim altındaydı. Bartın’da Zonguldak’taki hastanelerde tedavi gördü. Burnunda et olduğunu, teneffüs yolunun çok dar olduğunu söylediler. Çok küçük olduğu için ameliyat edemeyeceğini söyledi, tabipler. Yatarken daima tıkanıyordu, vakit zaman yan yatırıyorduk. O vakit biraz rahatlıyordu. Olaydan bir gün evvelki gece de bebeğimiz tıkandı, hastaneye getirdik. Müdahale ettiler, biraz rahatladı. Sonra da taburcu edildik. Bir ilaç, reçete vermediler. Sabah tekrar rahatsızlanmış, ben meskende yoktum. Vilayet dışındaydım. Sonradan haberim oldu” dedi.

Bebeğin kesin vefat nedeninin belirlenmesi emeliyle bebeğe otopsi yapma kararı aldı. Sıhhat vazifelilerinin ihmali olup olmadığı tarafında de araştırmanın yapıldığı öğrenilirken, otopsinin tamamlanarak kesin vefat sebebinin belirlenmesi ile soruşturmanın da seyrinin şekillenmesi bekleniyor

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.