blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
04 Ocak, 2024 16:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Grip vakalarındaki artış endişelendiriyor

Son dönemde hastanelere solunum yolu viral enfeksiyon şikayeti ile başvuran hasta sayısında ciddi bir artış olduğu bu artışın yoğun bakımda takip edilen hasta sayısını arttırdığı belirtildi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve pandemi dönemi Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, mevsim itibariyle solunum yolu hastalıklarındaki artışın beklenen bir durum olduğunu ve yaşanan grip salgınının Covid ile birlikte artış gösterdiğini söyledi. Özlü, “Hastalığın artışına bağlı olarak serviste yada yoğun bakımda takip ettiğimiz hasta sayısında bir artış var” dedi.

"Şuan birbirinden farklı çok sayıda virüs dolaşımda"
Toplumda bu sıralar çok yaygın bir şekilde solunum yolu viral enfeksiyon vakalarında artış yaşandığına dikkat çeken Özlü, “Hemen her evde bu tür rahatsızlığı olan çok sayıda hasta var. Asıl olarak çocuklarla başlıyor. Kreşler, ana okulları, ilkokullar özellikle çocuklar arasında çok kolay bulaşıyor. Sonrasında çocuklar eve geliyor evde de büyükler enfekte oluyor ve bu şekilde toplumda yayılmaya devam ediyor. Üst üste enfeksiyonlar yaşanıyor. Biri düzeliyor, aradan 3-5 gün 10-15 gün geçiyor diğer aile ferdi yakalanıyor. Çünkü birbirinden farklı çok sayıda virüs var şuanda dolaşımda. Bunlar bir kısmı grip yani İnfluenza. İnfluenza dışında parainfluenza var, Rhino virüs var RSV, Covid ve Covid dışı diğer korona virüsler var, Adeno virüs var, Human Boca virüsler var. Bunlar şuanda bizde görülen Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı veriler Türkiye’de" şeklinde konuştu.
"Mevsim itibariyle bu tür hastalıkların artışı beklenen bir durum ama Covid’te bunlarla beraber şu anda görülüyor" diyen Özlü "Hastalığın artışına bağlı olarak da bizim serviste ya da yoğun bakımda takip ettiğimiz hasta sayısında bir artış var. Daha önceki yıllarda da bildiğimiz gibi bu artışlar beklenen bir durum öngörülmeyen bir durum yok çok, anormal bir durum yok. Genel itibariyle bu tür hastalıklar gençlerde sağlıklı kişilerde çok sorun olmayabiliyor ayakta genelde atlatılıyor 3-5 gün istirahatle geçiyor. Yaşlılarda kronik hastalığı olanlarda bağışıklık sistemi baskılanmış olanlarda bazen bebeklerde ağır seyredebiliyor. Hastane yatışlarına neden olabiliyor. Yoğun bakım yatışları da gerektirebiliyor. Onun için risk grubundaki kişilerin dikkatli olması lazım. En önemlisi bu konuda yapılması gereken hasta kişilerin topluma karışmaması çocukların hasta olduğunda okula gönderilmemesi. Çünkü çocuk okula gittiğinde kendisi çok ağır hasta olmayabilir. Genel durumu iyi olabilir ama diğer arkadaşlarına bulaştırabiliyor. Eve götürdüğü zaman evde babası annesi, ninesi, dedesi onlara bulaştırabiliyor. O bakımdan hasta çocukların okula gitmemesi hasta erişkinlerin de mümkünse evde bir hafta istirahat etmeleri, bulaşmayı engellemek için en fazla yapılması gereken şey. ’İşim var işe gitmek zorundayım’ derseniz o zaman da maske kullanmanız lazım. Hasta olan kişilerin maske kullanması çok önemli topluma bulaştırmamak açısından çok önemli” ifadelerini kullandı.

Grip aşısı şimdi de yapılabilir
Grip aşısı yaptırmayan riskli grupların aşısını şimdi de yaptırabileceğini kaydeden Özlü, “Özellikle risk gruplarında grip aşısının yapılmış olması gerekiyor yapılmamışsa halen yapılabilir. Yapıldıktan sonra 15 gün içinde aşı yeterli koruyuculuğa ulaşıyor. Önümüzde daha Ocak, Şubat ayı belki Mart ayında da bu enfeksiyonlar devam edecek öyle gözüküyor. Onun için şimdi de yapılabilir geç kalınmış olsa da yapılabilir. Kalabalıklara iyi havalandırılmayan alanlara çok girmemek lazım mümkün olduğu kadar. El hijyeni önemli çünkü elle bulaşıyor bu. Elimizi temas ettiriyoruz, oradan ağzımıza, burnumuza temas ettirince kendi kendimize enfekte ediyoruz” diye konuştu.

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?
blank
İlyas Erbay tarafından
22 Aralık, 2024 14:39 tarihinde yayınlandı
A+ A-

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?

Ülkemiz küresel, fırsatçı vampirler tarafından sömürüldüğü sürece, ekonomide düzelme beklemek saflık olur. Sadece küresel vampirler değil, kanımızı emen, aç gözlü aşağılık vampirlerden kendi içimizde de var. Hem içeriden hemde dışarıdan sürekli sömürülüyoruz. Ne pahasına olursa olsun bu sömürü düzeninden kurtulmak zorundayız. Ülkenin bu sarmaldan bir an evvel çıkması gerekiyor.

Değerli okuyucularım, ülkemizin küresel para baronları ve büyük sermaye sahipleri tarafından yıllardır nasıl sömürüldüğünü 2 yıl önce kaleme aldığım bir makalemde o günün rakamlarıyla basitçe anlatmıştım. Şimdi, güncel rakamlarla, herkesin anlayabileceği bir şekilde bir kez daha bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Konunun daha iyi anlaşılması için, öncelikle, şu iki soruyu tekrar soralım.

1.) Bu kadar büyük parayı, daha doğrusu vurgunu dünyanın hangi ülkesinde yapabilir siniz?

2.) Bu para kimden çıkıyor?

Dolar düşüyor, ekonomi uçuyor! Dolar yükseliyor, ekonomi batıyor!
Öyle mi acaba? Buyrun bakalım! Yükselse de, düşse de birileri sürekli kazanıyor, kaybeden hep ülkemiz!

Düşük kur, yüksek faiz/Yüksek kur, düşük faiz! Yıllardır bu ikisi arasında gidip geliyoruz. Birilerinin işine gelen de işte bu!
Her ikisinin de düşük olması için üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmak gerekiyor. Bu dalgalanma devam ettiği sürece güçlü bir ekonomiden söz edemezsiniz.

İçimizdeki ve dışarıdaki para baronları sürekli pusudalar. Bekledikleri fırsat ortamı; doların tavan yapmasıyla yine oluşmaya başladı. Eee, ne demişler? “Bekleyen derviş muradına erermiş”
1 dolar şu anda 35 ₺ Muhtemelen, harekete geçmek için biraz daha yükselmesini bekleyecekler. Aslında beklemelerine de gerek yok. 35₺ iyi bir rakam.

Biz doların 40₺ TL. olduğunu varsayalım. 100 milyon doları olan bir küresel yatırımcıyı örnek alalım. ( bu içimizdeki para babalarından biri de olabilir) Bunlar bu gün itibariyle, dolarlarını bozdurduklarında, karşılığında; 100 milyon dolar x 40=4 milyar TL elde edecekler. Malûm, şu anda TL mevduat faizleri % 50 seviyelerinde. Bizim yatırımcı, daha doğrusu fırsatçı vampir 100 milyon dolarını bozdurarak aldığı 4 milyar lirayı % 50 den, TL. mevduat faizine bağladığında, 6 ay sonra 1 milyar TL. faiz geliri elde edecek ve parası 5 milyar TL. olacak. Oyununun 2. perdesi işte tamda burada başlıyor. 5 milyar TL yi tekrar dolara çevirip karşılığında 125 milyon dolar alacak. Yani 100 milyon doları 6 ayda 125 milyon dolar olacak. 100 milyon doları kendi ülkesinde faize koysaydı, 6 aydaki getiri 2 milyon dolar civarında olacaktı.
Bizde ne oldu? 25 milyon dolar.
Belki farkettiniz. 6 aylık sürede doları TL karşısında sabit tuttum. Biraz yükseldiğini, 45 ₺ olduğunu varsaysak bile arada uçurum var! 100 milyon doları olmayan biri de ülkesinde %4 -%5 faizle bu parayı temin edip bu büyük fırsattan yararlanabilir. Ülkemizdeki elde ettiği 125 milyon dolardan çektiği kredinin 6 aylık faizi olan 2 milyon doları ve ana parayı aldığı bankaya ödediğinde, cebine en az 22-23 milyon dolar kalır ki, 6 ayda çok büyük getiri.

Ülkemizdeki bu fırsat ortamı küresel para baronlarının iştahını kabarttığı için, zaman zaman hızlı bir şekilde ülkeye çok yüksek miktarda sıcak para girişi oluyor. Ekonomide, sıcak paraya bağlı, suni, geçici bir canlanma hemen kendini gösteriyor. Yalaka basın her zaman olduğu gibi yine “Ekonomide bahar havası” manşetleri atıyor.

100 milyon dolara dünyanın neresinde; bu kadar kolay, bu kadar kısa sürede, 25 milyon dolar getiri elde edebilirsiniz? Böylesine büyük bir vurgunu yapabileceğiniz tek bir ülke var. TÜRKİYE
Örneği 100 milyon dolar üzerinden verdim. Aslında rakam korkunç boyutlarda.

Bu faiz kur oyunu; yıllardır bu şekilde oynanıyor. Küresel para baronları ile birlikte içimizdeki para babaları sürekli kanımızı emiyor. Olan zavallı Türk halkına oluyor! Zaman zaman notlar alırım. Arşivlerime baktım. Aynı oyun; 2020 yılında da oynanmış. doların tavan yaptığı Kasım 2020 de. 1 $ = 8.567₺ yi görmüş. O zamanda bu küresel vampirler ülkemize çökmüşler. 4 ay sonra dolar 6.95 TL ye düş(ürül)müş. Ülkenin milyarlarca doları yine bunların cebine akmış!

Bu şekilde gelen yabancı sermayenin faydadan çok zararı vardır. Yabancı sermayeyi, yatırım amaçlı, istihdam yaratacak şekilde çekebilirsek ancak o zaman ülkeye bir faydası olur.

İşin özeti şu; bu bir kısır döngü. dolar yakında tekrar düşecek, sonra tekrar yükselecek. Faiz / kur karşılıklı oyna(tıl)maya devam edecek. Küresel vampirler ( içimizdeki para babası vampirler de dahil ) kanımızı emmeye devam edecekler. Tam bir win win durumu ! Şimdi yukarıda sorduğum iki soruyu tekrar okuyun ve yanıt verin. Bunu hangi akıl, vicdan kaldırabilir? Bu ülkenin bir vatandaşı olarak bunu hazmedemiyorum, öfke doluyum. Ülkemizin sömürülmesine neden olan, bu fırsat ortamını yaratan; küresel oyun kuruculara ve içimizdeki işbirlikçilerine söyleyecek söz bulamıyorum!

Ekonomist değilim, bunları görmek için ekonomist olmaya da gerek yok. Haddim olmayarak alanlarına girdim kusuruma bakmasınlar!
Aslında, biraz sorgulamak, araştırmak yeterli. Araştırmadan, sorgulamadan ekonomi iyi, dolar düşüyor. Aaa dolar yükseliyor batıyoruz diye düşünenlere; ülkemizin nasıl sömürüldüğünü umarım anlatabilmişimdir.

Mehmet gider, Ahmet gelir. Hafize gider, Pakize gelir, bu döngü bitmez! Bu acımasız kısır döngüden, bu girdaptan kurtulmanın tek bir yolu var. ÜRETMEK. Aksi halde kurtlar sofrasında yem olmaya devam ederiz.

İlyas Erbay

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.