Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

KBÜ’lü Öğrenciler Robot Olimpiyatlarında Üçüncü Oldu

Gündem Yayın: 08.05.2024 11:41
KBÜ’lü Öğrenciler Robot Olimpiyatlarında Üçüncü Oldu

Karabük Üniversitesi Robot Kulübü, İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından 16.’sı düzenlenen Uluslararası İTÜ Robot Olimpiyatlarında, “Çizgi İzleyen” kategorisinde yaptıkları robot ile üçüncülük ödülünü almaya hak kazandı.

İstanbul Teknik Üniversitesi Kontrol ve Otomasyon Kulübü (İTÜKON) tarafından düzenlenen 16. Robot Olimpiyatları (İTÜRO), 2-4 Mayıs 2024 tarihleri arasında İTÜ Ayazağa Yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde ortaokul, lise ve üniversite öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Üç gün boyunca süren etkinlikte, yedi ayrı kategoride gerçekleştirilen robot yarışlarının yanı sıra, robotik bilimi üzerine panel, sergi ve atölye çalışmaları da yer aldı.

Düzenlenen Uluslararası İTÜ Robot Olimpiyatlarına, Karabük Üniversitesi ve Karabük Gençlik Merkezi destekleri ile katılan Karabük Üniversitesi Robot Kulübü (KAROT), Trafik kategorisinde 2, Çizgi İzleyen Kategorisinde 4, Mini Sumo kategorisinde ise 4 çalışma ile yarışmaya katıldı.

KBÜ Teknoloji Fakültesi Mekatronik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raif Bayır danışmanlığında Robot Kulübü üyeleri Onur Oflu, Seyyit Muhammet Genç, Ramazan Danacı, Aslan Aslan ve Takım Kaptanı Safa Özdemir, “Çizgi İzleyen” kategorisinde yaptıkları robot ile yarışmayı en az hatayla en kısa sürede bitirerek üçüncülük derecesi almaya hak kazandı. Mobil tekerlekli robotun, beyaz zemin üzerine siyah çizgileri hatasız izleyerek hedefe ulaşması bekleniyor.

KBUlu Ogrenciler Robot Olimpiyatlarinda Ucuncu Oldu2

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Tarihi serenderler otel odası oldu

Kültür Sanat Yayın: 19.05.2024 16:36
İhlas Haber Ajansı

Rize’de geçmiş dönemlerde daha çok yiyeceklerin saklanması için kullanılan serenderler otel odası oldu.

Genelde üst kısmında yiyeceklerini kemirgenlerden korumak için sakladığı, alt kısmını da çoğunlukta ahırda yetiştirdikleri hayvanlar için yazdan hazırladıkları otları koymak için kullandığı ahşap serenderler artık tarih olmaya başladı. Genel itibariyle 4 direk üzerine kurulan oda şeklinde olan ve oturtulduğu direklere kemirgenlerin tırmanmaması için tekerleğe benzer yuvarlak bir ahşap ile kesişen serenderler aynı zamanda bir zenginlik göstergesiydi. Birçok evin yakınına kurulan bu serenderlerin alt kısımları da ahırda bakılan büyükbaş veya küçükbaş hayvanların yemesi için saklanan otlarla doldurulurdu. Unutulmaya yüz tutmuş bu yerel mimari Rizeli aile için fikir kaynağı oldu.

Rize’nin Ardeşen ilçesi Fırtına Vadisinde yaşayan Recep Kurtoğlu ve oğulları, çürümeye yüz tutan ve Doğu Karadeniz’in geçmiş dönemde vazgeçilmezi olan bir serenderi satın alarak köylerinde ki araziye yerleştiremeyince farklı bir alana yerleştirdiler. Aile genellikle yakın akrabaları ve arkadaşları ile çay içmek için serenderi kullanmaya başladı. Sonrasında talep artınca serenderi otel odasına çevirdi. Alt kısmını lavabo, salon ve mutfağa çeviren aile üst katını ise yatak odasına ayırdı. Talep arttıkça harekete geçen Kurtoğlu ailesi, tamamen doğallığı bozmadan yaptıkları serenderlerin sayısını 5’e kadar çıkarttı.

“Orijinalini hiç bozmamaya çalıştık”

Orjinalliğini bozmadan serenderleri otel odası olarak kullanmaya başladıklarını ifade eden Recep Kurtoğlu, “Aslında ilk önce evimin önüne koymak için almıştım. Tarihi eserleri seviyorum. Sığmayınca buraya getirmek zorunda kaldık. Çocuklar özellikle burayı istediler. Başta ticari amaçlı değildi. Sırf kendimiz için yapmıştık. Tamamen doğaldan yanayız. Her şeyi otantik yapmaya çalıştık. Bunlar en az 150-200 yıllık yapılar. Orijinalini hiç bozmamaya çalıştık. Orijinalliğini bozmadan eskiyi canlandırmak istedik” dedi.

“Rize hayatını burada yaşatıyoruz”

Gelen misafirleri şehir hayatından uzaklaştırarak Rize hayatını yaşattıklarını belirten Burak Kurtoğlu, “Buranın en büyük özelliği tamamen doğal olması. 150-200 yıllık yapılarımız var burada. 5 ayrı serender evimiz mevcut. Hiçbirinde çivi bile yok. Eskilerimiz tahtaların birbirine geçirerek yapmışlar. Zamanında bunlar kiler olarak kullanılmaktaydı. Eskiler mısır gibi ürünler öğüttükleri zaman fare gibi haşereler ulaşamaması için serenderlerde saklanırdı. Asıl kullanım amacaı oydu. Yöremizde çokça mevcuttu. Sahipleri bir kısmını kırıp odun yapmaya başladılar. Bir kısmı çürütmeye başladı. Değeri kalmadı. Bu olay zaten karambole gelişti. Öncelikle bu işe girmemize sebep olan arkadaş serenderi çürütüyordu. Eski sahibi bakamadığı için bize sattı. Köyümüze büyük geldiği için orada kullanamadık. Düz bir alana kurup arkadaşlarımız gelip çay içeriz amacıyla buraya kurduk. Sonrasında neden konaklamaya çevirmiyorsunuz gibilerinden çok talep olunca neden olmasın dedik. Bir tane ile başlamıştık. Şu anda 5 adet farklı serender evimiz mevcut. Rize’nin farklı köylerinden serender evleri aldık buraya taşıdık. Doğallığını bozmadan buraya dizdik. İçini de otel hizmeti verebilecek şekilde dizayn ettik. Buranın en büyük özelliği doğal olması. Buraya gelen insan 2-3 gün olsa bile şehir hayatından uzaklaşıyor. Rize hayatını burada yaşatıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Burada uyumak benim için tarif edilemeyecek bir duygu”

Kaan Kurtoğlu ise serenderlerin tarihine dikkat çekerek “Serender yaklaşık 150 yıllık. İçine girdiğin andan itibaren ahşabın kokusunu alıyorsunuz. Özellikle yağmurlu havalarda burada uyumak benim için tarif edilemeyecek bir duygu. Gelen insanlarda bu şekilde düşünüyor. Bu serenderler eskiden kiler olarak kullanılıyordu. Buzdolabı olmadığı için insanlar gıda ürünlerini burada saklarlardı. Bunlar yerden yüksek olduğu için fare gibi hayvanlar gıdalara ulaşamıyordu. Bu şekilde kullanılıyordu” şeklinde konuştu.