Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından düzenlenen Ulusal Yaz Gençlik Kampları kapsamında, Karabük’ten seçilen 44 genç İstanbul Marmaracık Gençlik Kampı’na uğurlandı.
Karabük Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü önünde düzenlenen uğurlama programına, Gençlik ve Spor İl Müdürü Coşkun Güven ile Gençlik Hizmetleri Müdürü Hüseyin Bilicioğlu katıldı.
Gençlerle sohbet eden İl Müdürü Güven, kampın önemine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:
“Gençlik kamplarımız, sizlerin sosyal, kültürel ve sportif anlamda gelişmesi, farklı şehirlerden arkadaşlıklar kurmanız ve ülkemizin farklı güzelliklerini görmeniz için çok önemli bir fırsattır. Burada edineceğiniz dostluklar ve kazanacağınız deneyimler hayatınıza değer katacaktır. Hepinize verimli, keyifli ve unutulmaz bir kamp dönemi diliyorum.”
Gençler, kamp süresince çeşitli spor, kültürel ve sosyal etkinliklere katılacak, farklı şehirlerden gelen akranlarıyla kaynaşma imkanı bulacak. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, programın sonunda “Gençler değer, her şeye değer” mesajını paylaştı.
İkinci yüzyılına giren Türkiye, kuruluşundan günümüze gelişen süreçte, köklü bir Türkiye politikası kuramamış.
Günümüz Türkiye’si, temel Türkiye politikası eksikliğini her alanda iliklerine kadar hissetmekte.
Cumhuriyetin ilanıyla ülke, devlet olan Türkiye, dünya siyasi coğrafyasında yer edinmiş.
İkinci asra adım atmasına rağmen, Türkiye’de kutuplaşma siyaseti her dönem, temel Türkiye politikalarının önüne geçmiş.
Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkenin kalkınma ve gelişme politikalarına ağırlık verilirken, tek partili siyasetin etkisi fazla hissedilememiş.
Askeri vesayetin etkisiyle, zaman zaman siyasetin kesintiye uğraması, Türkiye Politikasının oluşturulmasında en büyük engel olmuş.
Gelişen süreçte, sosyo-ekonomik gelişmelerle birlikte çok partili siyaset, politik hayata girerken, laik-anti laik kutuplaşmaları da başlatmış.
Günümüzde ise laik-anti laik kutuplaşmalar, ülke siyasetini çalışamaz duruma getirmiş.
Öyle hale gelmiş ki, bugün imparatorluk kurulmasını öneren fikirler, yazarlar gündem oluşturmaya çalışmakta.
Dış politikada yaşanan, uzun süreli çatışmalı ve çatışmasızlık dönemleriyle geçen süreç, milyonlarca mülteci istilasıyla sonuçlanmış.
ABD ve Rusya karşısında uygulanan dostum politikaları kısa süreli işe yarasa da sonuçta Türkiye’nin aleyhine sonuçlanmış.
AB üyeliği ise yarım asırdır devam eden bir kangrene dönüşmüş.
Küresel gelişmeler nedeniyle bugün, AB Türkiye’yi birliğe almak istiyor ama, siyasi istikrarsızlık en büyük engel.
Bugün Avrupa-Asya ticaretini yönetecek, Zengezur Koridoru ile; Nahçıvan’ı Azerbaycan ve Türkiye ile bağlayarak, Nahçıvan’dan Türkiye’ye, oradan Akdeniz üzerinden diğer batı ülkelerine, bölge ülkelerine Çin, Orta Asya-Azerbaycan-Türkiye-Avrupa transit-ulaşım hattını kullanma imkânı sağlanacak.
Sonuçta, Bakü-Tiflis-Kars demir yolu ile birlikte, Azerbaycan Nahçıvan üzerinden Türkiye aracılığıyla Avrupa’ya giriş imkânı olacak.
Sıkça 'Turan yolu' olarak adlandırılan bu hat, Türk milliyetçiliği açısından tarihi bir misyon yüklenerek savunulmakta.
Ancak, geçtiğimiz günlerde yapılan anlaşma ile fiilen ABD’nin bölgedeki nüfuzunu pekiştirerek, bugün Turan yolu Trump yoluna dönüşmüş durumda.
Anlaşma ile Azerbaycan ve Ermenistan’da ABD boyunduruğu altına girmiş oldu.
İç politika ise iktidarın, siyasi rüzgâra göre belirlediği gündemlerle devam ediyor.
Siyasi iktidarın, sosyo-ekonomik hayatın vazgeçilmezlerinden kabul ettiği TÜİK-Türkiye İstatistik Kurumu.
Türkiye’nin gelir dağılımı, ticari ve ekonomik sayılar kısaca her türlü rakamsal sayıları iktidarın lehine yorumlayarak açıklayan TÜİK, aynı zamanda iktidara geniş bir çalışma alanı bırakmakta.
Hatta, TÜİK’in anket için telefon ile aradığı şahıslar telefonu açmazsa, 15 bin lira para cezası var.
Siyasi iktidar sırtını halka dönmüş, halkın talep ve ihtiyaçlarına görmezden gelmekte.
Halkın gelirlerini düşük, giderlerini yükselterek, TÜİK ile adeta halkı cezalandıran iktidar, sermaye gruplarının karlarına kar katmakta.
Muhalefeti rakip değil, tehlike olarak gören iktidar, her alan da muhalefetin hizmet ve siyaset yapmasını önlemek için her türlü imkânı kullanmaktan çekinmiyor.
Kutuplaşma siyasetine yol açan, laik-anti laik politikalardan vazgeçilerek, Türkiye’yi vesayetten kurtaracak siyaset, sistem ve anayasaya acil ihtiyaç var.
