Karabük Postası tarafından
06 Eylül, 2022 09:54 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 1

Hadrianopolis’te Asklepios Kült’ünün izine rastlandı

M.Ö. 1’inci yüzyılda kurulduğu ve M.S. 8’inci yüzyıla kadar yerleşim amacıyla kullanıldığı tahmin edilen Karabük’ün Eskipazar ilçesindeki Hadrianopolis Antik Kenti’nde yapılan çalışmalarda Asklepios Kült’ünün izine rastlandı. "Karadeniz’in Zeugması" olarak adlandırılan Hadrianopolis Antik Kenti’nde antik dönemde "Sağlık Tanrısı" olarak adlandırılan Asklepios’un izine rastlanması, bölgede antik döneme ait bir hastane olduğu tespit edildi. Kazı Başkanı Doç. Dr. Ersin Çelikbaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, 2022 yılı içerisindeki kazı çalışmalarında yer alan çalışmalara kare planlı olarak adlandırdıkları yapının hemen yakınında başladıklarını belirtti. Yapmış oldukları kazı çalışmalarında buranın iç kalenin birimleri olduğunu tespit ettiklerini ifade eden Çelikbaş, "Kazı ilerledikçe yazıtlı bir blok taşı üzerinde devşirme bir malzeme olarak kullanıldığını gördük. Daha sonrasın da bu taşın değişik noktalardan açılmasını sağladık ve üzerinde 3 satır bir yazıt ortaya çıktı. Yazıt Hadrianopolis ve Karadeniz arkeolojisi açısından çok önemli. Çünkü yazıtın üzerinde şöyle bir yazı var. ’Ailios Deiotaros, kurtarıcı Asklepios’a bunu sundu’ diyor. Burada Askleopios’un varlığını daha öncesinde biraz tahmin ediyorduk ama bu yazıtın burada çıkmasıyla Hadrianopolis’te Asklepios Kültü’nün var olduğunu net bir şekilde tespit etmiş olduk" dedi. "Yazıtın ortaya çıkması Asklepios Kült’ünün olduğunu net bir şekilde ortaya koydu" Asklepios’in Hadrianopolis ve Karadeniz arkeolojisi için öneminden bahseden Çelikbaş, "Asklepios antik dönemde sağlık tanrısıdır. Bu kültün olduğu yerlerde genelde şifahaneler yani antik dönemin hastaneleri bulunur. Bunun en güzel örneklerinden biri de Bergama’da yer alır. Bu Karadeniz’de Asklepios Kültü’nün ilk defa tespit edildiğini söyleyebiliriz. Hadrianopolis’in kendi basmış olduğu sikkelerde tanrı Asklepios figürlerini görmüştük. Fakat sikkelerdeki bu genellikle figürler bir yerlerdeki kültün varlığını ifade etmez. Ayrıca bir adak sütunun üzerinde Patera yılanlarını görmüştük. Bununda bir Asklepios ile bağlantılı olacağını düşünmüştük, fakat yazıtın ortaya çıkması Asklepios Kült’ünün olduğunu net bir şekilde ortaya koydu" diye konuştu. Yazıtın neden Hadrianopolis Antik Kenti’nde ortaya çıktığını anlatan Çelikbaş, şunları kaydetti: "Bunun en güçlü argümanı ise Hadrianopolis sınırları içerisinde yer alan Akkaya Termal Su kaynağıdır. Genellikle Askleopios kültleri böyle sıcak su etrafında olur. Hadrianopolis’te termal su kaynağının olması Asklepios Kült’ünün burada olmasındaki en büyük neden olarak karşımıza çıkmaktadır."

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorumlar

  1. Mustafa Karahan

    Bilimle uğraşmazsan tanrı taş eder seni taş…Tarihin,bilimin,kültürlerin,Medeniyetin başladığı topraklarda tersine götürülen bir ülkeyiz.Yerli tohumlarımız bilinçli bir şekilde şu son 20 yılda daha da fazlalaşarak yok edildi.15000 yıllık ata tohumumuz Karakılçık buğday ve domates fideleri vd.Anadoluda her köylünün yaptığı gibi hasat sonrası tohumluk bırakılır onlar bir çıkına sarılıp hatıllara yağmur,güneş görmiyecek şekilde sokuşturulur.Mevsimi gelince uyandırılır ve fidanlıklara ekilir ve bu her yıl bu minvalde devam ederdi.Bu tohumlar yukarda saydıklarım gibi yaşlı bir amcanın damı karıştırırken tesadüfen buldu Seferihisarda.Öyle de yaygınlaştırıldı..Öyle yiyoruz Domatesimizi,Karakılçık buğday ekmeğimizi,biberimizi İzmirde.Bu yerli tohumu kullanmak yasayla bile yasaklanmıştı emperyal haydutlar tarafından yerli işbirlikçiler eliyle..Bu tohumlar bir avuç kör insan eliyle yok edilip hibrit tohumlara ve dışa bağımlı hale geldik.Şu tohumların bulunması dahi başlı başına heyecan verici bir şey.Arkeologların bilimegeçmişşe bugüne köprü olma katkısı para pulla ödenmez.Annelerimizin sabırla işlediği kaneviça,iğne oyaları gibi sabırla işlemeleri gibi ören yerlerine gittikçe ve izledikçe hayranlık duyarım kendilerine.Hepsinin emeklerine,yüreklerine sağlık…Kolay gelsin…

Yeni yorumlara kapalı.

blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Haziran, 2025 12:22 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Amasya’da asker eğlencesinde 39 kişi gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastanelik oldu

Amasya’da asker cümbüşünde yedikleri yemeğin akabinde rahatsızlanan 39 kişi, besin zehirlenmesi kuşkusuyla hastaneye başvurarak tedavi altına alındı.
Edinilen bilgiye nazaran, Hacılar Meydanı Mahallesi’nde bir meskende düzenlenen asker cümbüşüne katılan çok sayıda kişi, verilen yemeğin akabinde rahatsızlandı. Mide ağrısı, bulantı ve kusma şikayetiyle rahatsızlanan bireylerin bir kısmı acil sıhhat takımları tarafından ambulansla Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Sonradan hastaneye gelenlerle sayı 39’a ulaştı.
Rahatsızlanan bireylerin ortasında durumu ağır olan kimsenin bulunmadığı, polis gruplarının cümbüşün yapıldığı yere giderek sunulan yemeklerden incelenmek üzere numune aldığı öğrenildi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorumlar

  1. Mustafa Karahan

    Bilimle uğraşmazsan tanrı taş eder seni taş…Tarihin,bilimin,kültürlerin,Medeniyetin başladığı topraklarda tersine götürülen bir ülkeyiz.Yerli tohumlarımız bilinçli bir şekilde şu son 20 yılda daha da fazlalaşarak yok edildi.15000 yıllık ata tohumumuz Karakılçık buğday ve domates fideleri vd.Anadoluda her köylünün yaptığı gibi hasat sonrası tohumluk bırakılır onlar bir çıkına sarılıp hatıllara yağmur,güneş görmiyecek şekilde sokuşturulur.Mevsimi gelince uyandırılır ve fidanlıklara ekilir ve bu her yıl bu minvalde devam ederdi.Bu tohumlar yukarda saydıklarım gibi yaşlı bir amcanın damı karıştırırken tesadüfen buldu Seferihisarda.Öyle de yaygınlaştırıldı..Öyle yiyoruz Domatesimizi,Karakılçık buğday ekmeğimizi,biberimizi İzmirde.Bu yerli tohumu kullanmak yasayla bile yasaklanmıştı emperyal haydutlar tarafından yerli işbirlikçiler eliyle..Bu tohumlar bir avuç kör insan eliyle yok edilip hibrit tohumlara ve dışa bağımlı hale geldik.Şu tohumların bulunması dahi başlı başına heyecan verici bir şey.Arkeologların bilimegeçmişşe bugüne köprü olma katkısı para pulla ödenmez.Annelerimizin sabırla işlediği kaneviça,iğne oyaları gibi sabırla işlemeleri gibi ören yerlerine gittikçe ve izledikçe hayranlık duyarım kendilerine.Hepsinin emeklerine,yüreklerine sağlık…Kolay gelsin…

Yeni yorumlara kapalı.