Haber Merkezi tarafından
16 Mart, 2025 15:13 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük Üniversitesi’nde Seminer Yapıldı

Karabük Üniversitesinde düzenlenen seminerde; çocuk istismarı vakalarının hukuki, adli ve psikolojik boyutları ele alındı. Uzmanlar, istismarın önlenmesi ve çocukların korunması için önemli bilgiler paylaştı.

Karabük Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü tarafından “Çocuk İstismarı Olgularında Değerlendirme ve Hukuki Boyut” semineri gerçekleştirildi. Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Müslüm Kuzu, akademisyenler ve öğrencilerin katılım sağladığı etkinlikte, çocuk istismarına yönelik hukuki süreçler, adli tıp değerlendirmeleri ve sosyal hizmet uygulamaları ele alındı. Alanında uzman konuşmacılar, çocukların korunması ve güvenli bir ortamda gelişmelerine yönelik önemli bilgiler paylaştı.

Seminerin açılış konuşmasını yapan Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Asya Çetin, çocuk istismarının sadece bireysel travmalara yol açmadığını, aynı zamanda toplumsal yapıyı tehdit eden büyük bir problem olduğunu vurguladı. Çetin, “İstismar, toplumsal yapıyı bozabilecek ve tüm insanlık adına büyük bir vicdan yarası oluşturabilecek bir olgudur. Bu seminer, çocukların korunması ve güvenli bir ortamda büyümeleri için önemli bir farkındalık sağlamaktadır.” dedi.

Seminer kapsamında konuşan Karabük Cumhuriyet Savcısı Sinan Derin, çocuk istismarına yönelik hukuki süreçleri ve soruşturma aşamalarını ele aldı. Derin, kanunların mağdur çocukları koruma noktasında büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, bildirim mekanizmasının etkin kullanımının önemine dikkat çekti. Savcı Derin, istismar vakalarında hukuki sürecin titizlikle yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

Adli Tıp Uzmanı Dr. Zafer Liman ise çocukluk çağı cinsel istismarının uzun vadeli etkileri hakkında bilgi verdi. Liman, özellikle Munchausen Sendromu gibi psikolojik etkilerin istismar mağdurları üzerindeki olası sonuçlarını anlatarak, bu tür vakaların erken teşhis edilmesinin önemine değindi.

Karabük Çocuk İzlem Merkezinde görev yapan Sosyal Çalışmacı Zeliha Yaşar da merkezin yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi. Yaşar, istismar mağduru çocukların tedavi süreçleri, psikososyal destek mekanizmaları ve izleme süreçlerine dair detayları paylaştı. Seminer, katılımcıların sorularının yanıtlandığı interaktif bir oturumla sona erdi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

blank
İlyas Erbay tarafından
16 Mart, 2025 15:14 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

EKONOMİSTLERİMİZE NAÇİZANE HATIRLATIRIM

Ünlü ekonomistler enflasyon nasıl düşer? Sorusunun yanıtını 10 maddede sıralamışlar.

  • Sıkı para politikası sürdürülmeli.
  • TCMB ve TÜİK bağımsız olmalı.
  • Dövizde kamu müdahalesi sona ermeli.
  • Yapılan hataların muhasebesi yapılmalı.
  • Servet vergisi devreye alınmalı.
  • Kamuda tasarruf yapılmalı.
  • Bütçe açığı kontrol altında tutulmalı.
  • Lüks ürünlere talep azaltılmalı.
  • Temel mal ve hizmet üretimi teşvik edilmeli.
  • Yapısal reformlar devreye alınmalı.

Neticede üç sihirli kelime ile konuyu özetlemişler. Bağımsızlık Şeffaflık ve Güven

Buraya kadar gayet güzel. Bunların hepsi enflasyonu düşürmek için şart. Hiç bir itirazım yok. Ekonomistlerden daha iyi bilecek değilim. Ukalalık yapmanın da lüzumu yok! Naçizane enflasyonda kalıcı çözümün üretim ekonomisine dönüş ile mümkün olduğunu düşünenlerdenim. Dış ticaret açığını azaltmadan enflasyon belasından kurtulamayız. Cari Açığı azaltmanın tek bir yolu var. Üretmek, ürettiğini satmak.
Almanya'nın dış ticaret açığı yok. Tam tersine 250 milyar Euro dış ticaret fazlası var. Böyle bir ülkede enflasyon yükselir mi?

CARİ AÇIĞIN VE ENFLASYONUN EN BÜYÜK NEDENİ; TARIM ÜRÜNLERİ İTHALATINA ÖDEDİĞİMİZ MİLYARLARCA DOLAR !

Tarımın bitmiş, hayvancılığın bitmiş. Tarıma dair ne varsa milyarlarca dolar vererek ithal ediyorsun. Keza et içinde aynı durum söz konusu
Bu ülke bir zamanlar tarım ülkesiydi, kendi kendine yetiyordu. Tarım alanlarımız ve çiftçi sayımız hızla azalıyor. Artan maliyetler ve ürünün para etmemesi nedeniyle çiftçilerimizin çoğu seneye ekmeyeceğim diyor.
Marketlere gidin ürünlerin üzerindeki menşei kısmına bakın tarım ürünü ithal etmediğimiz ülke yok. Bir zamanlar bu ürünlerin hepsi bu topraklarda yetişiyordu.

Yüksek İhracat geliri elde edebileceğimiz bir marka değerimiz de yok!
Google ın çatı şirketi Alphabet'in marka değeri 2.2 trilyon dolar. Amazon'un 1.9 trilyon dolar. Meta'nın 1.2 trilyon dolar.

Bizimde bazı markalarımız var fakat dünya çapında değil.
LC Waikiki 542 milyon dolar
TOGG 282 milyon dolar. Beni şaşırtan Trendyol oldu. Yanlış okumadıysam 16.5 milyar dolar marka değeri var.
Umutsuz olmayalım! BAYKAR dan beklentim büyük
Dünya çapında marka değer olma yolunda hızla ilerliyor.

Ekonomistlerimiz çok önemli bir konuyu daha atlamışlar. "Piyasaların denetimi!" Bu ülkede enflasyon kadar şerefsizlerin, ahlaksızların, doymak bilmeyen aç gözlülerin yarattığı enflasyon var. En büyük sorunumuz ahlak.
En zoru da yitirdiğimiz ahlak duygusunu yerine koymak!

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.