Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Kastamonu’da 1673 İşletme Arıcılık Yapıyor

Kastamonu Yayın: 20.06.2014 07:46
Yazar:

KASTAMONU Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kastamonu Bölge Müdürü Vekili Sevgi Altınbaş, Kastamonu’da bin 673 işletmenin arıcılıkla uğraştığını söyledi. “Kastamonu’da Arıcılık” hakkında bilgiler veren TÜİK Kastamonu Bölge Müdür Vekili Sevgi Altınbaş, “Kastamonu’da bin 673 işletme arıcılık yapıyor. Arıcılık, ana ürünü balın yanında bal mumu, arı sütü ve polen gibi yan ürünlerin de üretilerek gerek sağlıklı beslenme; gerekse ekonomik getirisi bakımından önemli bir iş koludur. Kastamonu’da 2013 yılında bin 673 işletme arıcılıkla uğraşmıştır. Toplam kovan sayısı 58 bin 177 adettir. Eski kovanların sayısı oldukça düşüktür. Kovanların yüzde 99’unu yeni kovanlar oluşturmaktadır. 2011 yılından itibaren kovan sayısında yüzde 18 gibi önemli bir artış gerçekleşmiştir” dedi. 2013 yılında Kastamonu’da 418 ton bal ve 22 ton balmumu üretildiğini belirten Altınbaş, “Hava koşullarından oldukça fazla etkilenen arıcılık sektöründe 2013 yılında kovan sayısı bin 758 adet artmasına karşın üretim rakamları 2012 yılının altında kalmıştır. 2012 yılında bal üretimi 483 ton, balmumu üretimi 26 ton olarak gerçekleşmiştir. Kastamonu’da üretilen balın yarısı üç ilçeden gelmektedir. Bu ilçeler sırasıyla Cide, Merkez ilçe ve Araç’tır. Merkez ilçede arıcılık yapan işletme sayısı fazla olmasına karşın, Cide’de kovan sayısı fazladır ve en fazla üretim de bu ilçede gerçekleşmektedir. Balmumu üretiminde ise Şenpazar ilçesi en fazla üretim yapılan yer olmuştur. 2013 yılında Şenpazar 5,5 ton balmumu ile Kastamonu ilindeki balmumu üretiminin yüzde 25’ini gerçekleştirmiştir” diye konuştu. 2013 yılı itibariyle Türkiye’de 79 bin 934 adet arıcılık yapan işletmede 6 milyon 641 bin 348 adet kovan bulunduğunu ifade eden Altınbaş, şöyle konuştu: “94 bin 694 ton bal, 4 bin 241 ton balmumu üretilmiştir. Kastamonu’da üretilen bal miktarı Türkiye toplam üretiminin yüzde 0,4’ünü oluşturmaktadır. Bal üretiminde ilk üç sırada yer alan iller Ordu 12 bin 864 ton, Muğla 10 bin 901 ton ve Adana 9 bin 601 ton’dur. Kastamonu 418 ton bal üretimiyle 53. sırada yer almıştır. Kovan sayısında 38. sırada olan Kastamonu, balmumu üretiminde de 48. sırada bulunmaktadır”

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

NE YAPSANIZ OLMUYOR, BARİ KOPYA ÇEKİN !

Manşet Yayın: 01.05.2024 18:06
NE YAPSANIZ OLMUYOR, BARİ KOPYA ÇEKİN !

Milli eğitimde harikalar yaratıyoruz!
Reformlar ardı ardına geliyor.
Son 22 yılda milli eğitimde 9 bakan değiştirmişiz. Her gelen müthiş reformlara(!) imza atmış. Şimdi yeni bir reform gündemde! ismi “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), kamuoyunun görüşüne açılan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını taşıyan ve bütüncül eğitim yaklaşımını temel alan yeni müfredatta beceri odaklı, sadeleştirilmiş içerikte öğrencilerin derinlemesine öğrenmesine imkan sağlayacak yeni yaklaşımlar belirlenmiş.
Kulağa hoş gelen o kadar çok detay var ki, heyecanlanmamak mümkün değil!

“Ne milli eğitimmiş arkadaş!
1 asır geçti bir türlü rayına oturtamadık. Oturtacağımızda yok!” derken bu sefer oturttuk sanırım!

Çocuklar kolay öğrensin diye sadeleştirmişler, seyreltmişler.
Bu müfredat değişikliğine 10 yıllık bir çalışmanın sonucunda gidilmiş!
Daha öncede milli eğitim konusuna yazılarımda yer vermiştim. “Neredeyse her yıl bir bakan değişiyor. Üstelik çoğu eğitim kökenli değil. Birinin yaptığını yerine gelen bozuyor” diye haksızlık etmişim! Meğerse 10 yıldır müfredat değişikliği için harıl harıl çalışılıyormuş!
Al sana milli eğitimde bir devrim daha. Artık dünya sıralamasında hızla üst sıralara yükseliriz.!

Mesela, seyreltirken matematikten İntegrali çıkarmaya karar vermişler. Herhalde, “çocuklar integral öğrenecek de ne olacak, zaten bir işe yaradığı da yok” diye düşünmüşler.
Oysaki, İntegral hayatın içinde var. Kullandığımız otomobiller, ulaşım araçlarının tümü, iletişim araçları hep integral bilgisiyle sağlanıyor. Bir geminin, uçağın, trenin, binaların yüzeyi, ağırlığı hacmi dış etkilere mukavemeti ve bunun gibi farklı kuvvetler altındaki farklı tepkileri, integral hesabıyla bulunur.
Yani mühendisliğin temelinde integral vardır.
Eeee, ülkeye mühendis lazım değil demek ki!
Liyakat dediğin nedir ki? Mühendisin yapacağı bir işi herhangi biri de yapabilir. Mesela. İlkokul mezunu binlerce müteahhitimiz var. Adamlar integral mi biliyor?Koca koca binalar dikiyorlar. Bazıları küçük bir depremde yıkılıveriyor. O kadarcıkta olur artık!

Milli eğitimde gerçek bir reform yapmak istiyorsak, eğitim sistemini sil baştan değiştirmeliyiz. Öyle sadeleştirerek, seyrelterek olmaz. Yarın biri gelir senin çıkardığını tekrar koyar. Bu yap boz sürer gider. Bunun örnekleri çok.

Köy Enstitüleri benzeri projeleri hayata geçirmeliyiz. Küçük rütuşlarla, yap bozlarla kaybedecek zamanımız yok!
Bizim çağı yakalamak ve dünya ile rekabet gücümüzü artırmak için mesleki ve teknik eğitime ağırlık vermemiz gerekiyor. Almanya, Japonya böyle kalkındı.
Bu gerçeği neden görmezden geliyoruz.? Milli Eğitimde neden doğru düzgün proje üretemiyoruz? Anlamak mümkün değil.

Finlandiya’nın eğitim modeli dünya genelinde övgü topluyor. Ülkenin eğitim sistemi; öğrenci merkezli yaklaşımı, öğretmenlerin yüksek nitelikleri ve eşitlikçi politikalarıyla tanınıyor. Gidin inceleyin, kendi ülkemize nasıl uyarlarız? Olur mu, olmaz mı bakın.
Adamlar başarılı olmuş işte. bari onlardan kopya çekin.

İlyas Erbay