Karabük Üniversitesinde kurulan kentsel tasarım çalışma takımı ile Karabük, Safranbolu ve ilçelerin kentsel tasarımı konusunda yerel yönetimlerle iş birliği içerisinde çalışmalar yapılması planlanıyor.
Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, kentsel tasarım alanında yapılan çalışmaları değerlendirmek ve gelecek projeleri planlamak amacıyla kentsel tasarım çalışma takımı ile toplantı yaptı. Karabük Üniversitesi Senato Toplantı Odasında gerçekleştirilen toplantıya, KBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Başak Cengiz Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Selma Çelikyay, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Merve Tuna Kayılı ve akademisyenler katıldı.
Toplantıda konuşan Rektör Kırışık, “Kentsel tasarım konusundaki çalışmalarınızı dinlemek ve bu alandaki gelecek projeler hakkında fikir alışverişinde bulunmak için bir araya geldik. Kentsel tasarım disiplinlerinin toplumun etkileşimleri, estetik algısı ve fonksiyonel ihtiyaçları ile uyum içinde olması son derece önemlidir. Kentsel tasarım çalışma takımı, Karabük, Safranbolu ve ilçelerin kentsel tasarımı konusunda yerel yönetimlerle iş birliği içerisinde çalışmalar yapacak. Bu anlamda mevcut projelerimizi ve gelecek planlarımızı paylaşmak, farklı bakış açılarını öğrenmek ve birlikte çalışarak daha etkili sonuçlar elde etmek için fırsatlar sunacak” dedi.
Toplantının sonunda kentsel tasarım hakkında ortak bir vizyon oluşturma, bu alanda yapılacak çalışmalar konusunda yol haritasını belirleme, çalışma grupları ile yapılacak işlemler ve atılacak adımlar konuşuldu.
Toplantı, karşılıklı fikir alışverişinin ardından sona erdi.
Karabük’ün bugün yaşadığı durumun tam tanımı budur bu söz. Çünkü bu şehirde kimse aynaya bakmıyor. Herkes suçu bir başkasına atmakla meşgul. Herkes konuşuyor ama kimse sorumluluk almıyor. Herkes bir şeymiş gibi davranıyor ama gerçekte kimse elini taşın altına koymuyor.
Bir zamanlar sanayinin gururu olan Karabük, bugün geçmişine yaslanarak geleceğini tüketen bir şehir hâline geldi. Fabrikaları olan ama işsiz gençlerle dolu, STK’ları olan ama halktan kopuk, siyasetçileri olan ama vizyondan yoksun, sermayesi olan ama yatırıma ve kalkınmaya kapalı bir şehir…
Kardemir Üretir Ama Şehri Büyütmez
Kardemir hâlâ çelik üretmeye devam ediyor. Ama bu çelik artık Karabük’ün omurgası değil. Çünkü Karabük’ün omurgası çoktan eğildi. Kardemir, yıllardır kentle arasına mesafe koymuş durumda. Ne sosyal sorumlulukta var, ne gençlere umut olacak projelerde. Ne çalışanının sosyal refahını konuşuyoruz ne de şehrin kültürüne yaptığı katkıyı. Kardemir, bu şehrin bağrından çıktı ama artık bu şehirle gönül bağı kalmadı. Şehri büyütmek gibi bir derdi olmayan bir dev, sadece kendi çevresini doyurur. Olan yine Karabük halkına olur.
Koltuk İçin Değil, Şehir İçin Sorumluluk Gerek
Karabük siyaseti uzun zamandır kendi kısır döngüsüne hapsolmuş durumda. Vizyon üretmek yerine var olan sorunları yönetmeye çalışıyor. Hesap soran yok, hesap veren hiç yok. Yerel ve ulusal temsilciler, halktan uzak, halkın sorunlarından bihaber. Ankara’dan randevu alıp poz vermeyi icraat zanneden bir siyaset tarzı hâkim. Kentsel dönüşüm duruyor, üniversite-şehir ilişkisi kopuk, gençlik çaresiz, sokaklar sessiz… Ama siyaset bu sessizliği hâlâ bir başarı sanıyor. Karabük artık günü kurtaran değil, geleceği kuran siyasetçilere ihtiyaç duyuyor.
Sadece Servet Biriktirmekle Şehir Kalkınmaz
Karabük’te iş adamı sayısı çok, ama kent için taş üstüne taş koyan iş insanı sayısı yok denecek kadar az. Sermaye büyüyor ama şehir küçülüyor. Herkes kendi şirketini büyütmenin peşinde, ama Karabük’ün geleceğine dair tek bir stratejik hamle yok. Ne yeni istihdam alanı var, ne teknoloji yatırımı, ne sosyal yatırım. Şehirle birlikte büyümek değil, şehirden kopuk büyümek tercih ediliyor. Oysa şehirle bağı olmayan sermaye, ilk fırsatta bavulunu toplar, gider.
Tabela Var, Tavır Yok
Karabük’te STK’lar ya protokolün gölgesine sığınmış ya da derin bir sessizliğe gömülmüş. Toplumu temsil etmek yerine etkisiz birer göstergeye dönüşmüş durumdalar. Halkın sorunlarını gündeme getirmek yerine, siyasetle uyumlu olmaya çalışıyorlar. Yılda birkaç etkinlik, birkaç ziyaret, birkaç sosyal medya paylaşımıyla topluma fayda sağlandığını düşünen yapılarla karşı karşıyayız. Gerçek sivil toplumun olmadığı yerde halkın sesi kısılır, vicdan susturulur.
Gidiyorlar, Çünkü Umutları Kalmadı
Karabük’ün gençleri üniversiteyi bitirir bitirmez gidiyor. Çünkü dönebilecekleri bir iklim yok. Ne kültürel hayat var ne iş alanı. Ne yatırım var ne de yönlendirme. Bu şehir, gençliğini her geçen yıl daha fazla kaybediyor. Ve kimse bu sessiz göçün farkında değilmiş gibi davranıyor. Oysa bir şehir, gençleriyle nefes alır. Onlar gidince, şehir sadece yaşlı bir anıya dönüşür.
Yüzleşme Zamanı
Karabük artık susmamalı. Bu şehir, hatayı başkasında aramaktan vazgeçmeli. Her kurum, her birey aynaya bakmalı. Siyasetçi hesap vermeyi öğrenmeli, iş insanı topluma katkı sağlamayı görev bilmeli, STK’lar cesur olmalı, halk taleplerine sahip çıkmalı. Çünkü artık zaman daralıyor. Ve bu şehir, kaderini bekleyen değil, kaderini kuran insanlar istiyor.
Eğer Karabük ayağa kalkacaksa, bu yüzleşmeyle başlayacak. Ve bu yüzleşmeden kaçan herkes, bu şehrin çöküşüne ortak olacak.