Yusuf Korkmaz tarafından
04 Ekim, 2023 15:06 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 27.12.2023 16:29
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 2

Karabük Eğitimde İnişli Çıkışlı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre yüzde 6,3’lük oranla Karabük  muhtemel eğitim süresinin en çok düşüş gösterdiği iller arasında yer alırken, en uzun eğitim süresinde ise ikinci sırada yer aldı.   Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2018-2022 yılları Muhtemel Eğitim Süresi verilerini paylaştı. Buna göre, Türkiye'de ilkokula başlama çağındaki bir bireyin en yüksek eğitim seviyesini tamamlayana kadar eğitim hayatında geçirmesi muhtemel süre 2022 yılında 18,2 yıl oldu. İlkokul çağındaki bir bireyin ortaöğretimi tamamlayana kadar eğitimde geçirmesi muhtemel süre ise 12,7 yıl olarak hesaplandı. Okul öncesi eğitimde ise 2018 yılında 1,2 yıl olan muhtemel eğitim süresi, 2022 yılında 1,6 yıla yükseldi. Böylece, okul öncesi eğitimde muhtemel eğitim süresi 2018-2022 yılları için yüzde 32,5 artış gösterdi. EN YÜKSEK MUHTEMEL EĞİTİM SÜRESİNDE KARABÜK 2. OLDU İl düzeyinde en yüksek muhtemel eğitim süresi 20,3 yıl ile İstanbul'da gerçekleşti. Bu ili, 20,1 yıl ile Karabük, 19,9 yıl ile Ankara, 19,6 yıl ile Bayburt ve 19,5 yıl ile Rize izledi. Aynı süreçte muhtemel eğitim süresi en düşük olan iller 15,2 yıl ile Şanlıurfa ve Muş olurken, bu illeri Şırnak, Ağrı ve Mardin izledi. KARABÜK'ÜN MUHTEMELE EĞİTİM SÜRESİ SON 5 YILDA DÜŞTÜ Karabük, 6,3 ile  muhtemel eğitim süresi son 5 yılda en çok düşen iller arasında  yer alırken, muhtemel eğitim süresinin son 5 yılda en çok arttığı il yüzde 8,2 ile Çankırı oldu Muhtemel eğitim süresinin 2018-2022 yılları arasında en çok artış gösterdiği ilk beş il sırasıyla yüzde 8,2 ile Çankırı, yüzde 5,8 ile Gümüşhane, yüzde 5,2 ile Ağrı, yüzde 5,0 ile Van ve yüzde 3,5 ile Ardahan oldu. Aynı dönemde, muhtemel eğitim süresinin en çok düşüş gösterdiği iller sırasıyla yüzde 7,2 ile Eskişehir ve Antalya, yüzde 6,8 ile Düzce ve Isparta, yüzde 6,3 ile de Karabük ve Edirne oldu. blank KARABÜK, EN YÜKSEK MES DEĞERLERİNDE ERKEKLERDE ÜÇÜNCÜ, KADINLARDA BİRİNCİ OLDU Türkiye genelinde Muhtemel Eğitim Süresi (MES), 2022 yılında kadınlar için 18,3 yıl, erkekler için ise 18,1 yıl oldu. Her iki cinsiyette de en yüksek MES değeri İstanbul'da gerçekleşti. İstanbul'u, erkeklerde sırasıyla Bayburt, Karabük, Ankara ve Erzurum izlerken, kadınlarda sıralama Karabük, Ankara, Eskişehir ve Artvin oldu. Muhtemel eğitim süresinin erkeklerde en düşük olduğu il olan Ağrı'yı sırasıyla Şırnak, Muş, Şanlıurfa ve Iğdır takip etti. MES'in en düşük olduğu iller kadınlarda ise sırasıyla Şanlıurfa, Muş, Şırnak, Bitlis ve Siirt olarak gerçekleşti. CİNSİYET EŞİTLİĞİ ENDEKSİ 5 YILDA KADINLAR LEHİNE ARTTI Cinsiyet eşitliği endeksi, kadınların erkeklere oranı ile hesaplanır. ISCED 1-8 seviyesinde (ilkokul-yükseköğretim) MES kapsamında cinsiyet eşitliği endeksi 2022 yılında 1,01 oldu. 2018 yılında 0,97 olan endeks, son beş yılda 0,04 puanlık artış göstererek kadınlar lehine değişim gösterdi. Endeksin en yüksek olduğu beş il sırasıyla 1,07 ile Çanakkale, 1,06 ile Bilecik ve İzmir, 1,05 ile Zonguldak ve Edirne oldu. Cinsiyet eşitliği endeksinin en düşük olduğu iller ise sırasıyla 0,88 ile Siirt, 0,90 ile Bitlis ve Şanlıurfa, 0,92 ile Muş ve 0,93 ile Batman oldu. MUHTEMEL EĞİTİM SÜRESİ NEDİR? Muhtemel eğitim süresi, ilkokul itibarıyla eğitim hayatına başlayan bir bireyin, eğitimde geçirmesi muhtemel yıl sayısını ifade ediyor. Muhtemel eğitim süresi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hesaplanan İnsani Gelişme Endeksi, Cinsiyet Gelişim Endeksi ve Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi gibi çalışmalarda kullanılıyor. Ayrıca, UNESCO tarafından uluslararası bir eğitim göstergesi olarak da yayımlanıyor. Muhtemel eğitim süresi göstergesi bu zamana kadar UNDP ve UNESCO tarafından Türkiye düzeyinde üretiliyordu. Söz konusu gösterge, ulusal politikalara da yön verebilmesi amacıyla, ilk kez il düzeyinde resmi istatistik olarak üretildi. (Yusuf Korkmaz)    
blank
İlyas Erbay tarafından
10 Nisan, 2025 14:34 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

DESTEKLE BİLE ZOR AYAKTA DURUYOR, YAZIK !

SGK açıklarını aktüeryal denge sistemiyle kapatamıyor. Gelirler giderleri karşılamaktan çok uzak. Aktüeryal denge; sosyal güvenlik sisteminin finansmanı ve sistemden hak sahiplerine sağlanacak hakların karşılıklı mali durumunu tanımlar. Dengenin bozulması, sosyal güvenlik sisteminin yetersizleşmesi ve giderek çökmesi anlamını taşır.

Türkiye'de çalışan nüfusun yeteri kadar artmaması, buna karşılık emekli sayısındaki anormal artış SGK yı fena halde zorluyor. SGK Hazine desteği ile zar zor ayakta duruyor.
Açık katlanarak artmaya devam ediyor. SGK'nın hazineye yükü son 1 yılda 2 ye katlandı. 2024 yılı Ocak ayında 7 milyar 396 milyon olan açık 2025 Ocak ayında 16 milyar 44 milyona yükseldi.
Ocak ayındaki 417 milyar liralık giderin 290 milyar lirasını emeklilere ödenen maaşlar oluşturdu.
Açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren emeklilerin aylıkları 2002 yılındaki seviyelere çıkarılsa, daha açık ifade ile gerçek enflasyon düzeyinde zam almış olsalardı; SGK nın açıkları kat kat daha yüksek olacaktı. Bu haliyle bile Hazine için büyük yük olarak görülen emekli maaşlarında artış beklemek hayal olur. Sistem maalesef aktüeryal olarak sağlıklı işletilememiştir.
Gelir ve gider dengesizliğinden bunu açıkça görüyoruz.

Kısa vadede çalışan nüfusun en az 2 katına çıkarılması mevcut sistemde mümkün değil. İstihdamı büyük oranda artıracak yani 2 ye katlayacak ciddi bir faaliyet yok!

Gelişmiş ülkelerde 3-4 çalışana bir emekli düşerken, Türkiye'de bu oran neredeyse kafa kafaya; yanılmıyorsam son verilere göre 1.3 çalışana 1 emekli düşüyordu. Çalışanlar Türkiye'de emeklileri finanse edemiyor. Gelmiş geçmiş tüm iktidarların oy kaygısıyla uyguladıkları popülist politikaların acı sonucu budur.
Ne yazık ki, bu politikalar uygulanmaya devam ediyor Son örneğini EYT de gördük.

SGK gelirlerinin yeteri kadar yüksek olmamasının önemli nedenlerinden biri de vergi toplamada ki sıkıntı. SSK yeteri kadar vergi toplayamıyor. Ülkenin kaymağını yiyen yüksek gelir sahipleri ya vergi vermiyor yada çok az veriyor. Bu da yetmez gibi bunların milyarlarca lira vergi borcu affediliyor.

Özel hastanelerin SGK ya yükü nü de unutmayalım.
Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan 2022 Sağlık İstatistikleri Yıllığı’nda yer alan veriler, AKP iktidarı döneminde kamunun sağlık hizmetlerindeki payının giderek azaldığını ortaya koyuyor. Verilere göre Türkiye genelinde hastanelerin yüzde 59’u Sağlık Bakanlığı’na bağlı, yüzde 37’si özel sektörde, yüzde 4’ü ise üniversitelerde bulunuyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den 2022’ye kadar kamu hastanesi sayısındaki artış yüzde 18.22 olarak gerçekleşirken özel hastane sayısındaki artış yüzde 111.7 olarak gerçekleşti. Özel hastane sayısı 2002’de 271 iken 2022 yılında 572 oldu.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezinin (DİSK-AR) ''Özel hastanelerin SGK'ye yükü tırmanıyor'' başlıklı araştırma bültenine göre, 2024'ün ilk altı ayında Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) özel hastanelere yaptığı ödemenin payı yüzde 153 yükseldi. Devlet ikinci basamak hastaneleri için yapılan ödemenin payı ise yüzde 53,9'a düştü.

Bu kadar çarpıklığa, programsızlığa, plansızlığa rağmen bu ülkenin kurumları nasıl ayakta duruyor? Anlamak mümkün değil.

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.