Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Şubat, 2024 16:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Dondurucu soğukta yapımı saatlerce süren ’tel helvası’ dakikalar içinde tüketiliyor

Bayburt’a özgü, soğuk kış günlerinin vazgeçilmez lezzeti olan tel helvası için vatandaşlar havaların soğumasını, karın yağmasını dört gözle bekliyor. Yöresel lezzet için kar, kış, boran demeden bir araya gelen köy sakinleri; türküler ve maniler eşliğinde asırlık gelenek olan tel helvası çekimini yapıyor. Eksi 25 dereceyi bulan havada, bin bir zahmetle saatlerce yapılan tel helvası dakikalar içinde tüketiliyor.
Bayburt’a 42 kilometre uzaklıkta bulunan Başçımağıl köyü sakinleri asırlık gelenek için toplandı. Dondurucu soğuğa aldırış etmeyen köy sakinleri, yöresel lezzet için bir araya gelerek keyifli vakit geçirdi. Yıllardır tel helvası için köyde organizasyon yapan köy sakinlerinden Tunay Mutlu, geleneği unutturmamak için elinden geleni yapıyor. Mutlu, yöresel lezzetin tescillenmesi için de yetkililere seslendi.
Un, yağ, şeker ve limon suyundan elde edilen tel helvası yapımında ilk önce su ve şeker saatlerce soba üzerinde kaynatılıyor. Daha sonra limon suyu kaynayan şekere katılıyor, kıvam alması sağlanıyor. İşin inceliği ise burada başlıyor. İyice yağlanan tepsinin üzerine dökülen şeker, kar üzerinde soğutulup, çıkarılarak elde bir güzel yoğuruluyor, top haline getiriliyor. Top halindeki şeker ardından sini üzerine alınarak, kavrulmuş un üzerinde köy sakinleri tarafından dört bir elden çekiliyor. Bu aşamada hep bir ağızdan türküler söyleyen köy sakinleri ise günün yorgunluğunu bu şekilde atıyor.
Tel helvasının yöresel lezzet olarak tescillenmesi için çağrıda bulunan Tunay Mutlu, "Bugün öğlenden bu yana köyümüzde büyük emekle komşularımızın, büyüklerimizin destekleriyle ortaya sanat eseri çıkardık. Yöresel tel helvamız, soğuk kış akşamlarımızın vazgeçilmez bir lezzetidir. Toplulukla yapıldığında daha güzel oluyor. Büyüklerimizden bir ricam olacak, bu yöresel lezzetimizin yöresel ürün olarak tescillenmesi istiyorum. Hepsini elimizden alıyorlar, geriye kala kala bir tel helvamız kaldı" dedi.
Köy muhtarı Selami Kaban, keyifli vakit geçirdiklerini söyleyerek, "Burada bir toplantı yaptık, ortalama 20 kişi varız. Kış günü bu insanlar bir araya geldiler, çok güzel oldu. Sobamız yanıyor, patatesimiz fırında pişiyor, helvamızı çektik. Bu helvayı çekmek basit bir iş değil ama Başçımağıl köyü için basit" ifadelerini kullandı.
Kışın köy odalarında toplanarak, tel helvası çekme geleneğini yaşattıklarını belirten köy sakinlerinden Selami Alak, "Kışın köy odalarında toplanıyoruz, tel helvası çekiyoruz. Yemesi bana, yapması komşulara ait. Yemeyi çok iyi yapıyorum. Kışın arkadaşlarla birlikte tel helvası çekiyoruz, patates közlüyoruz, börek yapıyoruz. Kışı güzel sohbetle, muhabbetle bir şekilde geçiriyoruz" diyerek konuştu.
Soğuk kış günlerinde tel helvası çekmenin Başçımağıl köyünde adet olduğunu söyleyen bir diğer köy sakini Fikri Telli ise, "Köyümüzde adettir, her kış tel helvası çekeriz. Kış gecelerimizin vazgeçilmez eğlencesidir. Gece yarılarına kadar otururuz. Önce namazımızı kılarız, Kur’an okuruz sonrasında da bu işlerimize bakarız. Oturur helvamızı yapar, saygı sevgi çerçevesinde sohbetimizi ederiz" sözlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
04 Mayıs, 2025 13:51 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safranbolu’nun Özgün Mimarisi Kayboluyor

Safranbolu’nun tarihi dokusu korunmaya çalışılırken, yeni yapı ve satışlar endişe yaratıyor.

Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve Osmanlı döneminden kalma özgün mimarisiyle kent ölçeğinde koruma altında yer alıyor.
Bölgenin kültürel ve turistik değerlerini koruma amacıyla yapılan restorasyon çalışmaları ve projeler, bölgeyi hareketlendirse de, son zamanlarda bahçeli iki katlı evlerin satılık ilanlarıyla yer alması ve yeni yapıların geleneksel mimariye uygun olmaması endişe yaratıyor.
Emlak piyasasında yaşanan hareketlilik, Safranbolu’nun özgünlüğünü tehdit ediyor. Konakların bakım ve restorasyon maliyetlerinin yüksek olması, ev sahiplerini satışa yönlendiriyor. Bu durum, emlak piyasasında hareketlilik sağlarken, aynı zamanda bölgenin mimari bütünlüğüne zarar verme riski taşıyor. Çarşı ve Bağlar bölgelerindeki evlerin satılık ilanlarında yer alması ise bazı endişeleri açığa çıkarıyor. Çünkü o sokaktaki evlerin birçoğu artık kaderine terk edildi.
Emlak sektörünün önde gelen isimleri, Safranbolu’nun mimari kimliğinin korunması gerektiğine vurgu yapıyor. Karabük’te Emlakçı Hakan Ayhan şu değerlendirmeyi yaptı:
-“Bölgedeki restorasyon çalışmaları ve emlak hareketliliği, geleneksel mimarinin sürekliliğini tehdit ediyor”
Ayhan: "Safranbolu’da özellikle tarihi konakların restorasyonu ile satışı artarken, yeni yapıların geleneksel Türk evi mimarisine uygun yapılmaması ise endişe yaratıyor. Miras yoluyla hissedarlar arttıkça, bazı evlerin önünde satılık ilanı yazılarının daha da çoğaldığını görüyoruz. Ancak, bölgenin kimliğine uygun olmayan projeler, turizm açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, hem alıcılar hem de satıcılar çok daha bilinçli olmalı, restorasyon ve inşaatlarda geleneksel mimarinin esas alınması gerekiyor." dedi.
Safranbolu’da tarihi konaklarda satılık yazısının artmasıyla birlikte, hem turizm destinasyonunu hem de mahalle sakinlerini olumsuz etkilediği görülüyor. Safranbolu’nun özgün mimari yapısının korunmasının önemine vurgu yapan, Emlakçı Ayhan ile yapılan görüşmede, bölgedeki satış trendleri ve mimari uyum konuları detaylandırıldı.
Ayhan sözlerine şöyle devam etti:
"Ünlü sanatçı Hakan Peker’in restore ettiği ev gibi, bölgedeki tarihi konakların aslına uygun restore edilmesi, hem bölgenin kültürel değerlerinin korunması hem de turizm gelirlerinin artması açısından büyük önem taşıyor. Ama herkes bu duyarlılıkta olmayabiliyor ya da duyarlı oluyor ancak maddi açıdan imkanı sınırlı kalıyor. Bu konuda tarihi bir evin satışında, aslına uygun yenilenmesi şartı konularak, bununda en geç 1 yıl gibi bir sürede yapılması gerekebilir. İtalya’da bugün 1 Euro’ya ev alıyorsunuz deniliyor ama aslına uygun yenilenmeyi şart koşuyor. Burada bu uygulamaları ancak bilinçli alıcılar üstleniyor. Evlerde yaşam olmadıkça satın alınmasının bir manası da kalmıyor. Sit alanındaki evi koruma altında değilse villa tarzı geniş balkonlu, garaj kapılı ve özgün duvarların yıkıldığı modern yapılar yapılıyor, bu yapılar geleneksel yapıya uygun olmadığında, bölgenin bütünlüğüne ve özgünlüğüne zarar veriyor."
Emlakçıların, Safranbolu’nun kent dokusunun korunması adına, yerel yönetimler ve inşaat sektörü ile birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Ayhan, ayrıca bölgedeki emlak piyasasının sürdürülebilirliği için, restorasyon ve yeni yapımların geleneksel mimariye uygun olarak yapılması gerektiğine işaret ediyor.
Safranbolu’da, tarihi mirasın korunması ve ekonomiye katkı sağlayacak doğru adımların atılması, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Gelişmeleri yakından takip edecek bağımsız bir denetim mekanizmasının, bölgenin turizm ve emlak piyasasının, kültürel miras değerleri çerçevesinde şekillenmesinde rol alması bekleniyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.