Karabük Teknokent’in başarı grafiği tırmanış gösteriyor
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
25 Eylül, 2024 20:45 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Karabük Teknokent’in başarı grafiği tırmanış gösteriyor

Karabük Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren InnoVentures Yazılım ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti., geliştirdiği "Drone Tabanlı Lojistik Platformu" projesiyle KOSGEB’in 2024 yılı Girişimci Destek Programı kapsamında İş Geliştirme Desteği almaya hak kazandı. Proje desteği ile özellikle zorlu arazilere kargo ve nakliyeler dron ile gerçekleştirilmesi için çalışmalar sürüyor.
Karabük Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren InnoVentures Yazılım ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından 2024-01 çağrı döneminde sunulan proje, ileri teknoloji çözümleri ve lojistik alanındaki yenilikçi yaklaşımlarıyla dikkat çekiyor.
Mitsubishi Electric US’in yürüttüğü, InnoVentures’in ise AR-GE faaliyetlerini yürüttüğü “AnyMile” adlı drone tabanlı lojistik ve operasyon yönetimi platformu; şirketlerin, operatörlerin ve hizmet sağlayıcıların karbon ayak izlerini azaltırken operasyonlarını kârlı bir şekilde hızlandırmalarını amaçlıyor.
Nakliye, sevkiyat, filo ve hizmet yönetimi, UTM’leri, üreticileri ve dronları sorunsuz bir şekilde birbirine bağlayan ilk uçtan uca drone tabanlı lojistik platformu hedefiyle planlanan proje, özellikle zorlu coğrafi koşullarda ve acil teslimat gerektiren durumlarda önemli avantajlar sunacak.
InnoVentures ekibi, aldıkları bu destekle projeyi bir üst seviyeye taşımayı, ürünün diğer alt uygulamalarına odaklanmayı ve uluslararası alanda rekabet edebilir bir drone platformu sunmayı hedefliyor.
InnoVentures Yazılım ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. kurucusu Cahit Berkay Kazangirler, Karabük Teknokent’te iki buçuk yıldır faaliyet gösterdiklerini belirtti. Üç ofisleri bulunduğunu söyleyen Kazangirler, Karabük’ü tercih etmelerinin en büyük sebeplerinden birinin Teknokent’in sunduğu avantajlar ve üniversitede eğitim gören yetenekli gençlerle çalışma fırsatı olduğunu ifade etti. Şu anda 14 resmi personelleri olduğunu, outsource ve freelance çalışanlarla birlikte ekiplerinin 20 kişiye yaklaştığını belirtti. Ayrıca, Teknokent bünyesinde aktif olarak devam eden iki AR-GE projeleri olduğunu, yazmayı planladıkları dört yeni proje için de 1501 ve 1507 TÜBİTAK projelerine başvuruda bulunduklarını açıkladı. Kazangirler, "Teknokent’te yeni projelerle gelişmeye devam edeceğiz" dedi.
Drone tabanlı lojistik platformu projeleriyle KOSGEB’den iş geliştirme desteği aldıklarını belirten Kazangirler, bu destekle işlerini büyütmeyi ve personel sayılarını artırmayı planladıklarını söyledi. Üniversite bünyesinde bulunmanın kendilerine büyük avantaj sağladığını vurgulayan Kazangirler, “Üniversitede çok yetenekli arkadaşlarımız var. Yüksek lisans ve doktoraya devam eden arkadaşlarımızda var” dedi. Kazangirler, üniversite hocalarının yetenekli öğrencileri kendilerine yönlendirdiğini, staj ve iş yeri eğitimi konusunda üniversiteden büyük destek gördüklerini belirtti.
Drone tabanlı lojistik platformu projelerini Mitsubishi Electric US (MEUS) ile birlikte geliştirdiklerini ifade eden Kazangirler, “İnovasyon merkezi kapsamında AR-GE projelerinin başlangıçı, bu projelerin yapılabilirliğinin kanıtlanması gibi tüm süreçleri Türkiye’de bulunan inovasyon şirketimizle beraber yürütüyoruz. Bu projelerin yapılabilirliği kanıtlandıktan sonra Japonya ve Amerika’nın onayıyla birlikte artık MVP ve POC süreçlerine geçiyoruz. Kuzey Amerika’da drone ile kargo taşımacılığı biraz daha oturdu. Pilot bölgeler bulunuyor. Örnek verecek olursak, Amerika haricinde Singapur’da şu anda gemilerin artık limana yanaşmasına gerek kalmadan, seyahat halindeyken de drone ile kıyıdan yemek tedariki veya belge tedarikinde bulunabiliyorlar. Şirketlerinde bu konuda daha çok drone ile taşımacılığa önem verdiğini söyleyebilirim. Bu pazarın ise her 5 yılda bir yaklaşık olarak yüzde 20 büyüyeceği tahmin ediliyor. Biz de bu pazarda, henüz büyümekte olan bu pazarda bir yer almak istiyoruz. Tamamıyla Amerika ve Japonya ile çalışıyoruz. Olabildiğince daha çok proje almak istiyoruz. Projelerle birlikte bilgi birikimimiz artıyor” diye konuştu.

Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, “Karabük Teknokent’in başarı grafiği giderek yükselmektedir. Bu başarı ve kabul edilen çok önemli projeler Karabük şehri adına gurur verici bir tablodur. Karabük Üniversitesi Karabük Teknokent’e her alanda büyük destek vermektedir. Karabük Üniversitesi akademik personeli ve öğrencileri projelerini ve buluşlarını Karabük Teknokent’te hayata geçirmektedir. Ayrıca akademisyenlerimiz Teknokent’teki şirketlere danışmanlık yaparak teknoloji ihtiyaçlarını yenilikçi buluşlarla karşılamaktadır. Yapmış olduğumuz iş birliği protokolleri ile kurduğumuz çalışma takımları ile Teknokent’e yeni ufuklar açarak yolumuza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

DUMANLI KENTİN, DUYARLI BASINI
blank
Fikret Gökçe tarafından
21 Aralık, 2024 12:45 tarihinde yayınlandı
A+ A-

DUMANLI KENTİN, DUYARLI BASINI


Zaten biliyor ve bekliyorduk Karabük Basını’nın çevre konusunda duyarlılık göstereceğini…

GEÇTAP (Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu) olarak 14 Aralık Cumartesi günü Büyük Kulüp’te yaptığımız basın toplantısındaki yüksek katılımları bir yana, sonrasında devam eden ilgi ve sorunu kamuoyuna yansıtma çabaları gerçekten takdire şayandı.

İMDAT ZEHİRLENİYORUZ!
Yaklaşık iki yıldır Gerede’de bulunan 72 deri fabrikası ile, Karma OSB’deki fabrikaların zehirli atıklarının, Gerede Çayı’ndan başlayarak Filyos Irmağı ile Karadeniz’e ulaşan 288 km'lik havzada doğayı ve tüm canlıları tehdit eden tehlikeyi anlatmaya çalışıyor, yetkililerin, sanayicilerin ve siyasilerin duyarsızlığı karşısında isyan ediyor, İMDAT ZEHİRLENİYORUZ diye haykırıyoruz.

Okura hitap eden gazeteciliğin yanı sıra dijital gazeteciliğin de alabildiğine geliştiği Karabük Basını’nın, yerel ve ulusal sınırı aşmış TV ekranlarıyla yurt dışında da ilgiyle izlenen bir konuma ulaşmış olması bizleri de mutlu etmektedir. Karabük Basını’nın ulaştığı bu etkili güç, yaklaşık iki yıldır sürdürdüğümüz mücadelenin Yenice’deki gibi başarıyla sonuçlanacağı yönündeki umutlarımızı artırmıştır.

Basının yanı sıra Karabük halkının önemli bir kesiminin de çevre sorunları konusunda çok ilgili olduğu bilinmektedir. Zira, Demir-Çelik Fabrikaları’nın ve şehrin içindeki haddehanelerin neden olduğu hava ve gürültü kirliliği ile şehrimizin içinden geçen iki akarsuyumuzda yaşanan sorunlar konusunda öteden beri çözümler aranmakta, bunun yarattığı sağlık sorunlarının çözümü için çabalar harcanmaktadır. Rahmetli arkadaşım Mustafa YANIK ve değerli dostum Ali AŞAR’ ın bu konuda yazdıkları bir çevre belgesi niteliği taşımaktadır.

BÜNYAMİN COŞKUN VE ÇEVRE DERNEĞİ
Kuruluş yıllarından itibaren birçok gelişmeye ve olaya önderlik etmiş, birçok “ilk”i başlatmış Karabük’te bu konuda başka güzel işler de yapılıyor. 25 Eylül 2007’de Karabük Postası’nda yer alan bir köşe yazımda Çevre Derneği Başkanı arkadaşımız Bünyamin COŞKUN’un çevre konusunda yaptığı çalışmalardan söz etmiş ve ”Devam et! Sevgili Bünyamin, biz de seninleyiz. Bu yaptığın siyasetten de, ticaretten de çok kutsal.” demiştim. Karabük’te bir bilinç ve duyarlılık yaratmaya çalışan değerli arkadaşımız Bünyamin COŞKUN, ”Mutluluk Hatıra Ormanı” adını verdiği bir projeyi hayata geçiriyor ve yeni yuva kuran çiftlere, çocuk sahibi olmadan ağaç sahibi olmanın mutluluğunu tattırıyordu.

Bünyamin COŞKUN, 6 Aralık 2019’da da balık ölümlerinin yaşandığı Bulduk baraj gölünün Gerede’de bulunan deri fabrikalarınca kirletildiğini, bu durumun ilimizden geçen Soğanlı Çayı’nda da yaşandığını belirterek defalarca yapılan şikâyetlerin sonuçsuz kaldığını, artık yetkililerin bu soruna çözüm bulmalarını da istemişti.,

Çevre konusunda bir başka duyarlılığı BİZİM MEDYA’nın 2 Aralık’ta başlattığı bir çalışmayla da görüyoruz. Bu çalışma ile Karabük'te Çevre Kirliliği Sorunu ve Çözüm Önerileri konulu kampanya ile çevre kirliliğiyle mücadele kapsamında yeni bir projeyi gündeme getirdiklerini ve böylece çevre bilincini artırarak daha temiz bir kente kavuşulacağını düşündüklerini belirtiyorlar. “ Sizce Karabük'te çevre kirliliği sorunu ne düzeyde? Çöp atanlar ve çevreyi kirleten unsurlar için cezai yaptırım uygulanması çevreye olumlu katkı sağlar mı? “ diye halka soruyorlar.

CUMHURİYET GAZETESİ’DE UYARDI

Karabük’te kronik bir hal alan çevre kirliliği yerel basın dışında ulusal basının da dikkatini çekiyor. 2 Aralık 2019 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran BOZOĞLU “ Tehlikeli Atıklar Depolanıyor “ başlıklı yazısında, Karabük’teki en önemli sorunlardan birisi, sanayi bölgesinde Marzinc adlı firmanın tesisine ait tehlikeli atıklar. Söz konusu atıklar, o bölgede kontrolsüz bir şekilde düzensiz depolama alanında depolanmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda da bu atıklar, Ankara’ya ve İstanbul’a sevk ediliyordu. Bunun basına yansıması üzerine sevkiyat durduruldu. Sevk edilen bölgelerde de ilçe ve şehircilik müdürlüğü tarafından cezalar kesildi. Karabük’teki en önemli sorun, tehlikeli atıkların hala sanayi bölgesinde depolanıyor olması. Bunlar demir çelik sanayiinden kaynaklı çinko oksit üreten Marzinc tesisinin atıkları. Buna hala da bir çözüm bulunamadı. Ayrıca, Karabük’te sanayi kaynaklı önemli bir hava kirliliği de mevcut diyordu.

Gerçekten de Karabük’teki çevresel sorunlar Demir-Çelik Fabrikaları’nın kuruluşuyla gündeme gelmiş, çözümler aranmıştı. 14 Aralık Cumartesi günü yaptığımız basın toplantısında bu konuda hatırlatmalar yapmış, kuruluş yıllarında Soğanlı Çayı’nda bent ve süzgeç sistemini, 1966 yılında fabrikada kullanılan servis sularının ziyan edilmeden yeniden kullanılması için büyük bir arıtma, filtre ve dinlendirme tesisinin Kontinü Haddehane’nin yanında yapıldığını, yanımda getirdiğim 50, 40 ve 20 yıl önceki Karabük Postası gazetelerinde bu sorunun Karabük Basını’nca hep gündemde tutulduğunu, rahmetli büyüklerimiz Belediye Başkanı Dr. Necmettin ŞEYHOĞLU ile Kayabaşı Muhtarı Mehmet ÖZDEMİR’in (Kır Mehmet) bu konudaki anılarını anlatmıştım.

Belki alınacak teknik ve teknolojik önlemlerle Karabük’teki hava ve gürültü kirliliğini önleyebiliriz ama akarsularımızdaki tüm doğayı, canlı varlıkları tehdit eden tehlikelerin sonlandırılmasının zorluğunu göz ardı edemeyiz. Bu tehlike sadece Karabük için değil tüm yurdumuz için de söz konusudur ve acil önlem alınmalıdır.

ÜRKÜTEN RAPOR

Bu konuda aşağıda yer alan rapor sularımızın karşı karşıya kalacağı durumun korkunçluğunu ortaya koymaktadır. “Ülkemizde mevcut 112 milyar m3 kullanılabilir su kaynağından yararlanma oranı yaklaşık %39 olup, bu kaynağın 32 milyar m3'ü (%74) sulamada, 7 milyar m3'ü (%15) içme ve kullanmada, 5 milyar m3'ü (%11) sanayide kullanılmaktadır. Ülkemiz, 2013 yılı itibarıyla kişi başına yaklaşık 1500 m3 kullanılabilir su miktarı ile su kısıtı bulunan ülkeler arasında yer almaktadır. 2030 yılında kişi başına 1100 m3 kullanılabilir su miktarıyla Türkiye, su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna gelebilecektir. Su kaynaklarının korunması ve talebin en yüksek olduğu tarım sektörü başta olmak üzere sürdürülebilir kullanımı sağlayacak bir yönetim sisteminin geliştirilmesi temel amaç olmalıdır.”

Aradan bir hafta geçmesine karşın, GEÇTAP olarak yaptığımız basın toplantısında Karabük Basını’nın olayı sahiplenerek Karabük dışına taşırması ulusal medyanın da konuyla ilgilenmesine yol açmıştır. Şuna inanıyoruz ki; bugüne kadar bu sorunu sadece seyreden siyasal ve endüstiyel çevreler de tehlikenin büyüklüğünü önemseyecekler ve sorumluluklarının gereğini yerine getireceklerdir.

Yazımı sonlandırırken günümüzden 153 yıl önce hava kirliliği konusunda ecdadımızın aldığı bir önlemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Yıllar önce şehir hatları vapurundan indiğimde Kadıköy iskelesinde, 19 Nisan 1871 tarihli büyük bir tabloda gördüğüm ifade beni çok şaşırtmış ve Karabük’ü hatırlatmıştı. O tabloda şunlar yazılıydı:
“Haliç’te işleyen römorkörlerle, Şirket-i Hayriye ve Fevaid-i Aziziye vapurlarının bacalarına, kullanılan kömürden çıkan dumanın çevreye zarar vermemesi için Avrupa’dan getirilecek alet takılması gerektiği.”

SULAR KADAR TEMİZ VE AZİZ OLMANIZ DİLEĞİYLE…

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.