Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

EKMEĞİMİZLE OYNAMAYIN !

Manşet Yayın: 30.08.2023 11:02
EKMEĞİMİZLE  OYNAMAYIN !

Yediğimiz, içtiğimiz birçok şeyde insan sağlığına zararlı katkı maddeleri var.

Birilerinin bizi bilerek ve isteyerek zehirlediğini düşünüyorum. Büyük bir çoğunluğun da benimle aynı düşüncede olduğu kanaatindeyim.

 

Geçtiğimiz hafta, AktüelAda gazetesinde yer alan, “Göz göre göre zehirleniyoruz” başlıklı yazımda; sebze ve meyvelerdeki aşırı kimyasal kullanımına dikkat çekmiştim. Tarımda bilinçsizce kullanılan pestisit çeşitlerini ve insan sağlığına zararlarını anlatmıştım.

 

Bu yazımda, sizlere undaki katkı maddelerinden söz edeceğim.Un’da onlarca katkı maddesi var. Bunların neredeyse tamamının sağlığımızı ciddi şekilde tehdit ettiği iddia ediliyor.

Bu katkı maddelerinin tamamını yazmaya kalksam sayfam yetmez. En bilindik bir kaçını anlatmak istiyorum. Bu konu beni uzun süredir rahatsız ediyor. Geçtiğimiz yıllarda, yakın çevremdeki un fabrikalarını dolaşmıştım. Un çuvallarının üzerindeki etiketleri inceledim.

c4bbd076 132e 44b4 9223 3e30cec5d484 e1693382408903

Çalışanlarla konuştum. İnternet ortamında konuyu elimden geldiğince araştırdım.

İnanın, insanın gördükleri ve duydukları karşısında kanı donuyor, nutku tutuluyor.

Bu konuda çok şeyler yazıldı çizildi. İddiaların ne kadarı doğru bilemem.

 

Ülkemizde, gluten, çölyak, diyabet, her türlü otoimmün hastalıkları, obezite, diyabet, alzheimer, demans,dikkat eksikliği vb. nörolojik hastalar ve romatizmal hastalıklardaki anormal artışı göz önüne aldığımızda; kaygılanmamak mümkün değil.

 

Kanserojen olduğu gerekçesiyle AB ülkelerinde kullanımı yasak olan ve unda beyazlamayı sağlayan benzol peroksit

Potasyum bromat, azodikarbonomit ve klorindioksit isimli katkı maddeleri; AB üyesi ülkeler ve ABD’de yasaklandığını basından takip ettiğimiz kadarıyla biliyoruz. Peki bu zararlı katkı  maddeleri bizde kullanılıyor mu? Ben açıkçası emin değilim.

Yapılan deneylerde potasyum bromatın ”kanserojen” olduğu kanıtlanmış. Buna rağmen kullanılmaya devam ediliyor mu acaba?

 

Undaki katkı maddelerinin en ilginci ve en mide bulandıranı

E 910, E 920 veya E 921 olarak kodlanan ve diğer adı L-Sistein (inglizce: L-cysteine) olan madde,

Bu madde, hamurun çabuk açılmasını ve kolay işlenmesini sağlıyormuş. En çok yufkalık unlarda elastikiyet kazandırmak ve açarken yırtılmaları engellemek amacıyla kullanılılıyormuş. Hamurun kalitesini ve esnekliğini artırdığı söyleniyor. TV lerde görmüşsünüzdür. Adam elinde hamuru döndürerek show yapıyor. Hamur bir türlü kopmuyor, inceldikce inceliyor. En iyi baklava da bundan yapılıyormuş. Sen tarlandaki buğdayından elde ettiğin katkısız hamuru böyle açabilir misin?. Mümkün değil. Çünkü içinde L-Sistein yok!

L sistein’in en büyük üreticisi Çin. Almanya ve Japonya’da da üretiliyor. Genellikle berberlerden toplanan insan saçı ve domuz kıllarından üretilen L-sistein’in ayrıca kaz-ördek tüyleri ve boynuzdan da üretildiği iddia ediliyor.

Yetkililer bu maddenin (L-Sistein) Türkiye’de kesinlikle kullanılmadığını söylüyor.

İnanıp, inanmamak size kalmış!

03f8eb4f a253 4e00 9606 3c6deb55ca36 e1693382467159

 

1948 yılına kadar Ekmeğimiz esmerdi. Maya, ekşi maya olarak evde üretilirdi, organikti, doğaldı. Sofrada doyduğumuzu bilirdik.

 

Yaşı yetenler hatırlayacaktır. DP’nin iktidar vaadi 10’dan fazla katkı maddesi konan endüstriyel beyaz undan yapılan “Beyaz Ekmek”ti. Dalkavuk medya, beyaz ekmeği “kalite”, zenginlik ve refah göstergesi olarak sundu. Halk, beyaz ekmek yedikçe, acıktı. Acıktıkça, beyaz ekmek yedi. “Ekmeksiz doymuyorum” haline getirildi. Tıka basa yemenin sonucu sağlığımız bozuldu. Şeker olduk, astım olduk, alerji olduk ve hastalıklar ardı ardına sıralanmaya başladı.

 

Dünya ortalamasının beş katı ekmek tüketiyoruz. Dünyada çöpe en fazla ekmek atan ülkeyiz. Çünkü beyaz ekmek dünyanın en çabuk bozulan ekmeğidir.

Avrupa ülkeleri Beyaz Ekmek yemeyi bıraktı. Ne yazık ki, biz bir türlü bırakamadık.

 

Beyaz ekmek ile Tam Buğday ekmeği arasındaki farkı daha yeni anlamaya başladık… Hastalıklardan korunmak için ilaçlara değil sağlıklı besinlere sarılmamız gerekiyor.

 

Tüketici parasını neye verdiğini bilmeli. Yerli ata tohumu ile geleneksel tarım ile üretilmiş , GDO’suz , kimyasal ilaç ve gübre olmayan, kimyasal katkı maddesi içermeyen” gıda talep etmeliyiz. Ata tohumu ile üretim yapan çiftçiler devlet tarafından desteklenmeli.

 

Bu yazımı toplumsal bir farkındalık yaratmak düşüncesiyle kaleme aldım.

Vatandaşın sağlığını korumak adına; devletimiz denetim mekanizmalarını umarım daha iyi işletir.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

4 kişinin yaralandığı kazada sürücü 257 promil alkollü çıktı

Gündem Yayın: 20.05.2024 00:48
İhlas Haber Ajansı
4 kişinin yaralandığı kazada sürücü 257 promil alkollü çıktı

Karabük’te iki otomobilin çarpışması sonucu 4 kişi yaralanırken sürücülerden biri 257 promil alkollü çıktı.

Kaza, Kapullu Küpler-5000 Evler arası bağlantı yolunda meydana geldi. V.A. yönetimindeki 74 AAF 209 plakalı otomobil karşı istikametten gelen İ.T. idaresindeki 78 AE 863 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada sürücülerden V.A. ve yanındaki M.K. ile diğer otomobildeki yolcular T.T. ve F.T. yaralandı. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine polis, itfaiye ve 112 Acil Servis ekipleri sevk edildi.

Araçta sıkışan yaralılar itfaiye ekiplerinin yardımıyla çıkarılırken sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.

Tedavi altına alınan yaralıların hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenilirken yapılan kontrollerde sürücü V.A.’nın 257 promil alkollü olduğu belirlendi.

Paylaş: