Ihlas Haber Ajansı tarafından
04 Aralık, 2024 00:30 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

OMÜ, engelsiz eğitimdeki ’turuncu bayrak’ sayısını 18’e çıkarttı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ), “Engelsiz Üniversite Ödülleri 2024” kapsamında “Mekânda Erişim” kategorisinde 8 turuncu bayrak ödülüne layık görülerek bayrak sayısını 18’e çıkarmayı başardı.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın imzasıyla 8 birime değer görülen Mekânda Erişim Ödülleri ve 6 birime layık görülen Mekânda Erişim Ödül Adaylığı Sertifikaları, Rektör Prof. Dr. Fatma Aydın tarafından ilgili yöneticilere takdim edildi.

“Erişilebilirlik vizyonumuz 18 turuncu bayrakla taçlandı”
Program töreninde değerlendirmelerde bulunan Rektör Prof. Dr. Fatma Aydın, “Engelli bireylerin hayata tutunma azmi, kararlılığı ve elde ettikleri başarılar hepimiz için birer ilham kaynağıdır. Onlar spor, sanat, eğitim, iş dünyası ve daha birçok alandaki başarılarıyla topluma örnek olmanın yanı sıra, toplumun ayrılmaz bir parçası olduklarını her fırsatta kanıtlamaktadır. OMÜ olarak ‘Engelsiz Üniversite’ hedefiyle engelli öğrencilerimizin ve personelimizin eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanında bilimsel, sportif, sanatsal ve kültürel faaliyetlerden etkili biçimde yararlanabilmesi için engelleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar önceliğimiz. Nitekim Üniversitemizde engelsiz erişim vizyonuyla uyumlu olan 18 farklı birimimiz, engellilere yönelik çalışmalarından ötürü Yükseköğretim Kurulu tarafından ‘turuncu bayrak’ ile ödüllendirildi. Bunun yanında 9 farklı birimimiz de ‘Turuncu Bayrak’ adayı ilan edildi. Nihai hedefimiz; ‘Yüzde 100 Engelsiz Üniversite’ motivasyonu çerçevesinde Üniversitemize ait bütün birimlerde ve mekânlarda ‘turuncu bayrak’ alarak erişilebilirlik standartlarımızı yükseltmektir” dedi.

“Üniversitemizin engelli bireylere yönelik çalışmaları gelecek için umut verici”
Üniversitenin, engelli öğrencilerin ilgili mevzuat kapsamında sahip oldukları haklardan en etkin şekilde yararlanabilmeleri için önemli adımlar attığını ifade eden Rektör Aydın, “Bu kapsamda ‘Engelli Öğrenci Birimi’ kurulmuş ve her akademik birimde, engelli öğrencilerimizin ilgili işlemlerini takip etmek üzere akademik birim temsilcileri belirlenmiştir. Akademik birim temsilcileri, engelli öğrenciler eğitim-öğretim uygulamaları usul ve esaslarını geliştirmiş, engelli öğrenci tespit formu, gönüllü öğrenci formu, erişilebilirlik formu ve engelli öğrenci birimi memnuniyet anketi oluşturmuştur. Sosyal farkındalık oluşturmak için öğrenci topluluklarımızla iş birliği içerisinde birçok etkinlik gerçekleştirilmektedir. Bu etkinlikler arasında; engelsiz yaşam seminerleri, erişilebilir film gösterimleri, bisiklet yarışları ve spor müsabakaları yer almaktadır. Üniversitemiz bünyesindeki Gelişimsel Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, gelişim geriliği tanısı almış veya bu riski taşıyan çocuklara ve ailelerine destek sunarken, Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi değerlendirme ve terapi hizmetleri sağlamaktadır” diye konuştu.

“Üniversitemiz, engellilere yönelik güçlü altyapısıyla öne çıkıyor”
OMÜ’nün engellilere yönelik hizmetler ve birimler açısından güçlü bir altyapıya sahip olduğuna dikkat çeken Rektör Aydın ayrıca şunları söyledi:
“Tıp Fakültesi Hastanesindeki ilgili birimlerin yanı sıra, Sağlık Bilimleri Fakültesinde dil ve konuşma terapisi, ergoterapi, fizyoterapi ve rehabilitasyon, gerontoloji bölümleri; İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesinde psikoloji bölümü; Eğitim Fakültesinde rehberlik ve psikolojik danışmanlık ile özel eğitim bölümleri; ayrıca meslek yüksekokullarındaki ilgili birimler bu güçlü yapının önemli bileşenlerindendir. OMÜ olarak engelsiz üniversite hedefimiz doğrultusunda engelli bireylerin hayatını kolaylaştırmaya ve dezavantajlarını en aza indirmeye yönelik çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Fiziksel engellerin yanı sıra, zihinlerde ve kalplerdeki engelleri de aşmanın önemine inanıyor ve bu doğrultuda farkındalık oluşturacak faaliyetlere ağırlık veriyoruz. Engelli bireylerimizin huzur ve refah içinde, sosyal hayatta daha aktif rol almalarını sağlamak amacıyla gayretimiz bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de devam edecektir. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün, engelli bireylerin yaşam koşullarını iyileştirecek yeni adımlara vesile olmasını diliyor, hayata karşı verdikleri mücadelede azim ve kararlılıkları sayesinde hepimize örnek olan öğrencilerimiz ve personelimiz başta olmak üzere tüm engelli vatandaşlarımızı sevgiyle selamlıyor, sağlık ve esenlik diliyorum.”
Engelsiz Üniversite Ödülleri 2024 kapsamında OMÜ; Kurupelit Kampüsü, Rektörlük Binası, Eğitim Fakültesi, Tıp Fakültesi Derslikleri, Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi, Turizm Fakültesi ve Bafra Turizm Meslek Yüksekokulu Binası, Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı Binası, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı Binası mekânda erişim kategorisinde turuncu bayrak ödülüne layık görüldü.
İlahiyat Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Mühendislik Fakültesi D Blok, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi ise turuncu bayrak ödülü adaylığına değer görüldü.
Rektörlük Senato Salonunda düzenlenen törene ayrıca Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Alper Kesten, Prof. Dr. Çetin Kurnaz, Prof. Dr. Ayşe Pınar Sumer, Genel Sekreter Doç. Dr. Erhan Burak Pancar, fakülte dekanları, akademisyenler ve idari personel katıldı.
Ödül takdim töreni katılımcıların hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.