Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Karabük’teki orman yangını söndürüldü

Manşet Yayın: 22.09.2023 17:02
Yazar:
Karabük’teki orman yangını söndürüldü

Karabük’ün Ovacık ilçesinde dün başlayan ve 7 saat süren çalışma sonrası kısmen kontrol altına alınan orman yangını tamamen söndürüldü.
Ovacık’a bağlı Abdullar köyü Saitler Mahallesi kırsalında dün saat 16.30 sıralarında henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Kayalık ve sarp bölgede başlayan ve kısa sürede yayılmaya başlayan yangına ilk olarak 2 helikopter müdahale ederken, havanın kararması ile mücadele karadan devam etti. İş makinelerinin yol açarak arazözlerin ilerlediği yangın, 162 personelin de mücadelesi ile 7 saat sonra kısmen kontrol altına alınmıştı. Sabahın ilk saatlerinde yangın söndürme helikopterlerinin de soğutma çalışması yaptığı bölgede yangın tamamen söndürüldü.
Yangının çıkış nedeniyle ilgili Orman Bölge Müdürlüğü ve jandarma ekipleri çalışma başlattı. (İHA)

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

TASARRUF DEDİĞİN BÖYLE OLUR !

Manşet Yayın: 09.05.2024 14:12
TASARRUF DEDİĞİN BÖYLE OLUR !

Tasarrufa gidilecek, piyasalar denetlenecek! Fırsatçılara göz açtırılmayacak! Cek, cak, cek, cak! Millet kör değil. Her şeyin farkında. Üst üste alınan yada kiralanan makam araçları…Altın varaklı lüks makam odaları…
Üç dört yerden alınan maaşlar…
Özel uçak seyahatleri…

Daha dün Audi A8 kiralamış muhteremin biri. Bizim TOOG umuz yok mu? Neden Audi? Neden A8? Bildiğim kadarıyla Audinin A4 ü de var! İlla Audi A8 Quatro olacak.
Gazeteler 3 koltuklu, 3 yerden maaşlı, 3 makam araçlı başka bir muhteremi daha yazıyordu.
Tasarruf dediğin böyle olur!

Bakan bey emretmiş.500 makam aracı satışa çıkarılmış! İnsanın gözleri doluyor. O araçları kullananlar alışmışlardır. Yazık ne yapacaklar şimdi? 130 bin makam aracı olduğu söyleniyor.
500 ünü satınca 129 bin 500 kalıyor. Süper tasarruf! Almanya’ da 9 bin makam aracı varmış. Yazık satacağınıza onlara hediye edin. Sevinsin garipler!

Bir zamanlar tarımda kendi kendine yeten ender ülkeler arasında idik. Bereketli topraklarımız, güneşimiz, suyumuz, çalışkan, cefakar çiftçilerimiz en büyük güvencemizdi. Üretiyorduk, ürettiğimizi gururla tüketirken, fazlasını ihraç edip, gelir elde ediyorduk.

Türkiye gibi tarım potansiyeli çok yüksek olan bir ülke ne oldu da ithalata bağımlı hale geldi?”
İklimi, toprağının verimliliği, ürün çeşitliliği ve tecrübesiyle öne çıkan Türkiye’nin “üreten ülke” konumundan “ithal eden ülke” durumuna geçişine “yanlış tarım politikalarının” neden olduğu görüşü hakim. Aslında başka şeylerde var. Köyden kente göç adeta teşvik edildi. Ardından köylerde nüfus azaldı gerekçesiyle köy okulları kapatıldı. Çocuğunu okutmak için köylü şehre göç etmek zorunda kaldı. Anormal şekilde artan yem, gübre ve mazot fiyatları tarıma büyük darbe vurdu. En önemlisi ise, ithalat yolu ile büyük paralar kazanma heveslileri türedi. Meydan bunlara kaldı. Daha doğrusu bunların önü açıldı!
Mesela, Sırbistan ve Macaristan’dan et ithal ediyoruz. Çünkü onlarda çok ucuz. Bizde ise malum nedenlerle çok pahalı. Kaçtan alıp kaçtan satıyoruz acaba?

1 kg zeytin yağı 600 TL 1 litre motorin 33 TL. Bak petrolden kaç kat değerli. İnşaat yapmak, maden aramak için, rant uğruna dünyanın en kıymetli ağaçlarını katlediyoruz. Sadece zeytinde mi? Tarım arazilerinin üzerinde şehirler kuruyoruz. Gidin bakın, Eğe’de narenciye bahçelerinin üzerindeki yazlıklara.

Bir zamanlar üretip, ihraç ettiğimiz tüm tarım ürünlerini şimdi büyük paralarla ithal ediyoruz. Cari açığımız ve dış borcumuz neden sürekli yükseliyor? Neden enflasyon belasından bir türlü kurtulamıyoruz? Tabii ki üretmediğimiz için.
Enflasyonla mücadele etmenin elbetteki bir bedeli var. Bu bedeli her zaman olduğu gibi yoksul millet ödüyor.

Ne diyordu Neyzen?
“Ekmek herkese yetecekti aslında…(Devamını yazmaya gerek yok
Siz biliyorsunuz.)

İlyas Erbay