Karabük Postası tarafından
22 Temmuz, 2017 14:12 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Kaya,”Basın Her Anlamda Özgür Olmalıdır”

Karabük Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Metin Kaya 24 Temmuz Basında Sansürün Kaldırılışının 109.Yıldönümü nedeniyle açıklama yaptı. Başkan  Kaya,"Basın Özgürlüğünün “Önünde ki engeller kalkmadığı sürece 24 Temmuz'lar bizim için Bayram değil, Dayanışma Günü  olacaktır" dedi. Karabük Gazeteciler Cemiyeti başkanı Metin Kaya,basında sansürün kaldırılışının 109.yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Gazeteciler Cemiyeti başkanı Metin Kaya, basında sansürün kaldırılışının 109. yıldönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, “Basın özgürlüğünün önündeki engeller kalkmadıkça 24 Temmuzlar bizler için bayram değil, dayanışma günü olacaktır” dedi. KGC Başkanı Metin Kaya, gazetecilerin onurlu direnişi sonucu 24 Temmuz 1908’de kalkan sansürün, aradan geçen süre içinde maalesef şekil değiştirerek devam ettiğine dikkat çekti. Haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkili aracı olan basının, demokrasinin yaşamasını ve gelişmesini sağlayan kurumların başında geldiğini belirten başkan Kaya, halkın sesi olma görevini üstlenen bağımsız ve özgür basının, düşünce özgürlüğünün de en etkili aracı olduğuna dikkat çekti. KGC başkanı Metin Kaya  açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Demokratik sistemin güçlü temeller üzerinde yükselmesi, basın özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesine bağlıdır. Bu nedenle basın, her anlamda özgür olmalıdır. Basının özgür olmadığı bir ülkede demokrasi ve insan haklarından söz edilemez. Basının özgürlüğüne son veren ve basını temel işlevini yapmaktan uzaklaştıran sansür ise, halkın çıkarlarının savunulmasının ve özgür düşüncenin gelişmesinin önündeki en büyük engeldir. Ülkemizde gerçek anlamda basın özgürlüğünün varlığından söz edebilmek ne yazık ki mümkün değildir. Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan basına ilişkin bazı maddeler, Türk basınının özgürlüklerini kısıtlama ve hatta elinden alma yönündedir. Diğer yandan,Karabük Gazeteciler Cemiyetimizin de bağlı olduğu Türkiye genelinde örgütlenerek basın özgürlüğü için geleceğe umutla bakmamızı sağlayan Gazeteciler Konfederasyonumuza üye 8 federasyon, yaklaşık 80 gazeteciler cemiyeti ve bu kurumlara üye 20 bini aşkın meslektaşımızla birlikte, basın özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılacağı güne kadar 24 Temmuzları bayram değil, dayanışma günü olarak kutlayacağız” sözlerine yer verdi. 24 Temmuz’un anlamı: II Abdülhamit tarafından 24 Temmuz 1908’de İkinci Meşrutiyet ilan edildi. 2. Meşrutiyet’in ilan edilmesinin ardından Osmanlı Matbuat Cemiyeti adıyla örgütlenmiş gazeteciler, 1876’dan kalma sansür kararnamesini uygulamama kararı aldı. Buna göre; sansür memurlarına yayından önce gazeteler kontrol ettirilmeyecekti. Meşrutiyetin ilan edildiği günün gecesinde İkdam gazetesinin sahibi Ahmet Cevdet ile Sabah Gazetesi sahibi Mihran Efendiler, gazete provalarını görmek için gelen sansür memurlarını aynı sözlerle geri çevirdiler: “Gazeteler hürdür, sansür yasaktır.” 25 Temmuz 1908 sabahı dağıtılan gazeteler farklıydı artık. Uzun yılların ardından ilk kez sansür memurlarının değil gazetecilerin tercihlerine göre basılmışlardı. Özgürce yayımlanan gazetelere halkın ilgisi de büyük oldu. Bazı gazeteler satışlarını 2 binlerden 5 binler düzeyine çıkardı. Fiyatı 10 kuruş olan İkdam karaborsada yarım liraya kadar alıcı bulabildi. Bir ay içinde 200 yeni gazete için yayın hakkı alındı. 24 Temmuz bir anlamda gerçek gazeteciliğin patlama yaptığı gündü. Bu nedenle 24 Temmuz Cumhuriyet Dönemi’nde Türk basınından sansürün kaldırılması ve basın bayramı olarak ilan edildi.  

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
28 Temmuz, 2025 04:45 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Denize giren aynı aileden 2’si çocuk 3 kişi boğulma tehlikesi geçirerek hastaneye kaldırıldı

Samsun’da serinlemek için denize giren 2’si çocuk 3 kişi boğulma tehlikesi geçirdi. Hastaneye kaldırılan aileden duran kalbi çalıştırılan baba ile 3 yaşındaki oğlunun durumunun kritik olduğu bildirildi.
Olay, Atakum ilçesi Taflan Yalı Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye nazaran, Canik ilçesinde ikamet eden Karakoç ailesi hafta sonu plaja gitti. Denize giren Kahraman Karakoç (25), 3 yaşındaki oğlu Alparslan Karakoç ve 16 yaşındaki kardeşi Rüstem Ali Karakoç boğulma tehlikesi geçirdi. Rüstem Ali Karakoç cankurtaranların müdahalesiyle sudan çıkartılırken, Kahraman Karakoç ve oğlu Alparslan Karakoç suda kayboldu. Takımlar tarafından denizden çıkartılan baba-oğul ile kardeş, ambulansla Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Kahraman Karakoç’un duran kalbi ambulansta çalıştırılırken, oğlu ile birlikte sıhhat durumlarının ciddiyetini koruduğu öğrenildi.
Polis olayla ilgili inceleme başlattı.

Bizi sosyal medyadan takip edin