Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası
19 Temmuz, 2024 16:38

Kısırlaştır Tedavi Et Özgür Bırak

Kısırlaştır Tedavi Et Özgür Bırak
A+ A-

“Kuduz riski taşıyan, sahiplendirilmesi mümkün olmayan ve tedavi edilemeyen hayvanlara ötanazi uygulanması imkanı tanıyoruz!”

AK Parti Grup Başkanı, sokak hayvanları için hazırlanan yasa taslağı için bu cümleyi kurmuş.

Ne anlıyoruz cümleden?

“Ötanazi kaçınılmaz!”

Kuduz riski yok.. Ama sahiplendirilmesi mümkün olmuyor.

“Sokak, hayvanlar için bir yaşam alanı olarak tarif edilemez” deniyor.

Sahiplendirilemiyorsa, icabına bakılacak…

“Tedavi edilemeyen” kısmına gelince.

“Zaten ölecek.. Ölmesini beklemek yerine ötanazi uygulayalım…”

 

***

SOKAKLARI kedi köpekten arındırmayı planlıyorlar. Sokak canlarını daha korunaklı ve daha kaliteli alanlarda yaşamayı hak ediyormuş.

Evet öyle. Güvenli, huzurlu, konforlu bir ortamları olmalı; tıpkı insanlar gibi.

Çoğu belediyenin yasa ve mevzuat icabı, yasak savmak için yaptığı barınakların yetersizliği ortada.

Sokaktan topladığın her köpeği alıp barınağa götürüyorsun.. Kısırlaştırıp kulağına küpe takıyorsun.

Sonra büyükçe bir kafesin içinde onlarca köpekle birlikte aynı ortamda yaşamaya zorluyorsun.

Kimileyin kavga ediyor bu çomarlar; birbirlerini yaralıyor.

E canım, her birine ayrı bir kulübe, ayrı bir yaşam alanı yapamazsın ki.

Yaptın diyelim; nereye kadar?

Kısırlaştırsan bile çoğunu, üreme devam edecek doğal ortamda.

Sokakları kedi köpekten arındıracaksın ama, bu defa korunaklı ve kaliteli alanların yüzölçümünü genişletmen lazım. Araziyi çitle çevirip içine hayvanları doldurmaktan ibaret değil ki durum.

Dedik ya, güvenli ve sağlıklı ortamlar hazırlamak lazım.

Personel maaşlarını ödemekte zorlanan, çöpleri bile doğru düzgün toplayamayan belediyelerden, konforlu yaşam alanları inşa etmelerini bekleyeceksin!

 

***

NEYMİŞ efendim, modern Avrupa’nın sokaklarında köpek göremezmişiz.

Onlar sahipleniyormuş. Sahiplenilmeyenler konforlu barınaklarda misafir ediliyormuş.

Bizde de aynısı olsun; öyle mi?

Özleriz onları be.

O masum, “sev beni” bakışlarının farkında değil misiniz?

Kötü davrananı sevmemeleri normal.

Arkalarından koşup havlamaları içgüdüsel bir durum. Durduk yerde saldırmazlar. Mutlaka bir travma yaşatılmıştır.

Kötü davrananı, şerefsizlik yapanı, zarar vereni biz seviyor muyuz ki?

Gerçi insanoğlunun genel karakteristiği için söylenmiş ‘deveye diken, insana öpen’ diye bir atasözümüz var.

Çomarlarda böyle bir durum yok. Kendilerine zarar vereni, tekme atanı, kovalayanı, işkence edeni sevmek gibi bir özellikleri bulunmuyor.

Koruma ve korunma içgüdüsüyle hareket ediyorlar.

 

***

ASLINDA bu yasal düzenlemeler, sokak hayvanlarının daha kaliteli ortamlarda yaşamalarını değil, insanların yaşam konforu düşünülerek yapılıyor.

Olay budur.

 

***

SOKAK köpeklerinin saldırganlığına gelelim.

Hergün memleketin bir yerinden “sokak köpekleri saldırdı” haberleri geliyor. Gazetelerde, internet haber sitelerinde, ekranlarda, sosyal medyada benzer haberler sık sık karşımıza çıkıyor.

YDD lobisinin işidir bu.

Yasan Düzenleme Dayatanlar!

Onlar, medya aracılığıyla algı oluşturup istedikleri düzenlemenin yaşama geçmesini sağlamaya çalışıyorlar.

 

***

SAĞLIK kontrolünü yap, kısırlaştır, özgür bırak. Aslında beklenen budur.

“Sokakları arındır, bakımsız alanlara hapset, hasta ve yaralı olanları öldür” değil.

 

***

HA bir de mama lobilerinin olayı var. Bizimle birlikte yaşayan köpeklerimizi çoğu zaman kuru mamalarla besliyoruz. Bagajda sürekli mama bulunur. Yolda aç olduğu belli, halsiz, perişan kedi köpek gördük mü, bir köşeye avuç avuç dökeriz karınlarını doyursunlar diye.

O hayvancıklar hep ürkek, hep korkak. Her an zarar verecekmişsiniz hissiyle tedirgin halde yaşıyorlar. Mamalarını verip iki güzel söz söyleyin, başlarını okşayın sakin sakin.. Hemen sakinleşirler. Zarar gelmeyeceğini anlarlar.

Mama lobileri diyordum.

Pek çok söylenti, dedikodu, iddia var mama üreticileriyle ilgili.

Google amcaya yazın, “mama lobileri” diye.. Neler okuyacaksınız neler.

Lafı uzatıp şöyle şöyle yapıyorlarmış türü uzun cümleler kurmanın anlamı yok.

Biz işin neresindeyiz?

Ambalaj kalitesinde!

Evet evet; market raflarında dizi dizi mamalar görürsünüz. Hayvan sahipleri markete girince ilk işleri mama reyonunu ziyaret etmektir olur. Biz öyle yapıyoruz!

Aman yarabbim, o janjanlı ambalajlar, yakışıklı ve güzel kedi köpek resimleri.. Mamaların içeriğiyle ilgili teknik bilgiler, barkotlar.. Renkli renkli ambalajlar.

Kiminin üstünde somonlu, kimininkinde dana etli, kuzulu, bilmem neli diye yazar.

İçindeki et miktarı nedir, proteini, karbonhidratı, koruyucusu, kimyasalı, şusu busu.. Orada yazıyor da, kim denetliyor?

Bir de hergün zamlanıyor bu ürünler. Orta halli bir hayvanseverin bütçesini aşan rakamlar çıkıyor karşımıza.

 

***

KURUSU olduğu gibi, yaşı da var bu ürünlerin.,Konserve kutularında satılıyor. Ambalaja bakarsanız, son derece modern tesislerde üretilmiş olduğunu düşünüyorsunuz. Ama nasıl ortamlarda hazırlanıyor bunlar, besleyiciliği var mı, hijyene dikkat ediliyor mu; onu bilemiyoruz.

Herhalde devletin ilgili kurumları gerekli denetimleri yapıyordur. Öyle zannediyoruz.

Ama önemli bir nokta var; üretim maliyetinin atla deve olmadığını bildiğimiz mamalar, piyasada ateş pahası. Ambalajda yazılı içerik etiketine bakınca, çok besleyici, kaliteli falan.

Köpeklerin kabına koyuyorsun, yesinler diye bekliyorsun.. Yemiyorlar!

Koklayıp uzaklaşıyorlar…

Köpeğin burun kıvırdığı mamaya kediler musallat oluyor.. Onlar da uzun uzun kokluyor, yesem mi yemesem mi diye düşünüyor. N’apsın hayvan, karnı aç..Tıkırdatmaya başlıyor.

 

***

ESKİDEN mama mı vardı? Kedi köpek ne yiyordu sokakta? Son yıllarda mama lobilerinin plan programıyla hayvanseverlerin sayısında artış yaşanıyor. Bizim gibi kedi köpekle içli dışlı olmamış nice vatandaş, bir bakıyorsunuz evinde üç beş kedi besliyor, bahçesinde köpekleri var.

Bu vicdani ve insani bir durum mu, yoksa lobilerin küresel planının en önemli parçası mı?

Hayvansever sayısı arttıkça, mama sektörü kazanacak doğal olarak.

İşin bu kısmı da var yani. İncelemeyi gerektiriyor.

 

***

SOSYAL medyada takip ederseniz, muhalefetin belediye başkanları sokak köpekleriyle poz verip yasal düzenlemeye itirazlarını dillendiriyorlar.

“Kısırlaştır, özgür bırak” sloganını iliştiriyorlar mesaja.

Bazı belediyelerin barınakları var, bazılarının yok. Poz verenlerin içinde, barınak fazlası köpekleri kamyonlara doldurup başka belediyelerin mücavir alanlarına terk eden başkanlar da var elbet.

Bizim buralarda çok oluyor.

O başkanlar, kedinin köpeğin başını okşarken pürtebessüm.. Bir de bütçeden kaynak ayırıp tonlarca mama satın alıyorlar. Ucuz, besleyici özelliği olmayan, içi boş mamalara dünyanın parasını ödüyorlar.

Hiç akıl edip, “bu mamaların besleyiciliği var mı, kaliteli mi, içeriği nasıl” diye soruyorlar mı?

Hani, “her kuruşun hesabını vereceğiz, şeffaf olacağız” diyorlar ya sık sık. Sokak canlarını beslemek için satın aldıkları mamalara ödenen parayla kaliteyi mi satın alıyorlar, çöpe mi para ödüyorlar?

 

***

 

BİZ neresindeyiz mevzunun?

“Ötanaziye karşıyız” tarafında.. “Tedavi et, kısırlaştır, özgür bırak” modunda

Hâttâ kısırlaştırma olayını bile tartışmak lazım. Baktıklarımızı kısırlaştırıyoruz da, onların üreme haklarını ellerinden aldığımızı düşünerek vicdan azabı çekiyoruz çaktırmadan!

 

***

KÜÇÜK bir not düşüp bitireyim.

Özel veteriner kliniklerini de bu yasa taslağında değerlendirmek lazım.

Klinik, adı üstünde tedavi yeri. Hasta hayvanların bakımı, tedavisi, ameliyatı, kısırlaştırması falan işte.

Bu kliniklerin çoğu petshop havasında çalışıyor. Tedavi faslından çok, hayvanların kullanacağı materyalleri, mamaları satıyorlar; hem de market fiyatının iki katına.

Klinik, klinikliğini yapsın.. Petşopçu kendi işine baksın.

Bu da bizim dipnotumuz olsun. Eyvallah. (Politika Alıntı)

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

11 Kasım, 2024 20:52
blank
İhlas Haber A.

BEUN’da “Atatürk’ün Sosyoloji İlgisi ve Sosyolojinin Kurumsallaşması” konulu konferans gerçekleştirildi

BEUN’da “Atatürk’ün Sosyoloji İlgisi ve Sosyolojinin Kurumsallaşması” konulu konferans gerçekleştirildi
A+ A-

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü etkinlikleri kapsamında "Atatürk’ün Sosyoloji İlgisi ve Sosyolojinin Kurumsallaşması" konulu konferans düzenlendi.
Farabi Kampüsü Tahir Karauğuz Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Zonguldak Vali Yardımcısı Dr. Halil İbrahim Ertekin, BEUN Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şenol Hakan Kutuoğlu, Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal ve Prof. Dr. Servet Karasu, Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, senato üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ayça Demir’in "Atatürk’ün Sosyoloji İlgisi ve Sosyolojinin Kurumsallaşması" başlıklı sunumu ile başlayan konferansta Demir, Atatürk’ün sosyoloji ile tanışması ve sosyoloji kapsamında düşünce yapısının gelişmesinde hangi Türk aydınların ve dünya düşünürlerinin katkı sağladığı üzerine bilgi verdi. Doç. Dr. Ayça Demir aynı zamanda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün katkılarıyla hazırlanan “Vatandaş İçin Medeni Bilgiler” adlı eserin cumhuriyetin vizyonunu yansıtmasında ve yurttaşlık bilincinin oluşmasında kayda değer bir öneme sahip olduğunun altını çizdi. Doç. Dr. Demir bununla birlikte Atatürk’ün direktifleriyle kurulan Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti, Türk Dili Tetkik Cemiyeti, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ile Türkiyat Enstitüsünün gerçekleştirdiği edebi, tarihi, antropolojik ve sosyolojik çalışmaların da önemini vurgulayarak sözlerine son verdi.
Doç. Dr. Ayça Demir’in konuşmasının ardından Demir’e teşekkür belgesini takdim etmek üzere kürsüye çıkan Zonguldak Vali Yardımcısı Dr. Halil İbrahim Ertekin, Kurtuluş Savaşı’nın ardından Cumhuriyetin ilanı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin muasır medeniyeteler seviyesine yükselmesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinin izinde ilerlemenin oldukça kıymetli olduğunu dile getirdi. Ertekin konuşmasına son verirken böylesine anlamlı bir günde etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen başta Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer olmak üzere tüm üniversite ailesine teşekkür etti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün anısına gerçekleştirilen etkinliğe binaen Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Atatürk’ün en büyük eserim dediği Cumhuriyetin, bugün güçlü ve aydınlık yarınlar için aziz Türk milletinin yoluna ışık olduğunu belirtti. Rektör Özölçer ayrıca, Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözüne karşılık, toplumların aydınlık yüzünü temsil eden üniversitelere düşen görevlerin bilincinde olarak Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi ailesiyle güçlü Türkiye için üretken, çağdaş, vatanını ve milletini seven bireyler yetiştirmeyi ilke edindiklerini söyledi. BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer sözlerine son vermeden önce konferansın sunumunu gerçekleştiren İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ayça Demir başta olmak üzere etkinliğin düzenlemesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.
10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü kapsamında düzenlenen konferans, günün anısı hasebiyle hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi.

blankNöbetçi Eczaneler

Gülşen Eczanesi
Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331

Şifa Eczanesi
Şifa Eczanesi
Adres

Merkez Mahallesi İnönü Caddesi Sen Is Hanı No:1 Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-3500

Üniversite Eczanesi
Üniversite Eczanesi
Adres

Üniversite Mahallesi, Efsa Nur Sokak B-Blok No:1-A-B Merkez / Karabük

Telefon

(370) 433-2726

Birsen Eczanesi
Birsen Eczanesi
Adres

Sırınevler Mahallesi Mehmet Akif Caddesi Pınar Apartmanı No:1 Karabük

Telefon

(370) 424-3375

Murat Eczanesi
Murat Eczanesi
Adres

Bağlarbaşı Mahallesi, Sadi Yaver Ataman Meydanı No:26 Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 725-3420

Yeni Zümrüt Eczanesi
Yeni Zümrüt Eczanesi
Adres

İsmetpaşa Mahallesi, Doruk Sokak, No:8/B Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4500