Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
18 Kasım, 2024 23:12 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Erdoğan: “Gazze’de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre ‘felaket’ düzeyine ulaşmıştır”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gazze'de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre 'felaket' düzeyine ulaşmıştır" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brezilya'daki G20 Liderler Zirvesi kapsamında "Sosyal Kapsayıcılık ile Açlık ve Yoksullukla Mücadele" oturumunda konuştu. Her 10 kişiden birinin açlıkla mücadele ettiği dünyada Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 9 yıl önce kabul edilen "2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine" ulaşma yolundaki gayretlerin henüz beklenen neticeleri veremediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dünyanın neresinde bir ihtiyaç sahibi varsa imkânları dâhilinde yardıma koşmayı görev bilen bir geleneğin temsilcisi olduğunu hatırlattı. "Komşusu açken tok yatmamayı" kendisine şiar edinen milletin 2015'ten bu yana milli gelirinin yaklaşık yüzde 1'ini insani yardımlara ayırarak "dünyanın en hamiyetperver ülkeleri" arasında yer aldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya dönem başkanlığının "Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifak" kurma seferberliğini sadece stratejik bir girişim değil, ahlaki bir sorumluluk olarak da gördüklerini dile getirdi.

“Gazze nüfusunun yüzde 96'sı, diğer bir ifadeyle 2 milyondan fazla insan sağlıklı gıda ve suya erişemiyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün bir yandan bu küresel ittifakı kurarken, diğer yandan da Gazze başta olmak üzere Orta Doğu, Afrika ve Asya'daki çatışmalarda hayatları altüst olan sivillerin kaderleriyle baş başa bırakılmaması gerektiğinin altını çizerek, "Özellikle Gazze'de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre 'felaket' düzeyine ulaşmıştır. Gazze nüfusunun yüzde 96'sı, diğer bir ifadeyle 2 milyondan fazla insan sağlıklı gıda ve suya erişemiyor. Artan saldırılar ve yaklaşan kış mevsimiyle Gazze halkının şartları günden güne kötüleşiyor. Türkiye olarak bölgeye 86 bin tondan fazla yardımda bulunduk, Lübnan'a yardımlarımız ise bin 300 tonu aştı. Gazze'de yaşanan insani felaket karşısında bir kez daha derhal ve kalıcı ateşkesin sağlanması çağrısında bulunuyorum” dedi.

"'Sıfır Atık Projesi' küresel düzeyde bir hareket haline geldi"

Sosyal devlet vasfının bir gereği olarak yoksullukla mücadelede ve sosyal güvenlik ağını geliştirmede önemli adımlar attıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışıyla sosyal güvenlik sistemini baştan sona yeniden dönüştürüp, yoksul kesimi büyük ölçüde koruma altına aldıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dünyanın en kuşatıcı ve kapsayıcı sosyal güvenlik sistemlerinden birine sahip olduğunu vurgulayarak, "Farklı sosyal destek programlarımızla ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza sahip çıkıyoruz. Hedefimiz, tek bir yoksul insanımızın kalmamasıdır. Bunu sağlayana kadar çalışmalarımızı devam ettireceğiz" dedi.

Ayrıca çeşitli gıda güvenliği girişimlerinde aktif rol oynamayı insani dış politikanın önemli bir unsuru olarak gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Karadeniz Tahıl Koridoru Girişimi"nin küresel gıda fiyatlarının hızla artmasını önlediğini, kıtlık riskini azaltmaya katkıda bulunduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2015 G20 dönem başkanlığı sırasında geliştirip onaya sundukları "G20 Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Eylem Planı"nın birçok hükümete çalışmalarında rehberlik ettiğine işaret ederek, "Çevre kirliliğini önlemek ve tasarruf kültürünü yaymak amacıyla başlattığımız 'Sıfır Atık Projesi' ise kısa sürede küresel düzeyde bir hareket haline geldi. 30 Mart günü Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edildi. Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifakı'n gıda israfının azaltılmasını ve sıfır atık girişimini öncelikleri arasına dâhil etmesi gerektiğine inanıyorum. Sözlerime son verirken, her çocuğun, her gencin ve her yaşlının yeterli ve sağlıklı gıdaya erişebildiği bir dünya için Türkiye'nin iş birliğine her zaman hazır olduğunu vurgulamak istiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca G20 liderleri aile fotoğrafı çekimine katıldı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
14 Ekim, 2025 00:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Coğrafi işaretli Tosya pirincinde susuzluk sebebiyle istenilen rekolteye ulaşılamadı

Kastamonu’nun Tosya ilçesinde hasadı devam eden coğrafik işaretli çeltikte sulama sorunları sebebiyle rekolte yüzde 40 oranında düştü. İlçede yetiştirilen coğrafik işaretli "Sarıkılçık" tipi pirincin ekildiği alan ise 5 bin dekardan bin 500 dekara kadar geriledi.
Türkiye’de ’pirinç’ denilince birinci akla gelen ilçeler ortasında yer alan Kastamonu’nun Tosya ilçesinde çeltiğin hasadına devam ediliyor. İlçenin iktisat lokomotifi olan coğrafik işaret tescil evraklı "Sarıkılçık"ın da hasadı sürüyor. Türkiye’nin birinci çeltik fabrikasının kurulduğu ilçede coğrafik işaret tescilli sarıkılçık pirincinin yanı sıra, "Osmancık", "Efe" ve "Yatkın" çeşitlerindeki çeltikler de yetiştiriliyor. Çiftçiler tarafından biçerdöverlerle hasat edilen çeltik, güneş altında kurutuluyor. Daha sonra fabrikalara satılan çeltikler işlenerek Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. İlçede yaklaşık 10 bin dekar alanda çeltik yetiştirilirken, yüzde 18 şeker oranı bakımından coğrafik işaretli eser olarak kabul edilen Tosya sarıkılçık pirinci büyük ilgi görüyor. 5 yıl evvel ilçede 5 bin dekar alanda ekimi yapılan sarıkılçık pirincinin kuraklık ve sulama problemleri sebebiyle ekim alanı bin 500 dekara kadar düştü. İlçede çiftçilik yapan vatandaşlar, sulama sıkıntıları sebebiyle randımanın yüzde 40 oranında düştüğünü lisana getirdi.

"Susuzluk sebebiyle sarıkılçıkın rekoltesi çok fazla düştü"
Tosya’ya bağlı Ortalıca köyünde çeltik yetiştiriciliği yapan Muhtar Salih Uysal, "Çapasıydı, keşanıydı, gübresiydi, ilacıydı derken hasat vaktine kadar geldik. Şu anda çeltik hasadımızı yapıyoruz. Bizim köyümüzde başka köylere göre randıman biraz daha düzgün. Zira buradaki karasular bizleri biraz besledi. Suda çok kahır yaşadık. Biz de yeri geldi sırayla suladık, tarlanın bir tarafını kesip öteki tarafına su verdik. Şu anda hasadını yapıyoruz, bundan sonra biçip, çeltiği traktörlere koyup harmanda kurutmaya bırakacağız. Çeltiği fazla olanlar ise fabrikada kurutuyor. Olağanda çeltik için bu suyun daima akması gerekiyor. Yani çeltik tarlasının tabanı susuz olmaz. Çeltik suyla yetiştiği için daima sulama istiyor. Bu da çeltik randımanlarında illa ki ister istemez düşüşe etken bir neden. Devrez Çayı’ndan gelen suyla bir kısmını 5 gün, öbür kısmına 5 gün suladık. Bu da çeltiğin sulamasındaki rolü, verimlerdeki düşüşün rolüdür. Natürel biz de Ortalıca köyü olarak karasularıyla bizler biraz yönetim ettik lakin Zincirlikuyu, Çaykapı, Çakal, Kurtçular, Sofular, Dedem köyü, Üst Suluca, Akbük üzere çeltik ekimi yapan bütün köyler bu sene susuzluktan birden fazla kuruttu tarlasını, randımanı bırak ve yani hiç biçerdöver girmeyen tarlaları var. Şu an oradaki arkadaşların yani sulara hiç yok, kesildi, olan da mesela sarıkılçık dekoltesi çok düştü. Niçin düştü bu susuzluktan düştü. Bu da fiyatlarına illaki yansıdı. Bugün bir sarıkılçığın fiyatı 200 TL’den en düşüğü satılıyor" dedi.
1960 yılından itibaren çeltik üretimi yaptığını söyleyen Mehmet İpek ise, "Daha evvel ırmaklarda yaptık, artık de emekli olduk, buralardayız. Burada çeltik çekiyoruz traktörlerle artık. Bu yıl çeltik hasadı başladı. Geçtiğimiz yıllarda dönüm başına randıman bin tonu geçiyordu maşallah lakin bu yıl biz, Ortalıca köyünde dönüm başına 700 kilogram civarında çeltik alabildik" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin