blank
Ramazan Öztürk tarafından
04 Kasım, 2024 14:55 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

KARDEMİR’i Kullanarak Ticaretlerini Büyütmüşler..!

KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Demir'in geçtiğimiz günlerde verdiği bir röportajda  “KARDEMİR'i  Ne Öldürmüşler, Ne Oldurmuşlar” sözü şirkette geçmiş dönemde yaşananları tüm çıplaklığıyla ortaya koyarken, geçmiş yönetimlerin KARDEMİR'i kullanarak ticaretlerini büyüttüklerini, KARDEMİR'i de geri plana ittiklerini gözlerler önüne serdi.

KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in geçtiğimiz hafta ulusal basına yaptığı açıklamaları, Türkiye'nin en köklü Demir-Çelik Fabrikaları’ndan biri olan KARDEMİR'in, geçmiş dönemlerde yönetim zafiyetleri ve şahsi çıkarların ön plana çıkması sebebiyle geri planda bırakıldığını gözler önüne serdi. Prof. Dr. Demir’in, “KARDEMİR’i ne öldürmüşler ne oldurmuşlar” ifadesi, bu köklü firmanın kendi potansiyelini gerçekleştirmek yerine adeta bir ticaret aracı olarak kullanıldığını açıkça ortaya koydu.

Demir’in röportajda dile getirdiği eleştirilerde, KARDEMİR’in asıl amacının dışına çıkarak, kendi üretimini katma değerli ürünler yerine ham madde olan kütük üretimine odaklandığını, kütüklerin işlenmeden satılarak katma değerin KARDEMİR yerine başka şirketlere aktarıldığını vurguluyor. Bu durum, şirketin potansiyelinin ticaret ortakları lehine kullanılmasına sebep olmuş gibi görünürken,  KARDEMİR’in ham madde üretimine yoğunlaşması, uzun vadeli bir sanayi politikasının değil, kısa vadeli ticari kazançların peşinde koşulduğunu düşündürüyor.

Özellikle “KARDEMİR ihracat yapmazken, ortaklarının şirketlerinin ne kadar ihracat yaptığına bakılmadı” ifadesi, KARDEMİR’in asıl misyonunun arka plana atılarak, bazı kişi ya da şirketlerin çıkarlarına hizmet eden bir yapı oluşturulduğu algısını destekliyor. Prof. Dr. Demir’in açıklamaları, KARDEMİR gibi köklü bir şirketin, kendi potansiyelini gerçekleştirmek ve Türkiye’nin sanayi gücüne katkıda bulunmak yerine, yönetim eksiklikleri ve bazı bireysel ticari çıkarlar uğruna ikinci plana itildiğini ortaya koyuyor.  Ayrıca, KARDEMİR'in geçmişte sanayiye yön vermek yerine sadece ticari amaçlarla kullanıldığını ve bu anlayışın şirkete zarar verdiğini gözler önüne seriyor. Diğer yandan Prof. Dr İsmail  Demir'in sitem dolu sözleri, KARDEMİR'de köklü değişimlere ihtiyaç olduğunu bir kez daha gösterdi. Öte yandan Prof. Dr. İsmail Demir’in sanayiciliğin ticaretten farklı olduğuna vurgu yaparak, sadece ithalat yoluyla makineler ve fabrikalar kurmakla sanayici olunamayacağını belirtmesi ve "Getir yurtdışından makineyi, hammaddeyi, fabrikayı kur, başına da 20 işçi koy, üretime başla. Bu sanayicilik değil ki, tüccarlık. Kimse yerli katkıyı, teknolojiyi düşünmüyor. Demir Çelik Sektörü’nde de hiçbir üretim teçhizatı yerli değil" diyerek, Karabük sanayicisinin yerli üretime yönelmediğine dikkat çekmesi ve ayrıca KARDEMİR'de de böyle bir manzara olduğunu belirtmesi, geçmiş yönetimlerin fabrikayı kötü yönettiğine işaret ediyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Haziran, 2025 00:37 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Vali Arslan’dan Kızılay için ilginç benzetme

Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Kızılay’ın kuruluş yıl dönümünü nedeniyle yayımladığı kutlama bildirisinde, Kzılay’ı, çaresizliğin üzerine doğan bir sabah güneşine benzetti.
Vali Nırtaç Arslan, Türk Kızılay’ın 157. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yayımladığı iletide, Türk Kızılay’ının Türk milletinin yardımseverlik ve dayanışma hislerinin kurumsal bir temsili olduğunu söz etti. Arslan iletisinde, "1868 yılında ’Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti’ ismiyle kurulan Türk Kızılay’ı, yalnızca bir yardım kuruluşu değil, tıpkı vakitte milletimizin sıkıntı zamanlardaki teminatı, umutların sönmeye yüz tuttuğu anda yanan bir ışıktır. Çalışanların emeğiyle, gönüllülerin vicdanıyla ve halkımızın takviyesiyle büyüyen Türk Kızılay’ı afetlerde birinci alana inen, kan bağışında hayat kurtaran, yetimlere yuva olan, fakirlere aş olan bir hayır kervanıdır. Kızılay’ın kırmızı hilali, sadece bir amblem değil, adeta çaresizliğin üstüne doğan bir sabah güneşidir" sözlerine yer verdi.

"Türk Kızılay’ı gurur kaynağımızdır"
Kızılay’ın, yaşanan afetlerde beşere ve canlıya yardım eli olduğunu da hatırlatan Vali Arslan, "Depremlerde, yangınlarda, sel felaketlerinde, salgın hastalıklarda, her türlü zorlukta halkımızın yanında olan ve sırf ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında mazlumlara el uzatan Türk Kızılay’ı, gönüllülük ruhuyla hareket eden binlerce çalışanı ile gurur kaynağımızdır.
Bugün, Kızılay’ın yalnızca geçmişine değil, geleceğine de sahip çıkma günüdür. Daima birlikte el vererek, bu uygunluk zincirine yeni halkalar eklemek; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve insanlığı yüceltmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu his ve fikirlerle, Türk Kızılay’ının 157. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyor; insanlığa umut olan Kızılay neferleri ile takviyesini esirgemeyen tüm kişi, kurum ve kuruluşlara gönülden teşekkür ediyor, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum" tabirlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin