Ihlas Haber Ajansı tarafından
16 Kasım, 2023 16:48 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Karbonmonoksit zehirlenmeleri arttı, uzmanından önemli uyarı

Havaların soğumasıyla birlikte Bolu’da birçok evde sobalar yakılmaya başlandı. Sobalardan kaynaklı ortaya çıkan zehirli gazlarla ilgili Acil Uzmanı Doktor Yakup Kale, “Hasta fark edemediği için işte bilinç bulanıklığı bilinç kaybı, koma, ölüm görülebiliyor” dedi.
Bolu’da havaların soğumasıyla birlikte karbonmonoksit gazına bağlı zehirlenme vakaları artmaya başladı. Evlerde yakılan sobalardan çıkan renksiz ve kokusuz gaz olan karbonmonoksit gazı kaynaklı zehirlenmelere karşı Acil Uzmanı Dr. Yakup Kale, önemli uyarılarda bulundu. Ortamların iyi havalandırılması gerektiğini dile getiren Dr. Kale, uyku halindeyken dikkat edilmesini belirtti.

“Renksiz kokusuz fark edilemeyen bir gaz”
Karbonmonoksit gazının renksiz ve fark edilemeyen bir gaz olduğunu dile getiren Uzman Dr. Yakup Kale, “Karbonmonoksit, fosil yakıtların işte odun kömür gibi yakıtların tam olarak yanması ile ortaya çıkan renksiz kokusuz fark edilemeyen bir gaz. Zehirli bir gaz vücutta oksijen yerine karbonmonoksit bağlandığı zaman hücrelerin oksijen ihtiyacı karşılanıyor ve çeşitli bulgular ortaya çıkıyor” dedi.

“Ölümlerde en çok zaten uyku sırasında oluyor”
Karbonmonoksit gazından kaynaklı ölümlerin en çok uyku sırasında meydana geldiğini belirten Dr. Yakup Kale, “Bunlardan özellikle ilk bulgular genelde baş ağrısı işte baş dönmesi mide bulantısı göğüs ağrısı olabiliyor. Daha ileri zehirlenmelerde hasta fark edemediği için işte bilinç bulanıklığı bilinç kaybı, koma, ölüm görülebiliyor. Özellikle gebeler, çocuklar, yaşlılar buna daha hassas. Zehirlenme onlarda daha şiddetli şekilde görülebiliyor. Özellikle uyurken çok fark edilemiyor ve daha şiddetli zehirlenmeler meydana geliyor. Ölümlerde en çok zaten uyku sırasında oluyor. Gece yanmaya devam ediyor ise soba, karbonmonoksit çıkışı daha fazla oluyor ve iyi de havalanmıyorsa eğer bulunduğu ortam kişinin zehirlenmeye neden oluyor. Hastane dışında öncelikle hastayı bir temiz havaya açık havaya çıkarmak lazım kesinlikle. Sonrasında da en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak lazım. Hastanede verdiğimiz tedavi de yüksek akımdan oksijen tedavisi veriyoruz ki kandaki karbonmonoksit yerine oksijeni tekrar bağlayalım ve hasta normal vücut işlerine devam etsin” diye konuştu.

“Ortamların iyi havalandırılması lazım”
Vatandaşlara uyarıda bulunan Dr. Kale, “Şimdi öncelikle karbonmonoksit gazını direk renksiz ve kokusuz olduğu için ayırt edemiyoruz. O yüzden oluşmasını önlemek lazım özellikle işte bacalar iyi çalışması lazım ki çıkan karbonmonoksit gazı, dışarıya çıksın. Ortamın havalandırması iyi olması lazım. Özellikle sanayide çalışanlar risk altında olduğu için o çalıştıkları ortamların iyi havalandırılması lazım. Özellikle kapalı garajlarda araba çalışıyorsa yine zehirlenme riski çok yüksek oraların iyi havalandırılması lazım. Yine oluşan semptomlarda da hızlıca sağlık kuruluşuna başvurmak gerek” ifadelerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
04 Mayıs, 2025 13:51 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safranbolu’nun Özgün Mimarisi Kayboluyor

Safranbolu’nun tarihi dokusu korunmaya çalışılırken, yeni yapı ve satışlar endişe yaratıyor.

Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve Osmanlı döneminden kalma özgün mimarisiyle kent ölçeğinde koruma altında yer alıyor.
Bölgenin kültürel ve turistik değerlerini koruma amacıyla yapılan restorasyon çalışmaları ve projeler, bölgeyi hareketlendirse de, son zamanlarda bahçeli iki katlı evlerin satılık ilanlarıyla yer alması ve yeni yapıların geleneksel mimariye uygun olmaması endişe yaratıyor.
Emlak piyasasında yaşanan hareketlilik, Safranbolu’nun özgünlüğünü tehdit ediyor. Konakların bakım ve restorasyon maliyetlerinin yüksek olması, ev sahiplerini satışa yönlendiriyor. Bu durum, emlak piyasasında hareketlilik sağlarken, aynı zamanda bölgenin mimari bütünlüğüne zarar verme riski taşıyor. Çarşı ve Bağlar bölgelerindeki evlerin satılık ilanlarında yer alması ise bazı endişeleri açığa çıkarıyor. Çünkü o sokaktaki evlerin birçoğu artık kaderine terk edildi.
Emlak sektörünün önde gelen isimleri, Safranbolu’nun mimari kimliğinin korunması gerektiğine vurgu yapıyor. Karabük’te Emlakçı Hakan Ayhan şu değerlendirmeyi yaptı:
-“Bölgedeki restorasyon çalışmaları ve emlak hareketliliği, geleneksel mimarinin sürekliliğini tehdit ediyor”
Ayhan: "Safranbolu’da özellikle tarihi konakların restorasyonu ile satışı artarken, yeni yapıların geleneksel Türk evi mimarisine uygun yapılmaması ise endişe yaratıyor. Miras yoluyla hissedarlar arttıkça, bazı evlerin önünde satılık ilanı yazılarının daha da çoğaldığını görüyoruz. Ancak, bölgenin kimliğine uygun olmayan projeler, turizm açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, hem alıcılar hem de satıcılar çok daha bilinçli olmalı, restorasyon ve inşaatlarda geleneksel mimarinin esas alınması gerekiyor." dedi.
Safranbolu’da tarihi konaklarda satılık yazısının artmasıyla birlikte, hem turizm destinasyonunu hem de mahalle sakinlerini olumsuz etkilediği görülüyor. Safranbolu’nun özgün mimari yapısının korunmasının önemine vurgu yapan, Emlakçı Ayhan ile yapılan görüşmede, bölgedeki satış trendleri ve mimari uyum konuları detaylandırıldı.
Ayhan sözlerine şöyle devam etti:
"Ünlü sanatçı Hakan Peker’in restore ettiği ev gibi, bölgedeki tarihi konakların aslına uygun restore edilmesi, hem bölgenin kültürel değerlerinin korunması hem de turizm gelirlerinin artması açısından büyük önem taşıyor. Ama herkes bu duyarlılıkta olmayabiliyor ya da duyarlı oluyor ancak maddi açıdan imkanı sınırlı kalıyor. Bu konuda tarihi bir evin satışında, aslına uygun yenilenmesi şartı konularak, bununda en geç 1 yıl gibi bir sürede yapılması gerekebilir. İtalya’da bugün 1 Euro’ya ev alıyorsunuz deniliyor ama aslına uygun yenilenmeyi şart koşuyor. Burada bu uygulamaları ancak bilinçli alıcılar üstleniyor. Evlerde yaşam olmadıkça satın alınmasının bir manası da kalmıyor. Sit alanındaki evi koruma altında değilse villa tarzı geniş balkonlu, garaj kapılı ve özgün duvarların yıkıldığı modern yapılar yapılıyor, bu yapılar geleneksel yapıya uygun olmadığında, bölgenin bütünlüğüne ve özgünlüğüne zarar veriyor."
Emlakçıların, Safranbolu’nun kent dokusunun korunması adına, yerel yönetimler ve inşaat sektörü ile birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Ayhan, ayrıca bölgedeki emlak piyasasının sürdürülebilirliği için, restorasyon ve yeni yapımların geleneksel mimariye uygun olarak yapılması gerektiğine işaret ediyor.
Safranbolu’da, tarihi mirasın korunması ve ekonomiye katkı sağlayacak doğru adımların atılması, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Gelişmeleri yakından takip edecek bağımsız bir denetim mekanizmasının, bölgenin turizm ve emlak piyasasının, kültürel miras değerleri çerçevesinde şekillenmesinde rol alması bekleniyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.