blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
24 Eylül, 2024 04:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

En sık belirtisi unutkanlık

DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Burcu Polat, “Türkiye artık genç bir ülke değil. Alzheimer hastalığının 65 yaş üzerinde görülme oranı yüzde 5’lerde iken, 90’lı yaşlarda bu yüzde 40’lara çıkmaktadır.
Alzheimer hastalığının bir bunama (demans) sendromu olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Doç. Dr. Burcu Polat, “Beyinde sinsi bir şekilde başlar ve başta bellek fonksiyonları olmak üzere birçok kognitif (bilişsel) fonksiyonda ilerleyici kayıplara yol açar. Alzheimer hastalığı, en sık görülen bunama tipidir ve tüm demansların yaklaşık yüzde 60-70’ini oluşturur. Beyinde bazı maddelerin birikmesi sonucunda, sinir hücreleri arası bağlantıların giderek tahrip olması ile karakterizedir. Zamanla sinir hücreleri fonksiyonunu tamamen kaybeder ve beyinde küçülme meydana gelir. Bu sürecin, belirtileri ortaya çıkmadan 15-20 yıl kadar önce başladığı bilinmektedir” dedi.
Unutkanlığın Alzheimer hastalığının en sık bilinen belirtisi olduğunu ifade eden Polat, konuşma bozukluğu, davranış ve muhakeme sorunları gibi başka belirtilerin de gözlendiğini söyledi. Her unutkanlığın bunama olarak adlandırılmaması gerektiğini vurgulayan Polat, unutkanlıklara bunama denilebilmesi için hastaların günlük yaşam faaliyetlerini etkileyecek veya bozacak düzeyde şiddetli olmalı gerektiğini dile getirdi.

Erken teşhisin önemi
Erken teşhisin de önemine değinen Burcu Polat, “Günümüzde bazı maddelerin kanda izini sürerek Alzheimer hastalığı hakkında bazı öngörüler kazanmış bulunmaktayız. Ancak bu henüz çok yeni bir gelişme ve ilerleyen çalışmalarla desteklenmesi gerekli. Amaçlanan şey parmak ucundan alınan kan ile doğru tahmin ve takipleri yapabilmek. Bu açıdan umut verici bir döneme girdik diyebiliriz.
Erken teşhis ile hasta ve yakınlarına doğru tıbbi yaklaşımın sağlanması ve ayrıca ortaya çıkabilecek yasal süreçleri yönetmek açısından yardım edilmesi mümkün olabilir. Şu an için Alzheimer hastalığının çok erken dönemlerinde yakalanan vakalarda ilerleme yavaşlatılabiliyor. Ancak hastalığın tamamen yok edilmesi mümkün gözükmemektedir” şeklinde konuştu.

Genetik yatkınlık
Genetik yatkınlığın önemli olduğunu ancak tek başına nadiren bir sebep olabileceğini dile getiren Polat, “Yaşlanmanın kendisi (özellikle 65 yaş üstü grup) bunama için başlıca önemli bir risk faktörüdür. Ülkemizdeki verilere göre yaşlı nüfus oranı 2023 itibariyle yüzde 10.2’dir. Yani Türkiye artık genç bir ülke değil. Alzheimer hastalığının 65 yaş üzerinde görülme oranı yüzde 5’lerde iken, 90’lı yaşlarda bu yüzde 40’lara çıkmaktadır. Diğer risk faktörleri ise; düşük eğitim seviyesi, hipertansiyon, diyabet, işitme bozuklukları, obezite, sigara, depresyon, fiziksel inaktivite, zayıf sosyal ilişkiler, hava kirliliği, aşırı alkol tüketimi ve kafa travmasıdır. Ülkemizde sosyoekonomik hayatın ve sağlık politikalarının bu verilere göre şekillenmesi gereklidir” dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
22 Ağustos, 2025 12:07 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Amasyalı çiftçiden aç kalan tilkilere pasta, kirpilere fıstık

Amasya’da bir çiftçi, aç kaldıkları için her akşam konutunun bahçesine kadar gelen tilkileri ve kirpileri elleriyle besliyor. Çiftçi Ömer Sarı, dostluk kurduğu iki tilkiye pasta, kirpilere ise fıstık yediriyor.
Büyük Kızılca köyünde çiftçilik yaparak geçimini sağlayan evli ve 2 çocuk babası Ömer Sarı, tarladan dönüşte müsabakası üzerine ekmeğini bölüp vermesi sonrasında peşinden konutuna kadar gelen tilkiyi beslemeye başladı. Sonraki hafta bahçeye gelen tilki sayısı 2 oldu. Onları kirpilerde takip etti. 55 yaşındaki Sarı, artık 2 tilki ve çok sayıda kirpiyi her akşam besliyor.

Tilkilere pasta, kirpilere fıstık
Kuraklığın tesirli olduğu bu devirlerde dağda yeteri kadar beslenemediklerini düşündüğü tilkilerin aç kaldıkları için yerleşim yerlerine geldiklerini anlatan Sarı, "Dostluk kurduğum iki tilkiye pasta, kek, peynir, kirpilere ise fıstık yediriyorum" dedi.
Kendisine alıştıkları için yakınlaştığı tilkilerle selfie bile yaptığına değinen Ömer Sarı, "Artık ekmek yemekten bıktılar. Artık bu türlü yönetim ediyoruz. Tabiattaki canlıların da yaşama hakkı var. Onların ömür alanlarını daraltmayalım. Onlara ziyan vermeyip sevmeliyiz" dedi.

"Tavuklarım olsa tilkilerin çalmasını isterim"
Tilkilerin çoklukla tavuk çalmalarıyla tanındığını anlatan hassas çiftçi, "Şimdi tavuk besleyenlerin kümesleri çok korunaklı. Onun için tilkiler tavuk da çalamıyor. Benim tavuklarım olsa tilkilerin çalmasını isterim. Bu duruma sevinirim" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin