Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
14 Kasım, 2023 20:12 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Hobi için başlandı: Yıllık getirisi 100 milyon TL

Türkiye’nin ‘coğrafi işaret belgeli’ ilk kivisi olan Ordu kivisinde hasat devam ediyor. Bu yıl, geçen yıllara göre ciddi oranda rekolte kaybı olan kivide 5 bin tonun üzerinde hasat beklenirken, Ordu iline de 100 milyon TL ekonomik katkı sağlaması hedefleniyor.
Ordu’da 1993 yılında fındığın yanında ek gelir sağlaması amacıyla dikilen kivi üretimi yaygınlaşıyor. 30 yıl önce hobi amaçlı başlanan kivi, 2019 yılında coğrafi işaret belgesi aldı. Geçen yıllarda il genelinde yaklaşık 9 bin ton kivi üretimi yapılırken, hava şartları, hastalıklar ve zararlılar nedeniyle bu yıl rekolte 5 bin, 5 bin 500 tona geriledi. Buna rağmen, büyük kısmı yurt dışına ihraç edilen kivinin Ordu ili ekonomisine yaklaşık 100 milyon TL katkı sunması hedefleniyor.

“Hasadın aroması olgunlaşınca yapılması gerekiyor”
Ordu Kivi Üreticileri Birliği Başkanı Yusuf Uzunlar, bu yıl rekoltenin geçen yıllara göre noksan olduğunu söyledi. Önceki yıllarda yaklaşık 9 bin ton hasat yapılan kivinin bu yıl 5 bin, 5 bin 500 ton civarında beklendiğini kaydeden Uzunlar, “Kivi toplaması bölgelere göre değişiyor. Aroması 6,5-7’ye ulaştığında toplanıyor. Bizim kivimiz şu anda olgunlaştı ve hasada başladık” diye konuştu.

“5 bin ton kividen 100 milyon TL gelir bekleniyor”
Kivinin Ordu’ya getirisinin güzel olduğunu ve bu yıl 20 TL’den satılan kivinin ile yaklaşık 100 milyon TL gelir sağlayacağını ifade eden Uzunlar, “Bugün 5 bin ton kivi olsa, peşin satıldığında 100 milyon TL civarında bir girdi sağlıyor. Bu da küçümsenemeyecek bir rakam. Alıcılar da zaten peşin ödeme yapıyor. Onun için kivi oldukça karlı. Bu yıl havaların sıcak olması bizi etkiledi. Küresel ısınma olursa kivi üreticileri de sıkıntıya girer çünkü kivi suyu seviyor. Kahverengi kokarca ile ilgili bir hayli sıkıntı oldu, bu konuda genel bir çalışma yapılması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

“Coğrafi işaret belgeli ilk kivi, çoğu yurt dışına ihraç ediliyor”
“Ordu kivisi rekolte olarak Yalova’dan sonra geliyordu ancak şu anda Çarşamba Ovası’nda epey bir kivi tarlası var” diyen Yusuf Uzunlar, “Şu anda resmi bir rakam söyleyemiyoruz ama Türkiye’de de ilk kez coğrafi işaret belgesi alan Ordu kivisi. Raf ömrünün uzun ve aromasının iyi olması bizim için sevindirici bir olay. Kimyasal madde de kullanmadığımız için bu nedenle alıcılar sürekli olarak talep gösteriyor. Zaten çoğu da yurt dışına ihraç ediliyor” şeklinde konuştu.
Kivi hasadında çalışanlar ise fındığa göre daha kolay ve zevkli olduğunu belirterek, Ordu kivisinin aroma ve lezzet olarak kendini ön plana çıkarttığını söylediler.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
30 Kasım, 2025 13:12 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

GENEL MÜDÜRE SORUŞTURMA AÇILACAK MI ?

İYİ partili Turhan Çömez; Et ve Süt Kurumu Genel Müdürünün ortağı olduğu Macar şirketi üzerinden son 3 yılda Türkiye'ye 4 milyon kilo et getirdiğini belgelemiş ve konuyu meclise taşımış. Şimdi ne var bunda diyeceksiniz. İddiaya göre(!), kurumun başındaki muhterem kilosunu 7 dolara aldığı etleri başında olduğu ESK na 17 dolardan satmış. Ortağı olduğu şirket bu yolla 40 milyon dolar kazanç(!) elde etmiş.

Bunlar Turhan Çömez'in iddiaları. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem de, benzer iddialarda bulunmuştu.

Bildiğim kadarıyla, Genel müdürlük yada KİT lerde çalışan üst düzey yöneticiler ile akrabialarda bulunmuştu.aları, kurumun ilgi alanındaki bir şirkete ortak olamıyor, yönetimine giremiyor.
Çömez'in iddiasına göre; adam hem şirket kurmuş, hem hissedar hem de yönetici

SORUŞTURMA AÇILACAK MI,
YOKSA YANINA KAR MI KALACAK?

Sn. Çömez'in mecliste belgelerini ortaya koyduğu bu iddia doğru ise vay halimize!
Akla gelen ilk soru şu;

  • Tarım ürünlerinin diğer kalemlerinin ithalatında da buna benzer haksız kazanç sağlayan uyanıklar var mıdır?
  • ESK nın başındaki bu genel müdüre görevden el çektirip hakkında soruşturma açılacak mı? Yada soruşturma sonuçlanan kadar kızağa alınacak mı? Yoksa yanına kar mı kalacak?

NE OLDU ÜLKEMİN SIĞIRLARINA ?

Amerika Tarım Bakanlığı (USDA) 20 Kasım 2025 tarihinde; Türkiye’nin hayvancılığı ile ilgili “Hayvancılık ve Ürünleri” raporunu yayınladı.
Amerika Tarım Bakanlığı raporuna göre Türkiye hayvancılıkta darboğaza girmiş.
USDA nın raporunda yer alan ifadeler aynen şöyle;
"In 2026 Turkiye's cattle inventory is projected to fall by 4 percent to 14.3 million head. This decline is primarily attributed to high slaughter trends, high production costs, and low profitability, prompting farmers to liquidate their herds."
Türkçesi şu; Türkiye'nin büyükbaş hayvan stokunun 2026 yılında yüzde 4 azalarak 14,3 milyon başa düşeceği öngörülüyor. Bu düşüş öncelikle yüksek kesim eğilimlerine, yüksek üretim maliyetlerine ve düşük kârlılığa bağlanıyor ve çiftçileri sürülerini tasfiye etmeye itiyor.

Raporda; 2026 yılında Türkiye’nin tam 450 bin baş sığır ve 70 bin ton kırmızı et ithalatı yapacağı bildiriliyor.
Bunun da anlamı; Tarım Bakanlığı bütçesinden yeterli desteği alamadığı için zaten zor durumda olan hayvan üreticileri, iktidarın ithalat kararıyla daha da zorlanacak.
Raporda ayrıca, Türkiye’nin canlı hayvan ithalatında dünyada ikinci sırada olduğu, ihracatının ise sıfır olduğu belirtilmiş.

Bu rapora malumun ilanı diyebiliriz. Adamlar bizi bizden daha iyi analiz etmiş.
Son birkaç yılda kesime gönderilen hayvan sayısındaki hızlı artışın normal olmadığını, özellikle süt üretiminde kârlılık sorunları nedeniyle damızlık hayvanların kesime gönderildiğini biliyorduk zaten.

Benim asıl dikkat çekmek istediğim konu şu;
300 milyon nüfusa yetebilecek bir tarım potansiyeline sahibiz.
Bir zamanlar tarımda kendi kendine yetebilecek bir kaç ülkeden biriydik. Ekilebilir tarım alanlarımız hızla azalıyor. Bugün geldiğimiz noktada; neredeyse tüm tarım ürünlerini milyarlarca dolar ödeyerek ithal ediyoruz.
İthalat yoluyla birileri kolay yoldan büyük kazançlar elde ediyor. İthal ettiğimiz tüm tarım ürünleri yakın bir zamana kadar ülkemizde üretiliyordu. Sebzenin, meyvenin, sütün peynirin, zeytinin, etin fiyatları aldı başını gidiyor. Bunlar temel gıda maddeleri. Önlem alınmazsa, bunlara para ile de ulaşamayacağımız günler yakındır.

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.