16 Nisan’da yapılacak olan Referandumda niçin HAYIR oyu kullanılmasını gerektiğini anlatmak için CHP Milletvekilleri Tuncay Özkan, Yakup Akkaya, Fatma Kaplan Hürriyet ile PM Üyesi Ferihan Karasu Karabük’e bir ziyaret gerçekleştirdiler. İlk olarak Yenice İlçesinde vatandaşlarla bir araya gelen CHP Milletvekilleri daha sonra Karabük’e gelerek Parti binasında basın açıklaması yaptılar. Toplantıda bir konuşma yapan CHP Karabük İl Başkanı Erdoğan Dinçel; “16 Nisan’da yapılacak olan referandum ile ilgili çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor. Çok değerli konuklarımızı, Karabük’te ağırlıyoruz. Çalışmalarımızı ilk olarak Yenice ilçemizden başlattık. Yenice’nin köylerini gezdik. Cihanbey Pazarı’nı ziyaret ettik. Halkımızla buluştuk. Daha sonra çalışmalarımıza, parti binamızda devam ettik. Karabük ve Safranbolu ilçelerimizi de ziyarette bulunacağız” dedi.
CHP Karabük İl Başkanı Erdoğan Dinçel’in konuşmasının ardından söz alan CHP İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya; “Türkiye’nin gündemi çok farklı ama o önemli gündemlerin dışında en önemli gündem maddemiz, yaratılan bir referandum süreci. 26 gün kaldı referanduma. 26 gün sonra, ülkemiz sandığa gidecek. Sonuçta Türkiye, kararını verecek. CHP olarak, bu kampanya sürecinde onlara neden ‘Hayır’ denmesi konusunda, düşüncelerimizi anlatıyoruz. Bu program çerçevesinde, bütün milletvekillerimiz 81 ilde/945 ilçede bütün gücüyle, olanaksızlıklara rağmen, engellemelere rağmen çalışmaya, halkımızla beraber olmaya gayret ediyoruz. Bütün imkânları milletvekilleri, parti meclis üyelerimiz, örgütümüzün üyeleri, CHP’li olmayan ama bu ülkeye gönül vermiş insanlar, bir seferberlik halindeler” dedi.
Akkaya; “Ben gittiğim yerlerde hep şunu görüyorum. Yozgat’taydım. Yozgat’ın köylerinde çalışmalar yaptık. Kendi imkânlarıyla, yurttaşlarımız ülkelerine, geleceklerine sahip çıkmak için var gücüyle çalışıyorlar. Referandum, eşit bir kampanya şeklinde yürümüyor. Eşitsiz yürüyor. Çünkü karşımızda sadece bir hükümet olsa, AKP olsa, inanın bu referandum daha demokratik bir şekilde yürür ve sonuçlar, daha farklı olabilirdi. Ama kampanyanın başladığı süreç itibariyle, karşımızda sadece hükümet değil, devletin valisi, devletin kaymakamı, devletin emniyet müdürü, devletin okul müdürü, cami imamı, her ne kadar kamu ve olanakları ve imkânları var ise o imkânlar karşısında bizde imkânsızlıklar karşısında bunu başarmaya çalışıyoruz. Hem Sayın Cumhurbaşkanı olsun, hem başbakan olsun, devletin bütün olanaklarını kullanarak bu süreci devam ettiriyorlar. Bende dâhil, bütün milletvekili arkadaşlarımız, Parti Meclis Üyesi arkadaşlarımız Türkiye’nin çeşitli yerlerine gidiyoruz ve benzin paralarını kendi cebimizden harcıyoruz” diye konuştu.
“ADALETİN OLMADIĞI YERDE YOKSULLUK VARDIR”
İzmir CHP Milletvekili Tuncay Özkan, 16 Nisan’da yapılacak olan referandum ile ilgili vatandaşlara sistemin ne getirdiğini anlattıklarında, düşüncelerinin değiştiğini, herkesin demokratik bir Cumhuriyet’te yaşamak istediklerini söyledi.
İzmir CHP Milletvekili Özkan; “Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının, demokratik bir Cumhuriyet’te yaşama istekleri geri çevrilebilir mi? Biz, diktatörlükte yaşamak istemiyoruz. Tek adam rejimi altında yaşamak istemiyoruz. Bizim aradığımız şey, çağdaş dünyadaki insanlar gibi, her bir yurttaşımızın beklentisi demokratik bir Cumhuriyette yaşamaktır. Bu bize neden çok görülüyor? Yoksulluk almış başını gidiyor. Gittiğimiz her yerde, gördüğümüz en önemli şey; yoksulluk. Ne demek yoksulluk? Adaletin olmaması demektir. Adaletin olduğu yerde, yoksulluk yenilir. Adalet olmadığı için, Türkiye’nin üretilen kaynaklarından Karabük payını alamıyor. Şimdi gelmekte olan sistem ne demek? Gelmekte olan sistemden, Karabük payını alamayacak demektir. Çünkü bu sistem, bütçe yapımını Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden almaktadır. Artık, Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçe yapmayacak. Örnek veriyorum; ben Karabük Milletvekiliyim, Karabük Milletvekili olarak artık Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Karabük’e gelecek yatırım ile ilgili herhangi bir çalışma yapmam mümkün değil. Bir kişi yapacak, ne kadar takdir ederse o kadar bütçe sağlanacak. Karabük Milletvekili, plan ve bütçe komisyonu olmadığı için bütçe yapımını Meclis üstlenmediği için hiçbir işe yaramayacak. Peki, ben soruyorum? Dünyada böyle bir parlamento var mı? Dünyada böyle bir adalet sistemi var mı? YOK. Bu neye göre adalet? Keyfe göre adalet. Peki, bizim demokratik, adil bir sistem içinde yaşama isteğimizi neden görmezden geliyorlar?” dedi.
CHP İzmir Milletvekili son olarak; “Çözüm süreci ile ilgili yaşananları da anlatarak, Kürt sorununda ne dediler? Biz çözüm süreci başlatıyoruz. Oslo’ya biz mi gittik? Vatandaşlarımız mı gitti? Oslo’daki masaya, görüşmeye oturan biz miyiz? Bu milletin bayrağını ayaklar altına alan biz miyiz? Bu millet çocuklarını verdi. Her birimizin ailesinde şehitler var. O günden bugüne şehit verenler, Karabük halkı Oslo’da mı bulundu? Oradaki görüşmeye ‘evet’ mi dedi? Habur’dan gelenleri davul zurna ile Karabük halkı mı karşıladı? Karabük halkı, oğlunun şehit haberi geldiğinde bayrağı alıyor, bağrına basıyor. Evinin önüne asıyor. Yine çocuğunu gönderiyor, ‘vatan sağ olsun, vatan bölünmesin, millet birbirine düşmesin’ diye. Peki, vatanı bölmek isteyenler, hendekleri kazdıranlar, biz mi yaptık bunları? Kandil dağı ile görüşmeleri biz mi yaptık? Kandil’deki basın toplantılarını canlı olarak biz mi yayınlattık? Karabük’ün çocuklarının şehit olmasına biz mi sebep olduk? Suriyelilerin bu topraklara dağılmasına, Per perişan rezil şekilde yaşamasına biz mi sebep olduk? 15 yıldır, ne istedin de geri çevirdik? Hiçbir şey. Peki, bugün ne istiyorsun? Canımızı, kanımızı, ruhumuzu, demokratik hürriyetimizi istiyorsun. Vermeyeceğiz! Biz egemenliğimizi terk etmeyeceğiz!” diye konuştu.
“SON 15 SENEDİR 2 TANE TERÖR ÖRGÜTÜ YAVRUSU DAHA OLDU”
Son olarak açıklama yapan Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet; “Bu anayasa değişikliği, referandumdan geçerse ilk seçim 2019 yılında olacak diyorlar. Peki, ülkemizde OHAL varken, son 40 yıldır başımızda PKK Terör Örgütü varken, son 15 senedir 2 tane Terör Örgütü yavrusu daha oldu. Bu hükümetin, IŞID ve FETÖ Terör Örgütü, ülkemiz kan gölü iken, ekonomik olarak çökmüşken, bu telaş niye? Neden anayasa maddelerini, Sivil Toplum Örgütleri, Hukukçular tartışmadan apar topar hatta oy teklifi veren milletvekilleri dâhil, neyi teklif ettiklerini okumadan, meclise getirdikten sonra referanduma götürüyorlar? Bir kere tuhaf olan bu. Biz Kurtuluş Savaşı’nda işgal altındayken hiçbir olanağı olmayan, Anadolu Halkı’nın, kadınlarımızın, evlatlarının battaniyelerini topa tüfeğe silahlara sararak, bu ülkede yokluk içinde mücadele ettiler. Bizde bu mücadeleyi vereceğiz. Biz onların çocuklarıyız, biz Çanakkale Şehitleri’nin torunlarıyız, biz Mustafa Kemal’in torunlarız. Asla ve asla ülkemizi tek adam rejimine teslim etmeyeceğiz” dedi.
