blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
09 Şubat, 2024 08:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Mazot yolsuzluğu iddiasında dikkat çeken detaylar

Bartın’ın Amasra ilçesinde savcılığa, belediyeye ait itfaiye müdürlüğü ve garaj amirliği içerisinde bulunan benzin deposundan sivil araçlara mazot verilmek suretiyle yolsuzluk yapıldığı ileri sürülen bir ihbar mektubu gönderildi. Olayla ilgili savcılık tarafından soruşturma başlatılırken, güvenlik kamera görüntüleri ile mektupta yazan isim, adres ve beyanlarla ilgili dikkat çeken detaylar ortaya çıktı.
Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı’na 23 Ocak 2024 tarihinde Amasra Belediyesi tarafından mazot yolsuzluğu yapıldığı iddiasıyla ihbar mektubu ulaştı. İsim bulunmayan mektupta, “11.01.2024 Perşembe günü saat 11.25’te Amasra Belediyesine ait gara amirliği ve itfaiye amirliğinin ortak kullandığı garaj alanında özel şahısların araçlarına mazot doldurduğunu gördüm. Belediye imkânlarının şahsi menfaatler için kullanıldığını, devletin halk için yapması gereken yatırımların ve milletin vergilerinin bu şekilde çalındığına şahit oldum. Buradan alınan mazotlar resmi araçlara konuldu diye kayıtlar tutulduğunu, ayrıca daha öncesinde de belediyenin anlaşmalı benzin istasyonundan sivil şahısların yakıt doldurduğunu da gördüm. Bu olayın rutin olarak geçmişte de yapıldığı tarafıma anlatıldı. Resmi evrak olan defter kayıtları ile güvenlik kamera kayıtları incelendiğinde durumun daha da net anlaşılacağı kanaatindeyim” ifadeleri yer aldı.

Soruşturma başlatıldı
Mektubun ardından harekete geçen Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma başlattı. Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma ile ihbar mektubunu gönderen ve mektupta Kum Mahallesi Cumhuriyet Caddesi No:1 Amasra adresinde oturduğu belirlenen Ali Demir isimli şahsın müşteki sıfatıyla ifadesinin alınması, itfaiye ve garaj amirliğinde çalışan personelin bilgi ve görüşleri sorularak ifadelerinin alınması, ihbar ile ilgili güvenlik kamera kayıtlarının incelenmesi kararı alındı.

İsim ve adres sahte çıktı
Kararın ardından yapılan ilk incelemede isimsiz gönderilen ihbar mektubunun zarfında yer alan Ali Demir isimli bir şahıs bulunmadığı, yine zarfta yer alan Kum Mahallesi Cumhuriyet Caddesi No:1 Amasra adresinin ise şehir merkezindeki eski kaymakamlık binası olduğu tespit edildi. Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır ve aracına yakıt konulduğu belirtilen Avukat Berkay Dal ve İtfaiye ve Garaj Amirliği personelini ifadeye çağıran savcılık, ihbar mektubunda geçen güvenlik kamera kayıtları ile resmi defter kayıtlarını talep etti. İvedi notuyla Amasra İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda ise iddiaların detaylı bir şekilde incelenmesini isteyen savcılık, 01.01.2024 ve 20.01.2024 tarihleri arasındaki güvenlik kameralarının da izlenmesini talep etti.

İddiaların merkezindeki avukat ilk kez konuştu
Savcılık olayla ilgili başlattığı soruşturmayı sürdürürken, sivil araç ile belediyeye ait benzin deposundan haksız yere mazot aldığı ileri sürülen Berkay Dal ilk kez konuştu. Belediyeye ait depodan yakıt aldığını doğrulayan Berkay Dal, aldığı mazotun kamu menfaatine kullanıldığını kaydetti. Belediyenin sözleşmeli avukatı olduğunu hatırlatan Dal, yakıtın belediyenin tarafı olduğu davalara katılmak amacıyla alındığını ifade etti. Dal, yaşananları şöyle anlattı:
“10 Ocak 2024 tarihinde Zonguldak İdare Mahkemesi’nde Amasra Belediyesi’nin tarafı olduğu bir duruşma vardı. Ben de Amasra Belediye Başkanlığı’nın sözleşmeli olarak avukatlığını yapıyorum. Duruşma gününden önce başkanımıza haber verdim. Duruşmaya nasıl gidileceğini sordum. Kendisi araç tahsis edilemeyeceğini söyleyerek, kendi aracımla duruşmaya gitmemi rica etti. Gidiş dönüşte harcanacak yakıtın da belediyeden iade edileceğini söyledi. Zaten aracım da ofisin üzerine kayıtlı, ayrıca biz avukatlar da kamu görevi ifa ediyoruz. Kamu menfaatine aracımı tahsis ettik. Bartın’dan yola çıktım, çıkışta benzin istasyonuna gidip çeyrek depo olan yakıtımı belediyeye hak geçmemesi için kendime ait parayla doldurdum. Bunun da evrakı, makbuzu mevcut. Emniyet ile de paylaştım. Sonra Zonguldak İdare Mahkemesindeki duruşmaya gittim. Duruşmaya girdikten sonra geri döndüm. O gün Amasra’ya dönüş yapmadım. Aracın lastiği patladı, çivi girmiş, onu yaptırdım. Onu da kendi paramla yaptırdım. Vakit geçtiği için de Bartın’daki evime gittim. Ertesi gün Amasra’ya geldim. O gün yine Bartın’da Amasra Belediyesinin taraf olduğu, Bartın Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 14.00’de duruşma vardı. Başkanı aradım, ilçeye geldiğimi söyledim. Kendisi de, ‘Ne kadar yakıt harcadın’ diye sordu. Ben de, ‘Çeyrek depo olmamış’ dedim. O da, ‘Git belediyenin garajına, harcadığın kısmını takviye edecekler’ dedi. Gerekli evrakları hazırladıktan sonra gittim garaja, iade işlemi gerçekleştirildi. Ondan sonra da Bartın’daki belediyemizin müşteki olarak taraf olduğu Bartın Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya katıldım. Hem Zonguldak’a hem de Bartın’a gittiğime ilişkim görev yazım mevcut. Burada tarihi, saati, gideceğim duruşma, yakıtın verileceği taşıt ve plakası da yazıyor. Kamu menfaatine olan bir iş için bu belgeler düzenlendi.”

Yalan beyan iddiası
Avukat Dal, isim ve adresi sahte çıkan ihbar mektubunda yer alan “11.01.2024 Perşembe günü saat 11.25’te Amasra Belediyesine ait garaj amirliği ve itfaiye amirliğinin ortak kullandığı garaj alanında özel şahısların araçlarına mazot doldurduğunu gördüm” ifadesinin de doğru olmadığını savundu. Mektupta geçen olay gününe ilişkin saatin gerçek saatten 1 saat 40 dakika daha geride olduğunu belirten Dal, ihbarda kullanılan ‘gördüm’ kelimesinin ise doğru olmadığını savundu. Kendisini gördüğünü söyleyen ihbarcının yazdığı saatin aksine öğlen saat 13.00-13.30 arasında olay yerinde bulunduğunu kaydeden Dal, “Belediye garajından yakıtı aldıktan sonra Bartın’daki duruşmaya gitmek için Amasra’dan çıktım. Ben Amasra’dan saat 13.00- saat 13.30 civarında çıktım. Çıkmadan hemen öncesinde yakıtı da almıştım. Yani yine saat 13.00 sıralarında yakıtı aldım. Burada bir tezat var. İhbarcı her kim ise, belediyenin kamera kayıtlarındaki saati esas alarak dilekçesini yazmış. Gerçekte saat 13.00 civarı olması gerekiyor. Güvenlik kameralarında ise ihbarcının belirttiği gibi saat 11.25 olarak gözüküyor. Arada 1 saat 40 dakika civarında fark bulunuyor. İhbarcı kendi adını, soyadını sahte olarak yazdığı gibi, kamera kaydını izlemiş, ihbarı da ona göre yazmış. Beni saat 11.25 sıralarında yakıt alırken gördüğünü söylüyorsa yalan beyanda bulunmuş. Çünkü beni o saatte orada görme şansı yok. Olmayan bir şeyi göremezsin. Zaten saat 14.00’te de Bartın’da duruşmam var. Ayrıca kamera saatinin yaklaşık 1 saat 40 dakika civarında geri olduğu bilinen bir gerçek. İhbarcı da, bu işi tezgâhlayanlar da kamera görüntülerindeki saate göre bu dilekçeyi yazmışlar. Ama bu saati gerçek saatmiş gibi yazmışlar” şeklinde konuştu.

Kayıt ve veriler savcılık ile paylaşıldı
Savcılık tarafından ifadeye çağrılan Belediye Başkanı Çakır ise, mazot yolsuzluğu iddiası ile ilgili tüm kayıt ve verileri savcılık ile paylaştıklarını belirtti. Kendisinin siyasi bir komplonun içine çekilmek istendiğini söyleyen Çakır, “Bu iddia Amasra Belediyemizin sözleşmeli avukatının, belediyenin davasının görüldüğü Zonguldak’taki İdare Mahkemesi’ne ofisinin aracı ile gidip gelmesi, bizim de kendisine süreçte yaktığı 20 litre yakıtı iade etmesiyle ilgili. Bu konuda sahte isim, sahte adres bilgisi ile savcılığa ihbar mektubu var. Bizler savcılık makamının talebi olan görüntü ve belgeleri kendilerine ilettik. Göreve geldiğimizde garaj ve itfaiye amirliği bölgesi 6 kamera ile izleniyordu, hatta 2 kamera da bozuktu. Benim talimatım ile 26 kamera izlenmeye başladı. Gerekli tüm kayıt ve veriyi ilgili makamlarla paylaştık. Seçimlere kısa süre kala böyle algı operasyonları ile süreci bulandırmanın etik olmadığı kanaatindeyiz. Bizim Amasra’da en güçlü yanımız şeffaflığımızdır. Her işimizi şeffafça yaparız, tüm verileri şeffafça yayınlarız. Kamuoyu ile basın ile gerekli, ilgili kurum ve kuruluşlarla gerekli bilgileri paylaşmaya her zaman hazırız. Kimse öküz altında buzağı aramasın. Sağlıklı bir seçim süreci geçirelim istiyoruz. Bu iddialar şahsi menfaati bozulanlarla ilgili de olabilir. Tabii yaşananlar aynı zamanda siyasetin ilgi alanına da girer. Siyaseti etik yapmak gerekir. İlkelerimiz gereği, şeffaf, adil yönetim tarzımızdan rahatsız olan örgütlü bir kumpanyanın siyasetçe değerlendirildiği kanaatindeyiz. Amasra halkına sorabilirsiniz. Bize böyle bir iddia yapışmaz. Siyaseten rekabete her zaman varız. Ama bel altı olmaması, seçim sürecinin sağlıklı yürümesini sağlayacaktır” ifadelerine yer verdi.

Suç duyurusunda bulunuldu
Başkan Çakır, iddia edildiği gibi bir yolsuzluk varsa ortaya çıkarılması, yoksa da isimsiz mektup, sahte adres ve doğru olmayan beyanlarda bulunanların tespit edilmesi için suç duyurusunda bulunduklarını kaydetti. Sürecin yakın takipçisi olacaklarını söyleyen Çakır, “Bizim de kuşkularımız var. Belki kurum içerisinden, belki kurum dışından sahte belgeyle, adresle algı operasyonu olduğudur. Buna alet olanların da takibini istiyoruz. Suç duyurusu yoluyla savcılıktan talepte bulunduk. Biz sürecin tüm yönleriyle açıklığa kavuşturulmasını, belediyemizin, şahsımın, üyesi bulunduğum siyasi partinin zan altında kalmaması adına özellikle önemsiyoruz. Bu komplonun ortaya çıkarılması için de sonuna kadar olayın takipçisi olacağız” diye konuştu.

MİLLET BAHÇESİ’NDEN NE HABER?
blank
Mustafa AKAY tarafından
23 Aralık, 2024 10:43 tarihinde yayınlandı
A+ A-

MİLLET BAHÇESİ’NDEN NE HABER?

MUSTAFA AKAY

Cumhuriyetin var ettiği bir kent son dönemlerde iyice köreldi. Avuç içi kadar olan bu kentte, her şey insanları üzüyor. Trafik alabildiğine karmaşık. Doğru dürüst yatırım alamıyor. Bina yapımından başka gelişen bir tarafı yok.
Eğitimde eskiden Türkiye'nin önde gelen kentlerinden birisiydi. Şimdilerde bu alanda da bir gerileme yaşanıyor.
Sağlık alanında ise tam bir felaket içinde.
Eğitim ve sağlıkta oklar hep özeli gösteriyor.
Oturulacak, kalkılacak mekanları yok denecek kadar az. Hava karardıktan sonra şehir merkezi tam anlamıyla bir ıssızlığa bürünüyor.
Böyle bir kenti vizyonu olmayanlar yönetince, yapılan yatırımlar da boşa gidiyor.
Buna, yaklaşık 10 yıl önce yapılan Kent Meydanını gösterebiliriz.
Yüzlerce ağacın kesilmesiyle ortaya çıkan boşluğu Kent Meydanı yapalım düşüncesiyle, betona çeviren bir anlayış hiçbir işlevi olmayan bu yeri merkezi hükümete devrederek, Millet Bahçesi yapımına yol verdi.
O zamanlar Kent Meydanı’nın 45 milyona mal edildiğine ilişkin iddialar ortaya çıkmıştı. Yapılan Kent Meydanı tam anlamıyla, betondu. Yeşili bulmak ya da görmek mümkün olmadan, bir yıl öncesinde yıkımına karar verildi.
Belediye Kent Meydanı’nı devrederken, hakkını yemeyelim 16 dükkânın tapusunu aldı ve kendi hanesine yazdı.
Bir seçim öncesi iktidar partisinin en büyük argümanlarından birisiydi Millet Bahçesi… Millet, Kent Meydanına gelecek, bedava çay içecek, kek yiyecekti. Çevre Bakanlığı’nın üstlendiği Millet Bahçesi'nde, yapılan 16 dükkânın dışında hiçbir gelişme görülmüyor. Meydan betona gömülmüş hissini veriyor yine.
Millet Bahçesi’nin kaça mal olacağı ve projesi konusunda da kamuoyu aydınlatılmıyor.
Yani, yine ülkenin kaynakları çarçur ediliyor.
Bir başka ülkede olsa, bu savurganlığın hesabı sorulur.
Zengin ülkeler yatırım yaparken kılı kırk yararlar. Bizde ise, "ben yaptım" mantığı egemen.
Düşünün, yurdun dört bir yanında böyle plansız, programsız yatırımların maliyetini.
Emeklisine üç kuruş maaşı hak gören anlayışın savurganlıklarının boyutu devasadır.
Yazık bu ülkeye. İyin üzücü tarafı bu tür savurganlıklarından milleti haberdar etmeyenlerin varlığı da vurdumduymazlığını artırmaktadır.
Bir seçim kazanmak uğruna milletin parasını çarçur edenlerin vicdanları rahat mıdır bilemiyoruz. Rahat diyenler olursa da onlara "sizin vicdanınız yok" deriz.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.