Ihlas Haber Ajansı tarafından
07 Kasım, 2024 00:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

“Projeli dolandırıcılık” mağdurları suç duyurusunda bulundu

Samsun’da "projeli dolandırıcılık" mağdurları toplu halde adliyeye giderek suç duyurusunda bulundu.
Samsun başta olmak üzere çevre iller ile Ankara ve İstanbul’da tanıştığı kişileri Avrupa Birliği (AB) hibeleri ve devlet destekli projeler yaptığını ileri sürerek "yüksek kazanç sağlama" vaadiyle milyonlarca lira dolandırdığı iddia edilen şahıs, kayıplara karıştı. Bir araya gelen mağdurlar, açtıkları bireysel davaların yanı sıra toplu halde de savcılığa giderek “nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla şikayette bulundu.

Olay hakkında
İddialara göre Aykut A. (42), kurduğu proje danışmanlık şirketi ve iş birlikçileri üzerinden insanlara çeşitli vaatlerde bulundu. "Zirai dron projesi, imar projesi, tekstil atölyesi projesi, su tesisatı projesi, tıbbi-aromatik bitki üretimi projesi, sulama birliği projesi" gibi farklı sahte projeler ile AB hibeleri ve devlet desteklerinden yararlanma ve yüksek kazanç elde etmeyi vadeden Aykut A. ve iş birlikçilerinin, onlarca kişiyi ikna ederek milyonlarca lira parasını aldığı ileri sürüldü. Aralarında öğretmen, papaz, esnaf, temizlikçi, taksici, mobilyacı, sucu gibi farklı meslek gruplarından kişilerden oluşan mağdurlar, birçok kişinin dolandırıldığını ancak olaydan haberi olmayan yakınlarından gizlemek için ortaya çıkmak istemediklerini ifade etti.

7 kişi hakkında suç duyurusu
Samsun’da toplanan onlarca mağdur, Samsun Adliyesi’ne geldi. Savcılığa toplu halde dilekçe veren mağdurlar, başta Aykut A. olmak üzere, oğlu Cahit F. A., çalışanı Hanefi Ç., çalışanı Öznur Ö., emekli bankacı Hüseyin Ü., kamuda proje geliştirme başkanı Musa D. ve eski milletvekili A.E.Ç.’den şikayetçi oldu. "Adalet Arıyoruz" diye pankart açan mağdurlar, kendilerini dolandıran şahısların cezalandırılmasını istedi.

“4 milyon TL dolandırılan da var 1 milyon TL dolandırılan da”
500 bin TL dolandırılan öğretmen O.Ç., Samsun Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, “Dolandırılan onlarca mağdur var. Birçok mağdur kendisini göstermek istemiyor. Sağlığını kaybeden, tedavi gören de çok mağdur var. Türk adaletinin bu işi en kısa sürede sonuca bağlamasını istiyoruz. Bizim ulaştığımız 30’dan fazla mağdur var. Toplu müracaatta bulunmak için adliyeye geldik. Elimizde şikayet dilekçelerimiz var. Aramızda 1 milyon TL dolandırılan da var 4 milyon TL dolandırılan da var. Dolandırılanlar genelde 500 bin ve üzerinde dolandırılanlar. Az miktar dolandırılanlar da kredi kartından para çekilerek dolandırıldı. Bunlar da faizle yine 600-700 bin TL’ye ulaşabiliyor. Yaramız büyük, acı çekiyoruz. Dolandırılmak istemiyoruz, bu kişilerin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.

“Toplu şikayette bulunmak için adliyeye geldik”
Bireysel şikayetlerin yanı sıra “nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla toplu şikayette bulunmak için savcılığa geldiklerini ifade eden mağdur Eyüp E. ise “Aykut A. hâlâ birilerini dolandırmaya devam ediyor. Biz bu sürecin bitmesini, başka canların yanmamasını, hak ettiği cezayı almasını, Türk adaleti önünde yargılanmasını istiyoruz. Bu bir nitelikli dolandırıcılıktır. Şebeke olarak çalıştıklarını biliyoruz. Yanında çalışan 5-6 kişinin yanı sıra ona yardım eden arkadaşları da var. Bu nedenlerden ötürü şikayetçi olduk” diye konuştu.
Mağdurlar, Samsun Adliyesi’nde toplandıktan sonra toplu şikayet dilekçelerini savcılığa ilettiler.

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.