Karabük’te Polisin 2.65 Sarhoş Sürücü ile İmtihanı
Karabük’te polisin dur ihtarına uymayıp kaçan otomobil sürücüsü yaşanan kovalamaca sonrası ara sokakta kıskıvrak yakalandı. Dakikalarca polisin alkol metreyi üfletmek için çaba sarf ettiği sürücü Murat Ö., alkol metreyi üflememek için önce güvenlik amiri olduğunu, sonra misafir olduğunu en son ise kendisinin değil yanındaki arkadaşının şoför olduğunu iddia eti.
Alkol metreyi üfleyemeyince polis ekipleri tarafından karakola getirilen sürücünün burada yapılan alkol metre ölçümünde 2.65 promil alkollü olduğu tespit edilerek, 30 bin 540 TL ceza kesildi. Edinilen bilgiye göre, merkeze bağlı 100. Yıl Mahallesinde uygulama noktasında polisin dur ihtarına uymayan 34 BCN 983 plakalı otomobil kaçmaya başladı. Bir süre kaçarak ara sokakta bina arasına park ederek polislerden kurtulmaya çalışan şahıslar Trafik ekipleri kıskıvrak yakaladı. Otomobil sürücüsü Murat Özcan ve yanındaki arkadaşının alkolden ayakta durmakta zorlanırken, dakikalarca trafik ekiplerine direndi. Kendisinin sürücü olmadığını yanındaki arkadaşının sürücü olduğunu iddia eden Özcan, dakikalarda alkol metreyi üflememek için polislere dil dökmeye çalıştı. Önce kendisinin güvenlik amiri olduğunu söyleyen, daha sonra ise misafir olduğunu ifade ederek yanındaki arkadaşının sürücü olduğunu iddia etti. Trafik polisinin şoför sensin demesine rağmen, alkol metreyi üflemekte zorlanan sürücü ile yanındaki arkadaşı karakol ekipleri tarafından polis otosuna bindirilerek karakola getirildi. Ekip otosuna binerken, aklı aracında kalan sürücü en azından kapılarını kitleyim diyerek polise dil dökmeye çalıştı. Karakolda alkol metre ile ölçümü yapılan sürücünün 2.65 promil alkollü olduğu aracın da muayenesiz olduğu belirlendi. Alkollü araç kullanmak, dur ihtarına uymamak, trafik güvenliğini tehlikeye sokmak, muayenesiz araç kullanmak gibi maddelerden toplam 30 bin 540 TL para cezası kesilirken, ehliyetine de 6 ay el konularak, otomobil de bağlanarak otoparka çekildi.
Safranbolu’nun tarihi dokusu korunmaya çalışılırken, yeni yapı ve satışlar endişe yaratıyor.
Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve Osmanlı döneminden kalma özgün mimarisiyle kent ölçeğinde koruma altında yer alıyor. Bölgenin kültürel ve turistik değerlerini koruma amacıyla yapılan restorasyon çalışmaları ve projeler, bölgeyi hareketlendirse de, son zamanlarda bahçeli iki katlı evlerin satılık ilanlarıyla yer alması ve yeni yapıların geleneksel mimariye uygun olmaması endişe yaratıyor. Emlak piyasasında yaşanan hareketlilik, Safranbolu’nun özgünlüğünü tehdit ediyor. Konakların bakım ve restorasyon maliyetlerinin yüksek olması, ev sahiplerini satışa yönlendiriyor. Bu durum, emlak piyasasında hareketlilik sağlarken, aynı zamanda bölgenin mimari bütünlüğüne zarar verme riski taşıyor. Çarşı ve Bağlar bölgelerindeki evlerin satılık ilanlarında yer alması ise bazı endişeleri açığa çıkarıyor. Çünkü o sokaktaki evlerin birçoğu artık kaderine terk edildi. Emlak sektörünün önde gelen isimleri, Safranbolu’nun mimari kimliğinin korunması gerektiğine vurgu yapıyor. Karabük’te Emlakçı Hakan Ayhan şu değerlendirmeyi yaptı: -“Bölgedeki restorasyon çalışmaları ve emlak hareketliliği, geleneksel mimarinin sürekliliğini tehdit ediyor” Ayhan: "Safranbolu’da özellikle tarihi konakların restorasyonu ile satışı artarken, yeni yapıların geleneksel Türk evi mimarisine uygun yapılmaması ise endişe yaratıyor. Miras yoluyla hissedarlar arttıkça, bazı evlerin önünde satılık ilanı yazılarının daha da çoğaldığını görüyoruz. Ancak, bölgenin kimliğine uygun olmayan projeler, turizm açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, hem alıcılar hem de satıcılar çok daha bilinçli olmalı, restorasyon ve inşaatlarda geleneksel mimarinin esas alınması gerekiyor." dedi. Safranbolu’da tarihi konaklarda satılık yazısının artmasıyla birlikte, hem turizm destinasyonunu hem de mahalle sakinlerini olumsuz etkilediği görülüyor. Safranbolu’nun özgün mimari yapısının korunmasının önemine vurgu yapan, Emlakçı Ayhan ile yapılan görüşmede, bölgedeki satış trendleri ve mimari uyum konuları detaylandırıldı. Ayhan sözlerine şöyle devam etti: "Ünlü sanatçı Hakan Peker’in restore ettiği ev gibi, bölgedeki tarihi konakların aslına uygun restore edilmesi, hem bölgenin kültürel değerlerinin korunması hem de turizm gelirlerinin artması açısından büyük önem taşıyor. Ama herkes bu duyarlılıkta olmayabiliyor ya da duyarlı oluyor ancak maddi açıdan imkanı sınırlı kalıyor. Bu konuda tarihi bir evin satışında, aslına uygun yenilenmesi şartı konularak, bununda en geç 1 yıl gibi bir sürede yapılması gerekebilir. İtalya’da bugün 1 Euro’ya ev alıyorsunuz deniliyor ama aslına uygun yenilenmeyi şart koşuyor. Burada bu uygulamaları ancak bilinçli alıcılar üstleniyor. Evlerde yaşam olmadıkça satın alınmasının bir manası da kalmıyor. Sit alanındaki evi koruma altında değilse villa tarzı geniş balkonlu, garaj kapılı ve özgün duvarların yıkıldığı modern yapılar yapılıyor, bu yapılar geleneksel yapıya uygun olmadığında, bölgenin bütünlüğüne ve özgünlüğüne zarar veriyor." Emlakçıların, Safranbolu’nun kent dokusunun korunması adına, yerel yönetimler ve inşaat sektörü ile birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Ayhan, ayrıca bölgedeki emlak piyasasının sürdürülebilirliği için, restorasyon ve yeni yapımların geleneksel mimariye uygun olarak yapılması gerektiğine işaret ediyor. Safranbolu’da, tarihi mirasın korunması ve ekonomiye katkı sağlayacak doğru adımların atılması, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Gelişmeleri yakından takip edecek bağımsız bir denetim mekanizmasının, bölgenin turizm ve emlak piyasasının, kültürel miras değerleri çerçevesinde şekillenmesinde rol alması bekleniyor.