Haber Merkezi tarafından
26 Ağustos, 2024 15:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Doktorlar sağlık sistemini sabote mi ediyor?

Karabük'te sağlık hizmetlerinde yaşanan sorunlar bir türlü çözüme kavuşturulamazken, şimdi de bazı doktorların Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) randevularına kısıtlama getirdiği iddiası, bir çok hastanın mağduriyet yaşamasına yol açıyor. Bu durumun, hastaların tedavi sürecinin aksamasına ve bazı hastalıkların ilerlemesine yol açtığı belirtiliyor Karabük'te sağlıkta yaşanan sıkıntılar bir türlü çözüme kavuşturulamazken, şimdi de bazı doktorların başına buyruk olarak MHSR randevularına kısıtlama getirmesi bir çok hastanın mağduriyet yaşamasına neden olduğu ifade ediliyor.  İddialara göre, bazı doktorlar kendi inisiyatifleri doğrultusunda MHRS randevularına kısıtlama getiriyor ve bu durum, hastaların sağlık hizmetlerine erişimini zorlaştırıyor. Hastane yönetiminin ise bu doktorların Karabük'ten ayrılma olasılığı nedeniyle  duruma müdahale etmekten kaçındığı, daha önce benzer müdahaleler nedeniyle birçok doktorun Karabük'ten ayrıldığı belirtiliyor. ÜNİVERSİTE DOKTORLARI ETKİLİ Mİ?blank Yaşanan bu mağduriyetlerde Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorlarının da etkili olduğu iddialar arasında. Bu doktorların, tıp fakültesinde derslerinin bulunduğu gerekçesiyle MHRS randevularında hasta sayısını düşük tuttuğu ve bu durumun, hastaların sağlık hizmetlerine erişimini daha da zorlaştırdığı belirtiliyor. Bununla birlikte Üniversite doktorlarının bu tutumunun  aynı branştan olan Profesör ya da Doçent olmayan diğer doktorlar üzerinde etkili olduğu ve bu doktorların da randevularda kısıtlamaya gittiği konuşuluyor. OLAN YİNE HASTALARA OLUYOR MHRS randevularına getirilen kısıtlamalar, hastaların sağlık sorunlarının zamanında tedavi edilmesini engelliyor. Bu durum, hastalıkların ilerlemesine neden olurken, bazı vatandaşların gereksiz randevu alarak durumu daha da zorlaştırdığı ifade ediliyor. Ancak uzmanlar, bu durumun bir mazeret olarak gösterilemeyeceğini, doktorların bu tutumunun AK Parti iktidarına da zarar verdiğini belirtiyor.   VATANDAŞLAR TEPKİLİ Gazetemize konuşan mağdurlar, randevu bulamadıkları için sabahın erken saatlerinde hastanelere gidip numara almaya çalıştıklarını, ancak veznedeki görevlilerin randevusuz işlem yapamayacaklarını belirttiğini aktardı. Görevlilere, randevu bulamadıklarını söylediklerinde ise doktorların bu yönde talimat verdiği ve randevu verilemeyeceği yanıtını aldıklarını dile getirdiler. Sağlıkta yaşanan bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini ifade eden vatandaşlar, yetkililerin bu konuda acil adımlar atmasını talep ederken, Karabük'teki sağlık hizmetlerindeki bu sıkıntının daha fazla büyümeden giderilmesi gerektiği belirtiyorlar. SAFRANBOLU DEVLET HASTANESİNDE DURUM FARKLI Öte yandan Karabük Eğitim Araştırma Hastanesinde yaşanan MHRS randevusu sıkıntısının Safranbolu Devlet Hastanesi’nde yaşanmadığı buradaki hastaların randevu alamasalar bile veznelerde istedikleri branştaki doktorlara numara alabildiği belirtildi. Hatta Karabük Eğitim Araştırma Hastanesi’nden randevu alamayan bir çok vatandaşın İl Merkezi’nden Safranbolu Devlet Hastanesi’ne giderek hiç bir sıkıntı yaşamadan muayenesini olduğu ifade edildi.  

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
04 Mayıs, 2025 13:51 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safranbolu’nun Özgün Mimarisi Kayboluyor

Safranbolu’nun tarihi dokusu korunmaya çalışılırken, yeni yapı ve satışlar endişe yaratıyor.

Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve Osmanlı döneminden kalma özgün mimarisiyle kent ölçeğinde koruma altında yer alıyor.
Bölgenin kültürel ve turistik değerlerini koruma amacıyla yapılan restorasyon çalışmaları ve projeler, bölgeyi hareketlendirse de, son zamanlarda bahçeli iki katlı evlerin satılık ilanlarıyla yer alması ve yeni yapıların geleneksel mimariye uygun olmaması endişe yaratıyor.
Emlak piyasasında yaşanan hareketlilik, Safranbolu’nun özgünlüğünü tehdit ediyor. Konakların bakım ve restorasyon maliyetlerinin yüksek olması, ev sahiplerini satışa yönlendiriyor. Bu durum, emlak piyasasında hareketlilik sağlarken, aynı zamanda bölgenin mimari bütünlüğüne zarar verme riski taşıyor. Çarşı ve Bağlar bölgelerindeki evlerin satılık ilanlarında yer alması ise bazı endişeleri açığa çıkarıyor. Çünkü o sokaktaki evlerin birçoğu artık kaderine terk edildi.
Emlak sektörünün önde gelen isimleri, Safranbolu’nun mimari kimliğinin korunması gerektiğine vurgu yapıyor. Karabük’te Emlakçı Hakan Ayhan şu değerlendirmeyi yaptı:
-“Bölgedeki restorasyon çalışmaları ve emlak hareketliliği, geleneksel mimarinin sürekliliğini tehdit ediyor”
Ayhan: "Safranbolu’da özellikle tarihi konakların restorasyonu ile satışı artarken, yeni yapıların geleneksel Türk evi mimarisine uygun yapılmaması ise endişe yaratıyor. Miras yoluyla hissedarlar arttıkça, bazı evlerin önünde satılık ilanı yazılarının daha da çoğaldığını görüyoruz. Ancak, bölgenin kimliğine uygun olmayan projeler, turizm açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, hem alıcılar hem de satıcılar çok daha bilinçli olmalı, restorasyon ve inşaatlarda geleneksel mimarinin esas alınması gerekiyor." dedi.
Safranbolu’da tarihi konaklarda satılık yazısının artmasıyla birlikte, hem turizm destinasyonunu hem de mahalle sakinlerini olumsuz etkilediği görülüyor. Safranbolu’nun özgün mimari yapısının korunmasının önemine vurgu yapan, Emlakçı Ayhan ile yapılan görüşmede, bölgedeki satış trendleri ve mimari uyum konuları detaylandırıldı.
Ayhan sözlerine şöyle devam etti:
"Ünlü sanatçı Hakan Peker’in restore ettiği ev gibi, bölgedeki tarihi konakların aslına uygun restore edilmesi, hem bölgenin kültürel değerlerinin korunması hem de turizm gelirlerinin artması açısından büyük önem taşıyor. Ama herkes bu duyarlılıkta olmayabiliyor ya da duyarlı oluyor ancak maddi açıdan imkanı sınırlı kalıyor. Bu konuda tarihi bir evin satışında, aslına uygun yenilenmesi şartı konularak, bununda en geç 1 yıl gibi bir sürede yapılması gerekebilir. İtalya’da bugün 1 Euro’ya ev alıyorsunuz deniliyor ama aslına uygun yenilenmeyi şart koşuyor. Burada bu uygulamaları ancak bilinçli alıcılar üstleniyor. Evlerde yaşam olmadıkça satın alınmasının bir manası da kalmıyor. Sit alanındaki evi koruma altında değilse villa tarzı geniş balkonlu, garaj kapılı ve özgün duvarların yıkıldığı modern yapılar yapılıyor, bu yapılar geleneksel yapıya uygun olmadığında, bölgenin bütünlüğüne ve özgünlüğüne zarar veriyor."
Emlakçıların, Safranbolu’nun kent dokusunun korunması adına, yerel yönetimler ve inşaat sektörü ile birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Ayhan, ayrıca bölgedeki emlak piyasasının sürdürülebilirliği için, restorasyon ve yeni yapımların geleneksel mimariye uygun olarak yapılması gerektiğine işaret ediyor.
Safranbolu’da, tarihi mirasın korunması ve ekonomiye katkı sağlayacak doğru adımların atılması, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Gelişmeleri yakından takip edecek bağımsız bir denetim mekanizmasının, bölgenin turizm ve emlak piyasasının, kültürel miras değerleri çerçevesinde şekillenmesinde rol alması bekleniyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.