Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
15 Eylül, 2024 12:07 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Fındık dalı onun ellerinde sanata dönüşüyor

Düzce’de dedesinden miras kalan sepet örme sanatını yaşatan ve "Somut Olmayan Kültür Mirası Taşıyıcısı" olarak belirlenen Recep Erbay, fındık ağacı dallarından birbirinden güzel sepetler örüyor.
Trabzon’da dedesinden babasına, babasından da kendisine miras kalan sepet örme sanatını öğrenen Recep Erbay, bu zanaatı Düzce’de yaşatmaya devam ediyor. Küçük yaşta babasının yanında başladığı bu zorlu işi yıllar içinde ustalıkla ilerleten ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Somut Olmayan Kültür Mirası Taşıyıcısı" olarak belirlenen Erbay, sepetleri çeşitlendirerek dekoratif amaçlı kullanıma uygun hale getirdi. Bugün, geçmişin zaruri ihtiyacı olan sepetler, onun ellerinde hobi olarak kullanılan sanat eserlerine dönüştü.
Mesleğini çok sevdiğini söyleyen Recep Erbay, "Dededen, babadan kalan bir meslek. Sepet örme işine küçükken babamın yanında öğrendim. Bu yaşıma geldim ve mesleğimi ilerlettim. Sepet örmek çok zor bir iş ama benim için artık zor değil. Ben bu mesleği sevdim. Severek yaptığım için bugüne kadar çok sepet ördüm ve değişiklikler yaptım. Sepetleri çeşitlendirdim. Şu ana kadar soğan, patates, sarımsak, balkon, çamaşır, saksılık ve vazo gibi sepetler yaptım. Önceden fındık veya elma toplanan sepetlerden daha dekoratif sepetlere geçiş yaptık diyebiliriz. Günümüzde artık böyle bir sepet kalmayınca bende sistem değişikliği yaptım" dedi.
Eski zamanlarda çok sık kullanılan sepetlerin artık zaruri bir ihtiyaç olmadığını belirten Erbay, "Sepeti alanlar artık hobi olarak alıyor. Bence zaruri bir ihtiyaç değil ama görünümü güzel olduğu için alıp kullananlar var" diye konuştu.

"Sepetlerimi fındık ağacından yapıyorum"
Erbay, sepetlerini fındık ağacı dallarından yaptığını ifade ederek, "Babamdan öğrendiğim gibi yapıyorum. Fındık ağacı bol olduğu için fındıktan devam ediyoruz ve sepetler daha da güzel oluyor" şeklinde konuştu.
2 yıl önce Somut Olmayan Kültür Mirası Taşıyıcısı olarak belirlenen Erbay, "Düzce’de halk eğitiminin bir sergisinde stant açmıştım. Turizm Müdürlüğünden gelip bu sepeti neyden yaptığımı sordular. Fındık ağacından yaptığımı söyleyince bana kartlarını verdiler. Daha sonra yanlarına gittim ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sanatçı kimliği için başvurdum. Ankara’da sınavlara girdim ve 5-6 ay sonra kartım geldi. Almanya ve İstanbul’daki fuarlara katıldım, birçok bölgede fuarlara katılmaya devam ediyorum" ifadelerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Haziran, 2025 00:37 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Vali Arslan’dan Kızılay için ilginç benzetme

Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Kızılay’ın kuruluş yıl dönümünü nedeniyle yayımladığı kutlama bildirisinde, Kzılay’ı, çaresizliğin üzerine doğan bir sabah güneşine benzetti.
Vali Nırtaç Arslan, Türk Kızılay’ın 157. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yayımladığı iletide, Türk Kızılay’ının Türk milletinin yardımseverlik ve dayanışma hislerinin kurumsal bir temsili olduğunu söz etti. Arslan iletisinde, "1868 yılında ’Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti’ ismiyle kurulan Türk Kızılay’ı, yalnızca bir yardım kuruluşu değil, tıpkı vakitte milletimizin sıkıntı zamanlardaki teminatı, umutların sönmeye yüz tuttuğu anda yanan bir ışıktır. Çalışanların emeğiyle, gönüllülerin vicdanıyla ve halkımızın takviyesiyle büyüyen Türk Kızılay’ı afetlerde birinci alana inen, kan bağışında hayat kurtaran, yetimlere yuva olan, fakirlere aş olan bir hayır kervanıdır. Kızılay’ın kırmızı hilali, sadece bir amblem değil, adeta çaresizliğin üstüne doğan bir sabah güneşidir" sözlerine yer verdi.

"Türk Kızılay’ı gurur kaynağımızdır"
Kızılay’ın, yaşanan afetlerde beşere ve canlıya yardım eli olduğunu da hatırlatan Vali Arslan, "Depremlerde, yangınlarda, sel felaketlerinde, salgın hastalıklarda, her türlü zorlukta halkımızın yanında olan ve sırf ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında mazlumlara el uzatan Türk Kızılay’ı, gönüllülük ruhuyla hareket eden binlerce çalışanı ile gurur kaynağımızdır.
Bugün, Kızılay’ın yalnızca geçmişine değil, geleceğine de sahip çıkma günüdür. Daima birlikte el vererek, bu uygunluk zincirine yeni halkalar eklemek; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve insanlığı yüceltmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu his ve fikirlerle, Türk Kızılay’ının 157. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyor; insanlığa umut olan Kızılay neferleri ile takviyesini esirgemeyen tüm kişi, kurum ve kuruluşlara gönülden teşekkür ediyor, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum" tabirlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin