Ihlas Haber Ajansı tarafından
16 Ağustos, 2024 16:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Maymun Çiçeği hastalığı nedeniyle bir pandemi beklentim yok”

Maymun Çiçeği hastalığı nedeniyle herkesin Covid 19 da olduğu gibi bir pandemi korkusu yaşadığını belirten Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Covid 19’da olduğu gibi bir kaotik pandemi beklentisi içerisinde değilim. Ancak salgının görüldüğü ülkelerden Türkiye’ye geliş gidişlerde hastalık varsa bunların ayaklanması, farkedilmesi izolazyonu önemli” dedi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Tevfik Özlü, Dünya Sağlık Örgütü’nün Maymun Çiçeği hastalığı için acil durum ilan ettiğini hatırlattı. Özlü, dünyanın aslında bu hastalıkla yeni karşılaşmadığına dikkat çekerek “Bu virüsün 1970’den beri insanda hastalık yaptığını biliyoruz. Ama daha çok Afrika bölgesinde bu hastalığı görüyoruz. Orta Afrika ve Batı Afrika’da iki farkı varyant biliniyordu. Aslında Kongo da daha çok ölümler görülüyor ve orada ölümler fazla. Genelde hafif seyreden ve tedavi ile iyileşen bir hastalık. Ama son birkaç yıldır Afrika’nın dışında da bu vakaları görmeye başladık. Avrupa Birliği ve diğer farklı ülkelerde de görülmeye başlandı. Sanıyorum 75 üzerindeki ülkede artık bu hastalığın varlığını biliyoruz. Böyle bir durum olunca da Dünya Sağlık Örgütü acil durum ilan etti. Bu konuda artık Afrika dışındaki ülkelerin de bu hastalığı sınırlamak açısından tedbir almaları gerekiyor” diye konuştu.

“Bu hastalığın bulaşması Covid 19’a göre daha zor”
Bu durumun herkesin aklına birkaç yıl önce yaşadığımız Covid pandemisini getirdiğini kaydeden Özlü “Yaşanan son gelişmeler hepimizin zihninde bu pandemiyi yeniden canlandırdı. Herkeste ‘Acaba tekrar bir pandemi ile karşı karşıya kalır mıyız? Tekrar kısıtlamalar yasaklamalar başlar mı?’ diye bir korku var. Baştan söyleyeyim böyle bir beklentim yok. Çünkü bu virüs Covid 19 virüsü ile çok farklı özellikler taşıyor. Öncelikle bu hastalığın bulaşması Covid 19’a göre daha zor. Covid 19 virüsü çok kolay bulaşan bir virüstü hava yoluyla bulaşıyordu. Enfeksiyonlar ile temasla bulaşıyordu. Bu virüs daha çok temas ve yakın temas ile bulaşıyor. Daha çok bulaşma cilt döküntüleri ve bu döküntülerin içindeki sıvı ile temasla oluyor. Daha çok görülenler cinsel ilişki sırasında bulaşan vakalar. Ama tabi sadece cinsel ilişki ile bulaşmıyor. Onun dışında hastanın tenine temas etme, sarılma, kucaklaşma gibi durumlarda da bulaşabilir. Hatta hastanın elbiseleri, yattığı çarşaf, oturduğu yerden de bulaşma riski olabilir. Hasta ile çok uzun süre yakın mesafedeyseniz sohbet ettiyseniz mesafeyi koruyamadıysanız size bulaşabiliyor” diye konuştu.

“Ölümler sağlık hizmetlerine ulaşımı ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği ile ilgili olabilir”
Hastalığın destek tedavileri ile iyileştiğini hatırlatan Özlü “2-4 hafta içinde tedavi ile hasta şifaya kavuşuyor. Ölüm daha çok Afrika’daki olgularda var. Yüzde 1-6 arasında ölüm bildirilmiş ama bu değişebiliyor. AB ülkelerinde ölüm vakaları çok nadir. Dünyada şuana kadar 600 civarında ölüm olduğu ortaya çıkmış. Neredeyse tamamına yakını Afrika’daki ölümler. Bu da virüsün ölümcüllüğünden ziyade oradaki sağlık hizmetlerine ulaşımı ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği ile ilgili olabilir” şeklinde konuştu.

“Bu virüsün mutasyon geçirmesi ve mutasyonların varyanta dönüşme olasılığı çok daha düşük”
Avrupa’da hastalık ile ilgili farklı bir varyantın çıktığı ve bunun daha ölümcül olduğu yönünde çıkan haberleri de değerlendiren Özlü “Bu varyantın daha ölümcül olduğu söyleniyor ama bu konuda kesin bir bilgi yok. Bu virüsün mutasyon geçirmesi ve mutasyonların varyanta dönüşme olasılığı çok daha düşük. DNA virüsü çünkü bu. DNA virüslerinde mutasyon olur ama bu hemen bir varyanta dönüşmeyebilir. Yeni bir varyantın oluşması çok kolay değil. Covid’de gördüğümüz gibi daha ölümcül daha tehlikeli varyantların ortaya çıkması çok gerçekçi görünmüyor” ifadelerini kullandı.

“Hiç semptom olmayan hastaların bulaştırıcı olup olmadığı ile ilgili henüz bir bilgi yok”
Prof. Dr. Tevfik Özlü, hastalığın belirtileri ile ilgili olarak ise “Ateş, kırgınlık, halsizlik, kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı. Onun dışında da boyunda lenf bezlerinin şişmesi ve tabiki de ciltte döküntüler, Bu döküntüler zamanla patlayabiliyor ve iyileşirken de ciltte iz bırakabiliyor. Bu döküntüler hastalığın bulaştırıcılığından da en çok sorunlu olan bulgusu. Bir taraftan hastayı görünce tanıyorsunuz. Döküntüsü olduğu içir temas etmezsiniz. Kendinizi korursunuz. Bu açıdan bir alert veriyor çevresine. Döküntüsü olmayan hasta da bulaştırabilir ama daha sınırlı bir bulaşma olabilir. Hiç semptom olmayan hastaların bulaştırıcı olup olmadığı ile ilgili henüz bir bilgi yok. Covid’de ise hiç belirti göstermeyen bir kişi de hastalığı yayabiliyordu ama bu hastalık için bir şey diyemiyoruz” dedi.

“El hijyeni her zamanki gibi hastalıktan korunmada önemli”
“Covid 19’da olduğu gibi bir kaotik pandemi beklentisi içerisinde değilim” diyerek pandemi korkularını gideren Prof. Dr. Tevfik Özlü, şu uyarılarda bulundu:
“Bu gerçekçi gelmiyor ama bir sorun var ve bu sorun Afrika kıtasının sınırlarını aşmış durumda. Bu açıdan dikkatli olmamız gerekiyor. Salgının görüldüğü ülkelerden geliş gidişlerde hastalık varsa bunların ayaklanması, farkedilmesi izolazyonu önemli. Bu hastaları 21 gün izole etmek gerekiyor. Hijyen ve temizlik önemli. Uçaklarda özellikle koltukların her kullanımdan sonra temizlenmesi şart. Çünkü o koltuğa o döküntüler döküldüyse oradan hastalık bulaşabilir. El hijyeni her zamanki gibi hastalıktan korunmada önemli. Bunlara dikkat edersek çok sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum.”

blank
Berkay Doğan tarafından
07 Nisan, 2025 16:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük İl Genel Meclisi’nden Tarihi Karar

Karabük İl Genel Meclisi, kentin köklü sanayi geçmişine sahip çıkmak ve bu mirası gelecek nesillere aktarmak adına tarihi bir karara imza attı. Nisan ayı olağan toplantısında, İl Genel Meclisi üyelerinin oy birliğiyle sunduğu önerge doğrultusunda 3 Nisan’ın “Sanayi Günü” olarak ilan edilmesi kararlaştırıldı.

Gerçekleştirilen oylamada tüm üyelerin desteğini alan önerge, İl Genel Meclisi’nde kabul edilerek resmiyet kazandı. Alınan karar kapsamında, sürecin tamamlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı’na resmi başvuru yapılacak.

BAŞKAN SÖZEN: “KARABÜK’ÜN EN ANLAMLI GÜNLERİNDEN BİRİ”

İl Genel Meclisi Başkanı Ahmet Sözen, oylama sonrası yaptığı açıklamada, 3 Nisan tarihinin Karabük ve Türk sanayisi açısından taşıdığı öneme vurgu yaptı. Sözen, “Karabük’ün yerel parlamentosu olan İl Genel Meclisi’nde, üyelerimizin tamamının ortak önergesiyle, Karabük’ün en anlamlı günlerinden biri olan 3 Nisan’ın Sanayi Günü ilan edilmesine karar verdik. Bu karar, şehrimizin sanayi kimliğini yaşatmak adına son derece kıymetlidir” ifadelerini kullandı.

3 NİSAN: TÜRK SANAYİSİNİN DÖNÜM NOKTASI

3 Nisan 1937 tarihi, Türkiye’nin ilk entegre demir-çelik fabrikası olan Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları’nın (KARDEMİR) temelinin atıldığı gün olarak biliniyor. Bu tarih, Karabük’ün yanı sıra Türkiye’nin sanayileşme yolculuğunda da büyük bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.

SANAYİ GÜNÜ İLE FARKINDALIK ARTACAK

İl Genel Meclisi tarafından alınan bu kararın, Karabük’ün sanayi kimliğini öne çıkarması ve bu alandaki tarihi mirasın korunmasına katkı sağlaması bekleniyor. Sanayi Günü sayesinde, özellikle genç nesillerin sanayinin gelişim sürecine dair farkındalığının artırılması ve bu mirasa sahip çıkılması hedefleniyor.

Kararın TBMM ve İçişleri Bakanlığı tarafından da onaylanması halinde, 3 Nisan bundan böyle her yıl “Sanayi Günü” olarak kutlanacak ve Karabük, bu özel günün simgesi haline gelecek.

Haber videosu için TIKLAYINIZ!

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.