blank
Haber Merkezi tarafından
29 Ocak, 2025 13:22 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Karabüklü Yazardan Bir Başarı Hikayesi

Karabük'te 1984 yılında dünyaya gelen Murat Baydarlı, Kimya eğitimi sonrasında basketbol antrenörlüğü mesleği ile anılırken, yazma tutkusunu İstanbul'da geliştirerek, profesyonelliğe taşıdı.  

Baydarlı, senaryo yazım sürecinde yaşadığı zorluklar doğrultusunda Türkiye’de pek alışılagelmemiş bir roman projesini hayata geçirdi. İlk senaryosunu kendi hayatından esinlenerek yazan Baydarlı, bu süreçte senaryosunu film setlerine taşımak istediğini de ifade etti.

Yazar Baydarlı, senaryo projelerini yurtdışına pazarlama konusunda yaşadığı sıkıntılar nedeniyle, hikayesini bir roman formatında yayımlamaya karar verdi. Romanı, fantastik aksiyon türünde bir üçleme olarak tasarladığını belirten yazar, kitabı hakkında şu bilgilere yer verdi: “İmkânsız olduğunu bildiği halde rüyalarının gerçek olduğuna inanan bir adam, insanlara göre çok daha üstün özelliklerle enerjisel formda yaratılmış ama yüzyıllar evvel çeşitli bedenlerde yaşamak zorunda bırakılmış lanetli bir ırka karşı verilecek savaşta, insanlığı kurtarması gereken son seçilmiş kişi olacağını öğrenir.” Ayrıca yine kitap hakkında bize bilgi veren ve hikâyenin önemli noktalarından birini bize anlatan başka bir metin de şu şekilde; “Ay’ın üstündeki kızıl katman tamamlanmadan kehanet gerçekleştirilmeli. Yoksa ‘O’ serbest kalacak ve yaratıcıdan intikam almak için bütün insanlığı yok etmeye başlayacak.”

Yazar, "Hayallerim henüz gerçek olmadı" diyerek, Türkiye'de içerik üretmede yaşanan zorluklara da dikkat çekti. Senaryo yazarlığından romana geçiş yapmasının ardındaki motivasyonunu "dünyada yaşanan içerik üretme sıkıntısı" olarak nitelendiren yazar, bu alanda yeni ufuklar açmayı hedefliyor.

Karabük’ü Sinemaya Taşımak İstiyor

Kitabın başlangıçta bir senaryo eseri olarak yazıldığını ifade eden Baydarlı, kitabını yazarken özellikle eşi ve arkadaşlarından çok fazla destek aldığını vurguladı. Baydarlı, "Zaman zaman karşı çıksa da eşim desteğini benden hiç esirgemedi" diyerek, manevi desteğin önemine işaret etti. Karabük’ü konu alan bir senaryosunun da bulunduğunu vurgulayan Baydarlı’nın, bu şehirdeki mekanları eserine dahil ederek, çocukluğunun ve ilk gençlik yıllarının geçtiği Safranbolu, 5000 Evler ve Yenişehir mahallelerine de yer vermekten büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Ben hikâyemi yayınevine verdim, onlar da beğenip basmak istediler.

Baydarlı: “Karabük’te doğdum, büyüdüm. İlk yazdığım uzun metraj senaryom mesleğim olan basketbol antrenörlüğü ve oyunculuğu üzerine ama tabi ki olmaz olmaz aşk ta var içinde. Bu senaryonun neredeyse yarısı Karabük’te geçiyor. Safranbolu’nun tarihini gördüğümüz sahneler, 200 Evler’in çocuklar için bir vazgeçilmezi olan basketbol sahaları, dünyanın dördüncü büyük mahallesi unvanına sahip olan 5000 Evler Mahallesi… Bunların hepsi senaryonun içinde, hikâyenin geçtiği mekânlar. Keşke bir fırsat olsa da bu hikayeyi filme ya da diziye dönüştürebilsek.”

Edebiyat ve Sinemada Ölümsüz Eserler Peşinde

Baydarlı: “Eşime ve çocuğuma güzel bir gelecek hazırlayabilmek istiyorum. Edebiyatta ve sinemada kült olabilecek eserler oluşturma çabasındayım. Okunduğunda ya da film olarak çekilip yayınlandığında yıllar sonra bile izlenen, okunan bir eser bırakmak bence ölümsüzlüğü bulmakla eş değer.” İfadelerinde bulundu.

Baydarlı'nın Sanat Yolculuğu

Fantastik aksiyon türünde ilham kaynaklarından birinin de kedisi “Mia” olduğunu ve senaryolarına hayat kattığını da sözlerine ekledi. "Mia" ile birlikte, yazarlık yolculuğuna devam eden Baydarlı, hayallerinin peşinden koşmaya ve yeni eserler üretmeye kararlı görünüyor. Karabüklü yazarın hikayesi, azim ve kararlılıkla dolu bir yolculuğun örneği olarak karşımıza çıkıyor. Roman projeleri ve hayalleriyle, Murat Baydarlı Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olma yolunda ilerliyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Kasım, 2025 11:21 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

KBÜ’de Sağlık Yönetiminde İnsan Kaynağı Planlaması Ele Alındı

Karabük Üniversitesi (KBÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından "Sağlık Hizmetlerinde İnsan Kaynaklarının Planlanması" konulu seminer düzenlendi.

Karabük Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen seminerde, sağlık hizmetlerinde insan kaynaklarının planlanması; alanın profesyonelleri tarafından personel yönetimi, idari işleyiş ve görev dağılımı çerçevesinde değerlendirildi.

15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu'nda düzenlenen etkinliğe; Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Müslüm Kuzu, Fakülte Dekan Yardımcısı ve Hemşirelik Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Güngör, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Seminerde konuşmacı olarak, Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erkan Doğan ile Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Müyesser Demir yer aldı.

Açılış konuşmasında Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Güngör, sağlık kurumlarında insan kaynağı planlamasının kritik bir yönetsel sorumluluk olduğunu belirterek, "Kamu sağlık hizmetlerinde talepler ile mevcut kaynakları uyumlu hale getirmek yöneticiler açısından kritik bir sorumluluk. Bugün bu sürecin sahadaki uygulamalarını yöneticilerimizden dinleyeceğiz" dedi.

Açılış konuşmasını yapan Fakülte Dekan Yardımcısı ve Hemşirelik Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Güngör, sağlık kurumlarında insan kaynağı planlamasının önemine değindi. Güngör, "Kamu sağlık hizmetlerinde talepler ile mevcut kaynakları uyumlu hale getirmek yöneticiler açısından kritik bir sorumluluk. Bugün bu sürecin sahadaki karşılığını yöneticilerimizden dinleyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Seminerde sunum yapan Başhekim Doç. Dr. Erkan Doğan, sağlık hizmetinin 7 gün 24 saat kesintisiz sürdüğünü vurgulayarak yöneticilerin çok boyutlu bir sorumluluk üstlendiğini ifade etti. Doğan, ekip çalışmasının, adaletin ve vicdanın sağlık yönetiminin temelini oluşturduğunu vurguladı.
Doğan, ayrıca sağlık hizmetinin kesintisiz yapısına dikkat çekerek, "Sağlıkta tatil yok. Burada sadece üç tane saç ayağı var; hekim, sağlık hizmetleri ve diğer alt birimler. Bu süreçte hakkaniyet, adalet ve vicdan çok önemli. Çalışanın hakkının yanında hastanın ve kamunun hakkını da korumak zorundasınız" diye konuştu.

Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Müyesser Demir ise sunumunda özellikle hastanenin fizikî yapısı ve işleyişiyle ilgili bilgiler aktardı. Hastanenin çok geniş bir alana yayılan modern bir sağlık kompleksi olduğunu belirten Demir, yapının büyüklüğü ve 7 gün 24 saat hizmet sürdürülebilirliği göz önünde bulundurulduğunda insan kaynaklarının doğru planlanmasının kritik önem taşıdığını söyledi. Demir ayrıca, "Sağlık hizmeti durmaz; bu nedenle doğru personel planlaması hayati bir gereklilik" dedi.

Programda ayrıca yeni mezun hemşirelerin saha adaptasyonu, birimlerdeki iş yükü, acil servis ve yoğun bakım gibi kritik alanlarda görev almanın sorumlulukları da ele alındı. Konuşmacılar, mesleğin zorluklarının yanı sıra insan hayatına dokunan yönünün güçlü bir motivasyon kaynağı olduğunu dile getirdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin