Karabük Postası tarafından
26 Şubat, 2016 08:13 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Hanönü Geleceğini Konuşuyor

KASTAMONU’nun Hanönü ilçesinde “Hanönü Geleceğini Konuşuyor” konulu çalıştay düzenlendi. Hanönü ilçesinin gelişmesi ve kalkınmasına yönelik neler yapılabileceği konusunda düzenlenen “Hanönü Geleceğini Konuşuyor” konulu ilk Hanönü Çalıştayı Hanönü Şehit Faruk Karagöz Yatılı Bölge Okulu Konferans Salonu’nda yapıldı. Çalıştaya Hanönü Kaymakamı Salih Çiğdem, Hanönü Belediye Başkanı Serkan Uçar, Hanönü Garnizon Komutanı Jandarma Başçavuş Nuh Uğur, Kastamonu Üniversitesi Prof. Dr. Saim Ateş, Prof. Dr. Ömer Küçük, Yardımcı Doçent Servet Kefi, Yardımcı Doçent Aydoğan Aydoğdu, Yardımcı Doçent Nur Berlikaya, Yardımcı Doçent Ramazan Alabaş, daire amirleri, akademisyenler, İl genel meclis üyeleri köy ve mahalle muhtarları ve Sivil Toplum Örgütleri Temsilcileri katıldı. Çalıştayda açılış konuşmasını ve sunumunu SRM Danışmanlık uzmanı Sadık Avcı yaptı. Avcı, bir yerde gelişmeden ve kalkınmadan söz edeceksek önce insan unsuruna bakmak gerektiğini belirterek, “Çünkü gelişmeyi sağlayan, gelişmeye katkı veren insan olduğu gibi gelişmeden insan için gereklidir. Yaptığınız işten insan istifade etmiyorsa bunun bir anlamı yok demektir. Dolayısıyla önce insanın yeterli ve doğru eğitimi önemlidir. Bilgi yoksa bir yerde yeni fikirler ortaya çıkmayacak ve yeni gelişmeler olmayacaktır. Bilgiyi üreten insandır. Bilgiyi üretmek için çalışacak olanda iyi yetişmiş insandır” diye konuştu. Asya Maden Genel Müdürü Besim Ertem yaptığı konuşmada, “İlçemizin çok değerli mülki amirleri, Kastamonu Üniversitesi’nin saygıdeğer hocaları, Bakanlıkların ve kurumların il temsilcileri siyasi parti yöneticileri kamu-sivil-özel kurum ve kuruluşların kıymetli yöneticileri değerli Hanönülüler, İstanbul Ankara ve diğer illerden gelen çok değerli katılımcılar, Bugün Hanönü’nün geleceği için bir araya gelen bu büyük kitlenin bir parçası olmaktan şahsım ve Asya maden ailesi adına çok mutluyum. Asya maden olarak artık bizim bir parçası olduğumuz Hanönü’nün geleceği, çok yönlü planlamalar projeler örgütlenmeler burada olduğu gibi ortak bir amaçta buluşan kitlelerle ve Hanönülerin tüm bunlara sahip çıkmasıyla şekillenecektir. Asya Maden Olarak duyarlı- sorumlu- saygılı madencilik vizyonumuzu tüm operasyonlarımızda uygularken koruma-kullanma dengesini gözeten ve toplumsal gelişmeyi her yönüyle destekleyen bir anlayışla çalışmak üzere yola çıktık. Çalıştayın ve devamındaki tüm çalışmaların ilçeye faydalı olmasını diler, saygılar sunarım” dedi. Hanönü Belediye Başkanı Serkan Uçar ise, “Sanayi, enerji, sosyal alanlar, sağlıklı yaşam, piknik ve mesire alanları bu kararları sağlıklı bir şekilde almak durumundaydık. Bu çalıştaya gün boyunca hepimiz katkı sağlayacağız, Durağandan başlayıp ipek yolunun geçtiği yoldur ve 1470 yıllarda Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Velinin doğduğu yerdir. Önümüzdeki en önemli şey eğitim, ortaokul, lisemiz maden sektörümüzle ilgili endüstri lisesi için tavsiye çıkabilir. İnanç turizmi Yukarıçakırçay cimdar mahallesinde yapılabilir, Halkımızın gelecekte karşılaşacakları zorlukları kolaylaştırmak için çalışıyoruz, İlçemizin enerji ihtiyacını karşılayacağız. Alt yapı projemiz hazırlandığında ilçemize atıklarımızı atmayacağız, ilçemiz sınırları içerisinde Taşköprü ile ortak kullandığımız atık depolama tesisimize götüreceğiz. Toplantınızın İlçemize ve Kastamonu’muza Sağlıklı bir Çalışma getirmesini diler teşekkür ederim” dedi. Hanönü Kaymakamı Salih Çiğdem de, hedeflerin Hanönü ilçesinin yatırımlardan faydalanabilmesi için ihtiyaçların belirlenmesi, ilçenin şehir planlama, ekonomik, sosyal, kültürel açılardan planlı büyümesi, Hanönü ilçesi paydaşları arasında görevdeşlik oluşturarak dayanışmanın artırılması, projeler üretilmesi, ilçe vizyonunun kurgulanması, kentin nüfus değişimine hazırlanması ve Hanönü Platformu’nun oluşturulması olduğunu söyledi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
16 Aralık, 2025 10:18 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

EMEKLİYİ ÖLMEDEN MEZARA KOYDULAR !

Anayasamıza göre, Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal devlettir. Sosyal devlet; vatandaşların refah durumunu gözeten, halkına asgari bir yaşam düzeyi sağlamakla görevli devlet olarak tanımlanır.

Sosyal devlet, anayasamızın 2. ve 60'ıncı maddelerinde de tanımlanmıştır. Sosyal hukuk devleti güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani, sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Ülkelerin sosyal devlet olabilmesi için bazı özelliklerinin bulunması gerekir. Sosyal devlette fırsat eşitliği ön plandadır. Ayrıca sosyal devlette halka eşit gelir dağılımı ve asgari yaşam şartları sunulur.

Peki, halka eşit gelir dağılımı ve asgari yaşam şartlarının sağlanması konusunda ne durumdayız? Ücretlere baktığımızda, eşit gelir dağılımından söz edebilir miyiz? Gelir dağılımı adaletsizliğinde dünya sıralamasında liderliğe oynuyoruz!

Çalışanlarla emekliler arasındaki ücret dengesizliği emekliler aleyhine giderek büyüyor. Emekli maaşları TÜRK-İŞ'in her ay açıkladığı açlık sınırı rakamlarının neredeyse yarısına düştü. Önümüzdeki ay 6 aylık enflasyon rakamlarına göre emekli maaşlarına yapılacak olan zam yüzde 11-12 civarında olacak. Bu durumda, en düşük emekli aylığı 19 bin liraya bile ulaşamayacak. Kasım ayı açlık sınırı rakamı 30 bin lira . Aralık ayında ve devam eden aylarda bu rakam daha da artacak. Emekli maaşlarının açlık sınırı rakamlarının yakalaması mümkün görülmüyor. Aynı durum asgari ücret alanlar için de geçerli. Bu rakamlarla kirasını bile ödeyemeyen milyonlarca insan ne yiyecek ne içecek?

blank

Böyle bir adaletsizlik, böyle bir vicdansızlık olabilir mi? Nerede kaldı sosyal devlet, nerede adalet, hakkaniyet? Emekli de bu ülkenin vatandaşı. Emekliler lütuf beklemiyor. Çalışırken ödedikleri primlerin karşılığını hakkıyla almak istiyorlar.
Sosyal Güvenlik Sistemi çökmüştür. Prim ödeme gün sayısının, ödenen primin rakamsal miktarının hiç bir önemi kalmadı. 3600 gün prim ödeyenle 9000 gün prim ödeyen arasında bir fark kalmadı. Sistem oynana oynana bu duruma geldi.
Hakkaniyet, adalet yerle yeksan oldu.
2016 yılında asgari ücretten % 66 daha fazla maaş alan bir emekli buğün asgari ücretin yüzde 24 altına düştü.
Bu tablo böyle devam ederse, emekli kuru ekmeğe bile muhtaç kalacak.
Tuzu kurular! ükeyi yöneten muhteremler! Hiç mi vicdanınız sızlamıyor.? Nasıl uyku uyuyorsunuz?

Çocuk okutan, kirada oturan emekliler var. Bu insanlar açlık sınırının yarısına düşmüş maaşlarla ayakta kalabilir mi? Yazının başlığı bazılarına abartılı gelmiş olabilir. Fakat acı gerçek budur. EMEKLİ ÖLMEDEN MEZARA KONMUŞTUR!

Tablonun ressamı gelmiş geçmiş tüm hükümetlerdir! Son 23 yılda ise, bu tablo tamamlandı, verniklendi ve çerçevelendi. Oy uğruna izlenen popülist icraatlar, istihdam yaratamayan, üretmek yerine ithal etmeyi öncelikleyen politikalar, israf ve şatafat ülkeyi bu duruma getirmiştir.

Mutlu azınlığa en kalbi duygularımla…

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.