blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
29 Ocak, 2025 12:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Hobisini tutkuya çevirerek evinin bahçesini tavuk çiftliğine dönüştürdü

Tokat’ta 22 yıl evvel hobi olarak konutunun bahçesinde tavuk yetiştirmeye başlayan Mehmet Bingöl, beslediği 15 farklı ırktaki tavuklarına gözü üzere bakıyor.

Tokat’ta yaşayan Mehmet Bingöl, 22 yıl evvel Soğucak Bağları Mahallesindeki bahçesinde tavuk yetiştirmeye karar verdi. Yaptığı araştırmalar sonucu renkleri ve uysallığı ile ilgisini çeken “Light Brahma” cinsi tavukları yetiştirmeye başlayan Bingöl, vakitle konutunun bahçesini tavuk çiftliğine dönüştürerek 15 farklı tavuk ırkını beslemeye başladı. Bilhassa “Light Brahma” cinsi tavuklarına büyük ilgi gösteriyor.

“Siyah beyaz tüyleriyle yeşil bahçede görsel şölen oluşturuyor”

Tavuk yetiştirme hobisinin çocukluk yıllarına dayandığını belirten Mehmet Bingcl, “Hayvanlara karşı çocukluktan gelen bir sevgim vardı. Bahçemize ne uygun olur diye araştırdığımda ‘Light Brahma’ tavukları hoşuma gitti. Hem insanlara yakınlıkları hem de uysallıkları bizi etkiledi. Siyah beyaz tüyleriyle bahçede görsel bir şölen oluşturuyorlar. Kanat yapısı, paçaları ve renkleri ile dikkat çekiyor” dedi.

Yerli ırkların korunmasına katkı sağlayan Bingöl, tavuk yetiştiriciliği konusunda etrafına ilham veriyor.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

blank
blank
Haber Merkezi tarafından
29 Ocak, 2025 13:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Karabüklü Yazardan Bir Başarı Hikayesi

Karabük’te 1984 yılında dünyaya gelen Murat Baydarlı, Kimya eğitimi sonrasında basketbol antrenörlüğü mesleği ile anılırken, yazma tutkusunu İstanbul’da geliştirerek, profesyonelliğe taşıdı.  

Baydarlı, senaryo yazım sürecinde yaşadığı zorluklar doğrultusunda Türkiye’de pek alışılagelmemiş bir roman projesini hayata geçirdi. İlk senaryosunu kendi hayatından esinlenerek yazan Baydarlı, bu süreçte senaryosunu film setlerine taşımak istediğini de ifade etti.

Yazar Baydarlı, senaryo projelerini yurtdışına pazarlama konusunda yaşadığı sıkıntılar nedeniyle, hikayesini bir roman formatında yayımlamaya karar verdi. Romanı, fantastik aksiyon türünde bir üçleme olarak tasarladığını belirten yazar, kitabı hakkında şu bilgilere yer verdi: “İmkânsız olduğunu bildiği halde rüyalarının gerçek olduğuna inanan bir adam, insanlara göre çok daha üstün özelliklerle enerjisel formda yaratılmış ama yüzyıllar evvel çeşitli bedenlerde yaşamak zorunda bırakılmış lanetli bir ırka karşı verilecek savaşta, insanlığı kurtarması gereken son seçilmiş kişi olacağını öğrenir.” Ayrıca yine kitap hakkında bize bilgi veren ve hikâyenin önemli noktalarından birini bize anlatan başka bir metin de şu şekilde; “Ay’ın üstündeki kızıl katman tamamlanmadan kehanet gerçekleştirilmeli. Yoksa ‘O’ serbest kalacak ve yaratıcıdan intikam almak için bütün insanlığı yok etmeye başlayacak.”

Yazar, “Hayallerim henüz gerçek olmadı” diyerek, Türkiye’de içerik üretmede yaşanan zorluklara da dikkat çekti. Senaryo yazarlığından romana geçiş yapmasının ardındaki motivasyonunu “dünyada yaşanan içerik üretme sıkıntısı” olarak nitelendiren yazar, bu alanda yeni ufuklar açmayı hedefliyor.

Karabük’ü Sinemaya Taşımak İstiyor

Kitabın başlangıçta bir senaryo eseri olarak yazıldığını ifade eden Baydarlı, kitabını yazarken özellikle eşi ve arkadaşlarından çok fazla destek aldığını vurguladı. Baydarlı, “Zaman zaman karşı çıksa da eşim desteğini benden hiç esirgemedi” diyerek, manevi desteğin önemine işaret etti. Karabük’ü konu alan bir senaryosunun da bulunduğunu vurgulayan Baydarlı’nın, bu şehirdeki mekanları eserine dahil ederek, çocukluğunun ve ilk gençlik yıllarının geçtiği Safranbolu, 5000 Evler ve Yenişehir mahallelerine de yer vermekten büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Ben hikâyemi yayınevine verdim, onlar da beğenip basmak istediler.

Baydarlı: “Karabük’te doğdum, büyüdüm. İlk yazdığım uzun metraj senaryom mesleğim olan basketbol antrenörlüğü ve oyunculuğu üzerine ama tabi ki olmaz olmaz aşk ta var içinde. Bu senaryonun neredeyse yarısı Karabük’te geçiyor. Safranbolu’nun tarihini gördüğümüz sahneler, 200 Evler’in çocuklar için bir vazgeçilmezi olan basketbol sahaları, dünyanın dördüncü büyük mahallesi unvanına sahip olan 5000 Evler Mahallesi… Bunların hepsi senaryonun içinde, hikâyenin geçtiği mekânlar. Keşke bir fırsat olsa da bu hikayeyi filme ya da diziye dönüştürebilsek.”

Edebiyat ve Sinemada Ölümsüz Eserler Peşinde

Baydarlı: “Eşime ve çocuğuma güzel bir gelecek hazırlayabilmek istiyorum. Edebiyatta ve sinemada kült olabilecek eserler oluşturma çabasındayım. Okunduğunda ya da film olarak çekilip yayınlandığında yıllar sonra bile izlenen, okunan bir eser bırakmak bence ölümsüzlüğü bulmakla eş değer.” İfadelerinde bulundu.

Baydarlı’nın Sanat Yolculuğu

Fantastik aksiyon türünde ilham kaynaklarından birinin de kedisi “Mia” olduğunu ve senaryolarına hayat kattığını da sözlerine ekledi. “Mia” ile birlikte, yazarlık yolculuğuna devam eden Baydarlı, hayallerinin peşinden koşmaya ve yeni eserler üretmeye kararlı görünüyor. Karabüklü yazarın hikayesi, azim ve kararlılıkla dolu bir yolculuğun örneği olarak karşımıza çıkıyor. Roman projeleri ve hayalleriyle, Murat Baydarlı Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olma yolunda ilerliyor.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.